Şefkat-Der'le İlgili Güncel Bilgilere Ulaşmak İçin Lütfen Facebook Hesabımızı Takip Edin.(Şefkat Der)
   
  sefkat-der
  Hayrettin Bulan'ın evsiz,kimsesiz,şiddet mağduru,cinsel kurban,yetimhaneler,yuvalar vs ile ilgili 1995 yılından buyana kaleme aldığı yazılar..
 

 

 

 

 

 

 

 

13.09.2004        Saat:00:52

…kitaplaştırmak ve faydalı bir şeyler bırakmak çok önemli…

 Ah bütün güzel şeyler iyi bir derlense….

 

Hayırlara vesile olmak ümidiyle…

Bu defter şimdiye kadar çeşitli duygu,düşünce vb. notlarımı almaya çalıştığım

20.defterim falandır herhalde…

 

En azından son 10 yıldır çeşitli küçük büyük defterlere birçok duygu görüş,anı vb..olarak yazlar yazmışımdır..

 

Defterlerimdeki yazılarım pek düzenli okunaklı olmayabilir..

Bu yazıların geneli bir anda sanki şiir gibi olur…

Çeşitli duygular aklıma gelip o anda yazmaya çalışırsam yazımın düzenli olup olmamasına pek dikkat etmem…

 

Tabi ki yazımın benden başka kimsenin de tekrar tekrar okuma imkanının olmasını isterim.

Çünkü,bu defterlerimdeki birçok duygunun nice nice insanların faydasına vesile olabileceğini de düşünürüm.

 

Bu yazıları sadece kendim için yazıyorum desem doğru olmaz..Birçok yazılarımı derleyerek,

Bazı kitaplar çıkarırım diye yıllardır çok niyet etmişimdir ama şimdiye kadar pek nasip olmadı…

 

Er geçen gün her an yeni bir şeyler öğreniyorum, yaşıyorum.Duygularımı ,bilgilerimi en iyi şekilde düzenleyip,en faydalı şekilde vesile olmak amacıyla ,daha iyisini ortaya çıkarmak amacıyla(vesile olmak)niyetiyle kitap işleri baya gecikti.Daha doğrusu nasip olmadı diyelim..

 

Bir de çoğu zaman bazı duyguları yaşamak,pratiğe geçirmek kaygısı,kitap haline getirmekten daha önemli oldu..Fakat bazen öyle şeyler  oluyor ki,mesele bir gün bu Dünya’dan sonsuz aleme göç edeceğim….bu göçten önce çok faydalı olmasını ümit ettiğim şeyleri kitap haline getirsem de başkalarının da faydasına vb..vesile olsam diye hep düşündüm.

 

Evet bir gün notlarım da kalacak .Ben o tarafa gidecem..Bunlar şimdilik burada duracak..Kim bilir bu 20 civarındaki defterimdeki kimin kimin elinden geçecek…

 

Bu arada şunu da yine belirtiyim.Benim o notları kitap  yada kitaplar haline getirmeye ömrüm yetmezse,bir şekilde arkamdan gelen alem,arkadaşlarım,gönüllülerim,yada kim bilir siz,sen,o….her neyse…işiniz biraz zor ama ,inşallah kitap haline hatta kitaplar haline getirilecek baya malzeme olduğuna inanıyorum..(Nasipse o da olur)

 

Bazen birçok şeye vesile olmaya ömrümün yeteceğine inanırım…Bazen de bunlara ömrümün hiç yetmeyeceğine inanırım…

 

Belki bazıları tuhaf ta karşılayabilir  ama şunu da şöyleyim:

Bazen EY GÜZEL ALLAH’IM  bu dünyadan göç etmeden önce birkaç çok hayırlı kitap yazmama müsaade et diye de gönlümden dua etmişimdir..Yine de hayırlıysa nasip etsin…Bu işin haşa

Pazarlık gibi duası olmaz..

 

Yine unutmadan şunu da aktarmalıyım..Eskiden birçok radyo ,tv konuşmalarımızla ilgili kasetler vb..çok.Bunlar arasından  da çözümler yapılarak hayırlara vesile olacak  kitaplar da çıkarılabilir…

 

İnsanlar tekerleği,ampulü,motoru vb..radyo ve tv yi ….bir çok şeyi bulmuşlar,icat etmişler…

Bunları tekrar icat etmeye gerek yok..daha da geliştirmek yeni yeni faydalı şeylere vesile olmak gerek…İşte bazı duygular da bazen böyle gibidir..Duygu düşünceler de geliştirilmelidir…yeni yeni faydalı düşünceler ortaya konmalıdır…Başkaları da bunlardan faydalanmalı bu duyguları daha da geliştirmeli başkalarının hayırlarına da vesile olunmalıdır…

 

Ölüm,mutluluk,ayrılık,sevgi,aşk,tarör,yoksulluk,şefkat,savaş,barış,BM,AB,Türkiye,Türk Kürt Arap Alman Japon.Deniz,Okyanus,Gökyüzü,Uzay,Melek,ALLAH,Peygamberler,gazetecilik,televizyonculuk,siyaset,seçimler,sanat,ekonomi,sanatçılar,bitkiler,hayvanlar,duyarsızlık vb…daha nice  duygu,terim,eşya,varlık,…..neler neler…neler  neler söylenmiştir….

Bazen bir Peygamber,bazen bir şair,bazen bir sanatçı,bazen onlar,bazen bunlar,bazen sen,kim bilir belki bazen de benim gibiler…Derlenmeli,toplanmalı,..arının çiçeklerden,bitkilerden alması ,toplaması gibi toplamalı…ayarlanmalı..Kim biir ne güzel ne müthiş şeyler ortaya çıkacak….Belki uzayın keşfinden de,otomobilin icadından da,….onlardan da önemli faydalı olacak şeyler çıkacak….

Gerçek mutluluğun damalarına ulaşılacaktır kim bilir….

Saat 01:30 olmuş…İnaAllah yine görüşürüz….Her şeyin hayırlısı olsun….Saat geç olduğu için durmadım .Şimdilik bu kadar oldu.Kontrol bende değil……

 

 

 

 

 

En sevdiğim insanlar gibi olan kelimeler

Kimsesiz,barınmasız(evsiz),aç,yetim,öksüz,hayat kadını(cinsel kurban,sistem kurbanı,hayatsız kadın)yetiştirme yurdu,çocuk yuvası,aşevi,sığınma evi,evsizler evi,düşkünler evi,sığınak,………………..gibi kelimeleri duyunca ,okuyunca çok tuhaf bir duyguya kapılıyorum..içimde bir şeyler oluyor …Ne biliyim…En sevdiğim insanlar gibi (bunlar bana)bir duygu veriyor..

Benim sanki anam gibi ,ablalarım gibi,kardeşlerim,yeğenlerim gibi geliyor…

İster tv de duyuyum,görüyüm,ister gazetede dergide okuyum,ister radyoda,ister konferans vb. duyuyum…Bu kelimelerle karşılaştığım anda acayip tam anlatamadığım şeyler hissediyorum..

 

Mesela sığınma evi dense hemen annem gibi sıcak ok sevdiğim çok değer verdiğim bir şey aklıma geliyor..Diğer benzer bütün kelimelerde bu tuhaf duyguyu hep hissediyorum..Dikkatim

Bir anda odaklaşıyor…üf ya aslında yine de tam anlatamadım…Neyse..

 

 

 

 

Çocuk Yuvaları-Yetiştirme Yurtları-Canlarım bitaneciklerim-

 

Ne zaman SHÇEK,Çocuk Yuvası,Kreş,Yetiştirme Yurdu,Huzurevi,Darülaceze,Sığınma evi vb..isimlerini duysam ir tuhaf duyguya bürünüyorum…Adeta vücudumun tüm hücreleri etkileniyor,

 

İlk çocuk yuvasına ziyarete gitme düşüncem, bir sinemada 4-5 tane küçük 10-11 yaşlarında çocuğun film arasında sigara içmeleri vb..anımla başlamıştır..

Çocuk yuvası-yetiştirme yurtları…..ahh insan bir tuhaf oluyor….

Buralardaki çocuklara sevgi şefkat veriyim derken ben de çok şeyler öğrendim.hayatımın en önemli duygularımın daha da güçlenmesiyle karşılaştım..

Evet buralarla ilgili yazılacak o kadar çok şey var ki …inşallah günün birinde çok yönlü olarak bunları aktarmaya çalışacam ama özetle olsa da şu notları aktarmak isterim…

Kiminin annesi babası yok

Kiminin annesi var babası yok

Kiminin babası var annesi yok

Kimi baba kelimesini hiç kullanmamış

Kimi anne kelimesini hiç kullanmamış

Kimi hem anne hem baba kelimesini hiç kullanmamış…

Eh teyze,ağbi,abla,amca,dayı,dede,nine,ebe,anneanne,babaanne kelimeleri de aşağı yukarı böyle…

Üniversite 1.sınıf öğrencisiyken (1992-1993 dönem eğitim yılı)devamlı ziyaretlerimizde nelerle karşılaşmıştım nelerle…

O oyunlar,o sevgiler,o kıskançlıklar,o sevinçler,o gezdirmeler,o düşünceler,o büyümeler,o mücadeleler…neler neler…şimdi çoğu genç kız,delikanlı,anne baba oldu,iş güç sahibi oldu…

 

O odalarda ateşli hastalığa yakalandıkları zaman korkunca kimin yataklarını paylaşmışlar mıydı,yanlarına sokuldukları,anneleri,ablaları,babaları vb..olmadı onların hiç…

Okula gittiklerinde anne babaları ne iş yapıyor derken öğretmenleri arkadaşları vb….onlar hep çok zor geçti…

Kaç kimsesiz gencin askere giderken yanında ailesinden dostlarından biri oldu..

Askerde mektup gelmiş midir sevdiklerinden,harçlıklar gönderilmiş midir?!

18 yaş sendromunda ne yapılır

-hiç başı okşanmamış,hiç sevilmeme,hiç aranmama,

-18 yaşını doldurup ta yetiştirme yurdunda vaktiniz doldu  haydi diye kapıya konanlar ne oldu?ne yaptı?

Devlet yada diğer işler çıkmadan ayrılanlar ne yapmıştır,hele hele hiç akrabası yakını sahip çıkanı olmayanlar ne yaptı?

Hiç unutamam o İstanbul’da bir radyo programına konuk olarak katıldığımda(radyo özel)bir dinleyicinin canlı telefon bağlantısında;İstanbul’dan Adapazarı’na tirenle giderken tirende genç bir kızla tanıştım,konuştum-,nereye gidiyon dediğimde,’diyen beye)-ağbi ben yetiştrme yurdunda kalıyordum yaşım doldu yurttan ayrıldım.Adapazarında yeteştirme yurdunda kardeşim var onun yanına gidiyorum…-peki seni kabul edecekler mi dendiği zaman,-bilmiyorum ağbi müdür babaya yalvaracam yakaracam diyen genç kızı hiç unutamam…içim cız eder..(bu notları kitaplaştırmak amacıyla temize geçerken bilgisayara kaydederken tekrar duygulanıyorum..bu kadar milletin içerisinde hüngür hüngür ağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum..sadece gizli gizli gözlerim yaşarıyor ama içimde hala büyük bir acı…hiç iyileşmeyen hiç geçmeyen bir acı…)

Şimdiye kadar bu kardeşlerimizi hiç reddetmedik hep kapımızı açtık..ama kim bilir ne yapmışlardır bize ulaşamayan canlarım..kurban oluyum her birine her birinize…..

Aralarından bazılarının kötü yola düştüğünü,dansöz,konsomatris,vb..olduğunu duyarım..bazen okurum gazetelerde,bazen TV lerde izlerim…..

……EEeyy insanlık eyy….

Yavrucaklarım,canım bir tanecik kardeşlerim…Bu kuru sevgi sözcükleri pek bişey ifade etmiyor öyle değil mi?

Bazılarının da anne babaları ayrılmış…

 

 

Salı günü Konya dan 12:00 otobüsüyle İstanbul a doğru  yola çıkmıştık..

 

 

 

 

08.07.2007.saat 00:25

..Bugün hayatının belki de en anlamlı şeyini yapmaya ne dersin..

 

Bugün, bir meczubu ,akıl ruh sağlığı yerinde olmayan kimsesiz,sahipsiz,çaresiz vb..kalmış birini bulun..en güzel ilgiyi gösterin..en sevdiğiniz insan yerine koyun..yatılı tedavi..resmi yerlerle görüşme,baskı vb…ne gerekiyorsa yapın..çocuğunuz,ananız,en sevdiğiniz için ne yaparsanız aynısını yapın…Bulun….Yapın…

Bir daha bırakmamak üzere sahiplenin…

Gerekirse kaymakamlık,valilik,belediye,bakanlık,başbakanlık,cumhurbaşkanlığı gibi yerlere de yazılı başvurun…basın vb..de devreye konabilir…

 

Bugün, (yani başka bir gün)hayat kadını,genel kadın,vb..diye anılan hayatı çalınmış bir hayatsız kadın bulun…araştırın,ulaşın…ulaşılsın…(tabi ki en kalıcı çözümler en insani yardımlar vb..dahil olmak üzere..yine en sevdiğiniz gibi düşünün..

Bunun yanında ayrıca mümkün mertebe imkanınızı zorlayarak(büyük para tercih)bir 100-500-1000 ytl vb… verin… en azından varsa alabilirsen çocuğunu al…onu gezdir…ona hediye al..sinemaya tiyatroya git…piknik vb…onu kucakla onula uyu…

Yalnız bir yürüyüş yap..git lunaparkta eğlen…sinemaya vb..konsere maça…lokantaya,kafeteryaya vb..git..yalnız da olsan yap..yine oyuncağını al uyu..biliyorum çok uzun zamandır belki mutlu bir günün olmamıştır… onu hayal et…(bunları daha önce de yazmıştım..)

 

Bugün,(başka bir gün) Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu vb. bünyesindeki bir çocuk yuvasına ,yetiştirme yurduna,huzurevine git…buradaki çocuklarla,devamlı ilgilen,gönüllü abi,abla ol…koruyucu aile ol.en sadık dost ol..Bunları,Vazgeçemeyeceğin biri olarak düşün..

O sevgi var ya o sevgi her şeyi halleder..Kurumda ilgi,kurum dışı ilgi,gezme spor,tiyatro,okul ziyareti,vb…tel açmak,mektup göndermek…askere göndermek,askerdeyken de telefon açmak,harçlık göndermek,iş,evlilik vb….yapacak o kadar çok şeyler var ki…

 

Bugün,(başka bir gün)İnternette googlede vb..arama motorlarında …açlık,açlıktan ölüm-barınmasızlar-evsizler-donarak ölüm-mülteciler-genelev kadınlarının sorunları -hayatsız kadınlar-dışlanalar-hor görülenler-sığınma evleri-şiddet-öldürülen insanlar-sosyal devlet nasıl olmalı- vb…

Kelimeleri gir …oku,düşün…

 

Bugün,(başka bir gün)sosyal yardım faaliyetleriyle ilgilenen vakıf,dernek vb..gibi kuruluşları araştır…telefon et,ziyaret et..gönüllü ol…üye ol..faaliyetlerine katıl…

 

Bugün, (başka bir gün)radyoları karıştır..konuşmaları takip et.canlı telefon bağlantısı olanlara  telefon bağlantısı kur,sms olanlara mesaj gönder..düşündürücü faydalı bir şey olsun…

 

Bugün’(başka bir gün),İlla ki bir engelliye,görme engelli vb karşıdan karşıya geçirilmesinde,yürümesinde vb..toplu taşıta binmesi inmesi vb..gideceği yere kadar götürmek

 

Bugün,(başka bir gün)Kadın programları bazı televizyon programları canlı yayınlar vb. konuklar oluyor seyirci bölümüne …sizden de bazıları orda orda olursa akli selim vicdanlı faydalı yönlendirmede bulunabilirler…

 

*  *

İhtiyaçtan fazla almak ta çalmak gibidir…

Bir şeyi ihtiyacından fazla alıyorsan ,zaten illaki başkasının hakkını çalıyorsun demektir….giyim kuşam,yiyecek,ev,araba,ayakkabı vb…

 

Bugün Baskın Oran Hoca derneğimizi ziyarete geldi..Ayşe Tükrük’çü Ablaya Saliha ablaya destek olmak amacıyla vb..yanında 15-20 kişilim bir grup vardı…08.07.2007.01:00

 

8.7.2007 saat 15:52

Devletin cinsel köleleri

Devletin seks köleleri.

Devletin namus köleleri…

(genelevleri kadına tecavüzün meşrulaştırılmaya çalışıldığı  yerler konumunda…)

 

Ayşe ablanın ve Saliha ablanın adaylıkları ile ilgili tahminimizdeki gibi gelişmeler oldu…

Hürriyet,Milliyet,Radikal,Vatan,Cumhuriyet,Birgün,Güncel,Referans,Sözcü,sabah,şok,takvim,güneş,Star,Bugün,birçok internet siteleri,Cine 5,Kanal d Esra Ceyhan(3 proğram)atv,skytrk,Rumeli tv,Yeniçağ tv,özel programlar yaptı,yeni harman dergisi,Cnn’Türk Şirin Payzın Ece Temelkuran sunduğu program,Vatan Pazar eki(genişçe ve 1 sayfa manşet  ve iki sayfa daha),cumhuriyet Pazar eki(geniş)sabah Pazar eki(geniş),Show,Star,SkyTürk özel haber yaptı,Cine 5 özel haber ve canlı yayın,İsveç Devlet Dadyosu,İngiliz gazeteci Nikılıs bey,İngiliz dergi,

Randevu Danimarka gazetesi,Hollanda,İsviçre gazeteleri,

 

Engin Arınç akşamda köşe yazısı yazdı,Zeynep göğüs hürriyette köşesinde yazdı,belgesel çekiliyor,(3 belgeselci daha aradı)özgür radyo ve açık radyoya konuk oldu,sosyalist aday füsun bandır destekliyorum diye basın açıklaması yaptı,Baskın oran ziyarete de geldi,insan hakları derneğinden,eren keskin aradı,film mordan destek,feminist kadınlardan destek,Esmeray da destek oldu,

 

Polonyalı bir gazeteci tel açtı tercüman aracılıyla açtı..Ayşe hanımla Saliha hanımla görüşmek istiyor

Bugün fox tv dede sabah Ayşe abla Şenay Düdek- Cenk Eren in Dobra Dobra programına katıldı…

Diptekilerin bağımsız adayları

Tüm hayatsız kadınlar

Tüm şiddet mağdurları

…için mücadele ediyorlar..tüm ezilenler için

 

Önce için için sonra hıçkıra hıçkara…..

 

Şu anda saat gecenin 02:57 si(7 Mayıs 2007) İstanbul büromuzda bazı haberlere googleden göz atıyordum..bir taraftan da kanal 7 de şebnem Kısaparmak’ın programına da bakıyordum(tekrar programı)..kulak misafiri oluyordum..bugünkü programın tekrarı gece yayınlanıyor..

Bugünkü programda da yüz ifadeleri ve konuşmalarından oldukça acılar çekmiş,psikolojisi de bozulmuş bir kadın var…

-kocam sokağa attı…

Dün ben nerde yattım biliyor musun?

Hastanede yattım..şu,şu da vardı 3 kadın hastanede geceledik…

Çocuklarının ayrılık vurgusu falan…

Sunucu Şebnem hanım soruyor:-hiç sığınma evine falan baş vurmadın mı?Gerçi sığınma evleri dolu falan…mor çatı falan var..

Bu tür konuşmalar devam edip giderken reklam vakti geldiğini söylüyor..şebnem hanım reklamdan sonra Ceylan”ın şarkısıyla vb..birlikte olacağız diyor…

(daha geçen evsiz,kimsesiz,şiddet mağduru kadınlara kapımızın açık olduğunu söylemiştik..hatta canlı yayına da telefon bağlantısıyla almışlardı..

İnşaAllah özellikle İstanbul”a çok çok ACİL BARINMA EVİ AÇMAMIZ GEREK…

O çaresiz kadıncağızları bir görseniz durum gerçekten çok vahim…

ALLAH IM YARDIM ET…

YARABBİM YARDIM ET…

Daha yapmak istediğimiz vesile olmak istediğimiz o kadar insan var ki…

Ceylan”ın parçasından sonra biraz parça üzerine yorum yapıyorlar…

Bakalım o garip kadıncağızla ilgili neler söylenecek?!

Tennur hanım uzun zamandır görmediği kızı Yasemin”le telefonda konuşuyor…Annesi :ben hatalıydım kızım diyor..dün hastanede geceledim diyor.(kızı 20 yaşındaymış)

Kızı: bir yakınımla kalıyorum diyor….(şüpheli-artık bir erkek mi yada başka şey mi?!)

(3 tane çocuk hepsi bir taraftaymış)kızı da annesinin dünkü konuşmalarını doğrulamış..babası kızını da evinden kovmuş..kız olduğum için babam beni sevmedi diyor…(bu arada gözyaşları akıyor(okunamayan 2-3 kelime)

Diğer kardeşim de ahırda kalıyor diyor..yasemini babası evden kovduğunda 16 yaşındaymış..Şebnem hanım yasemine diyor ki;yarın gel annenle konuşturalım buluşturalım..(ekrana çıkartmadan tv de arka planda buluşturacak…

Anneni yüzü tebessüm etmeye başladı…Anne Bakırköy”de gezip kızını arıyormuş..ilginç..Bakırköy’de  kızı da oturuyormuş…(inşallah bu programı istememizde fayda var.(7 Mayıs Pazartesi gece tekrarı yayınlanan)

Kim bilir o 20 yaşındaki yasemin de ne durumda ..İÇİM ÇOK KÖTÜ OLDU..

Tennur hanım Benim evime aile gelmiyordu..2-3 tane erkek geliyordu..hep meyhane gibi kullanıyorlardı diyor…(gerçekten çok acı bir cümle)

Kocasının kız kardeşi(ablası) falan da yayına bağlandı..kadını suçladılar..sonra bir genç kız daha bağlandı..adamı suçladı kocası eve kadın getirdi Tennur hanımı sokağa attı dediler..

Biraz önce yer yer için için yer yer hıçkıra hıçkıra ağladım..saat 03:40..aklıma çalışmalarımızla ilgili hala yapamadığımız çok şey geldi…

….Nice nice garipler geldi..Tennure gibiler yasemin gibiler daha nice niceleri ..beni arayanlar..bize sığınanlar..duyarsızlık…İÇİM ÇOK KÖTÜ YANIYOR…ateş benim de içim de….

*     *       *

Bir asker  annesi:asker oğlum izne gelince hep onla yattım…

Televizyonda asker annesi gözyaşları içerisinde söylüyordu:Oğlumu çok seviyorum tabi her anne sever..oğlum izine geldi hep onunla birlikte yattım..diyor 

Gerçekten anne sevgisi çok acayip güzel çok çok kutsal…

Ah ama zamanla çocuklar evleniyor torun morun oluyor.çocukların yaşı iyice ilerleyince annelerini babalarını çok incitirler…anne babalarını bile döven nice nice çocuklar görüldü….yaşıyoruz….

*       *        *

Sen 7 çocuğuna baktın anam, ama biz 7 çocuk bir sana bakamadık!..”

Televizyonda bir kadın canlı yayında ağlayarak şöyle diyordu:

“Sen 7 çocuğuna baktın anam ama biz 7 çocuk bir sana bakamadık!..”(yaşlı anasına diyordu.tabi burada bir vicdan azabının yanında eşinin, annesine istemediğini hissettirebiliyordu…)(8 mayıs 2007)

*     *       *

Bugün anneler günü. Bir anneden telefon geldi:Bana oğlum uyuz diyor

Bugün anneler günü İstanbul dan 45 yaşında bir anne arıyor..konuşmaya başlar başlamaz ağlamaya başlıyor…Bana oğlum çok kötü davranıyor..uyuz diyor…

 

12-19 yaşında 2 oğlu varmış eşi 7 yıl önce öldürülmüş..oğlu çok saygısız davranıyormuş..Uyuz kadın diyormuş…Anneannesi bile torununun yanlışını anlattığında ben kızımı götürürüm diyince al götür diyormuş…

                                                                                                                

Anne ben bunu düzeltemezsem çocuğuma yardımcı olamazsam bu ilerde evlenince eşine çocuklarına çok kötülüğü olur…vb..düzeltmem lazım diyor..

*         *          *

Birbirlerini sevmişler evlenmişler..yıllarca hizmet etmiş,çocuklarına bakmış..evin her milimini gözü gibi korumuş..kahrına katlanmış,ilacını getirmiş,yemeğini yapmış vb..birlikte uyumuşlar vb…en özel şeyleri paylaşmışlar …..

…ama maalesef …kendini kapı önünde görebiliyor….evine bir başka kadın geliyor(okunması zor yazı var)(9 mayıs 2007 gibi)

*          *        *

 

 

 

 

 

 

22.11.2005

 ….çok büyük hazine bulmuş gibi sevinirim….

 

Ne zaman yeni bir mağdur gelse(kimsesiz,evsiz,çaresiz,hayati tehlikesi olan,şiddet mağduru,cinsel kurban,dışlanan,sahip çıkılmayan,tutunacak dalı olmayan,itilen kakılan,insan yerine konmayan vb..)ÇOK BÜYÜK BİR HAZİNE BULMUŞ GİBİ SEVİNİRİM..

Bu garip insanlarımızın  durumu beni çok çok üzer ama bu sıkıntıları çeken bir insana şefkat kucağını açmamız bu insanlarımızı ailemize dahil etmemiz,bu şerefe(büyük kutsal şerefe)

Nail olmamız beni acayip sevindirir.,duygulandırır..Kayıp değerli bir yitiğimi,canımdan bir canı bulmuş gibi  hatta benzetme yapamayacağım şekilde mutlu eder beni…

Şefkat-Der’imizin Barınma Evlerini(sığınma Evlerimiz,Şefkat Yuvalarımız vb..)düşündüğümde baktığımda-geldiğimde çok tuhaf duygular hissederim..

Bunu nasıl anlatacağımı bilemiyorum…Nasıl bir benzetme yaparsam yapıyım  tam yerine oturtamayacağımı biliyorum…ama yine de duygularımı aktarmaya çalışıyım:

  Bir annenin biricik evladını yavrucağını düşünmesi gibi mi desem,onun büyümesindeki emeği,duyguları,kaygısı gibi mi desem….çocuklarının mürüvvetini görmesi gibi mi desem ..

Onların üzerindeki emek ,titremesi gibi mi desem ..yıllardır çok büyük bir emeğin karşılığının alınıp haklı gururunu yaşamak gibi mi desem..

Bunlar için ayakta durmalıyım,yılmamalıyım,her şeyi yapmalıyım düşünmek gibi ….

Ne biliyim anlatamıyorum duygularımın karşılığını yazamıyorum…çok farklı bir duygu işte..

buradaki çocuklar,kadınlar…genciyle yaşlısıyla,erkeği ile kadınıyla herkes…farklı farklı duygular veriyor..taa nerelerden ne biçim kötü sorunları olan garip insanlarımızın ….buralara gelmesi ,burada başlarını sokmaları,uyumaları,uyumaları,yemek yemeleri,güven içerisinde olmaları,yavrucaklarıyla uyumaları,dayak yemeden,satılmadan,aşağılanmadan,kokmadan günlerini geçirmeleri…

Bayramlarda sevindirilmeleri..okullarına uğurlanmaları..hastalandıklarında ilaçlarının alınması ,hastanelere götürülmeleri…pikniklere götürülmeleri..

Onların gözlerinin mutluyuz çok şükür güvendeyiz,bizi ailelerinin bir parça olarak,görüyorlar,bizi seviyorlar vb…diye düşündükleri için ışık yamaları…

Acayip güzel…acayip hoş…insan tatmalı bunları…

Allah’ım belki layık değiliz ama şükürler olsun…bu ve benzeri duygular bana adeta yıkılmaz sarsılmaz yenilmez bir güç veriyor…

Ayrı özel not hatırlatma:unutuyorlar bizi yalnız bırakıyorlar…bizi…Nerdesiniz,nerde…?yine mi ihmalkar olacaksınız…22.11.2005 saat 21:52-Konya

*      *          *

25.11.2005

Herkes kendini başkasının yerine koyabilmeli..

Herkes kendini başkasının yerine koyabilmeli..

 

Doktor,hemşire,…gelen hastayı,baktığı kişiyi..

Cinsel kurbanları en sevdikleri yerine koymak

(Acaba o zaman yine de o şeyleri yapabilir mi?)

Kendisi başkasının ablası,kızı vb..olan eşini..kız kardeşine ,kızına,annene vb..benzetmeli..

Ayakta duran yolcuyu...

Karşıya geçecek engelliyi,,,

Çaresiz hastalıklara yakalananları…

Çocuk yuvası yetiştirme yurtlarındakileri huzurevlerindekileri  vb…

Sanki kendisi ölmüş te canından çok sevdiği yavruları,eşi,annesi,kardeşi gibi düşünmeli..

Sahipsiz kalan diğer garipleri..

Bir insanın başkalarına karşı da en az sevdiklerine ailesine karşı gösterdiği duyarlılığı hissetmeli…

Başkalarına gösteremeyeceğin,veremeyeceğin,yapamayacağın olanakları vb..kendi yakınlarına da gösteremeyeceksin yapamayacaksın..

Zengin bir fabrika sahibinin torunu için evladı için yapabileceklerinin birazcığı bile başka ihtiyaç sahibi çocuklar için yapılmaması!..

*     *       *

 

Zannediyorlar ki kimse ne kadar duyarsız,cimri,düşüncesiz,vb. olduğunu anlayamaz yada dikkat çekemez!!!

her şeyden önce insan kendini zaten kandıramaz…

Zaten duyarsızlık o kadar yaygın ki,hepsi o duyarsız,cimri düşüncesiz gruba direk dahil oluyor!...

 

Bunlar da izlerler,okurlar,görürler…(tv de,gazetede,dergide,radyoda vb..)o kadınları,o çocukları,o aileleri,o çaresiz gözükenleri…

Nedense orta halli insanlarımız hatta ortanın da alt grubunda yer alanlar daha duyarlı….

 

Çok yaşlı hale bile gelmiş acayip büyüklükte servet sahipleri bile kıyamaz servetine…

Bazı cömert gibi gözükenlerin çoğunun bağışı kendi servetine göre deve de kulak kalır!…

 

 

Çok mu zor

Çok  mu zor gerçekten anlayamıyorum..gerçekten anlayamıyorum…

Mevcut mal varlığı bile binlerce yıl tüm sülalesine gelecekteki sülalelerine bile yetecekler…hala cimri oluyor…

Yakın zamanda ölümle tanışacaklar bile hala niye ….(okunamayan kelime)(saat 21:32)

 

*         *           *

..Mevki makam güç üstünlüğünün doru yerde doğru kişilere kullanılması…

İnsanın kendinden maddi ve manevi yönden(mevki,makam,derece vb..)daha aşağı seviyede olanlara güç gösterisinde bulunması,ezmeye çalışması,güya hattini bildirmesi,kahramanlık yapması,hatta kava kuvvetle ilgili dövmeyi vb..küfür etmesi şu bu ,hiçbir zaman üstünlük,kahramanlık olamaz vb..

Kendinden güçlülere  karşı (mevki,makam,derece,zenginlik,kaba güç vb..) yanlışlarını dile getirmek,karşısına dikilmek,zulmetmesine müsaade etmemeye çalışmak,gerektiğinde itiraz etmek,her şeyi göze almak….iyidir.(Başbakana,

 

Biraz değişik bir örnek olacak ama iki kişinin bir kişiyi dövmeye kalkması da bu şeye dahil…(ilave not:Fizikçe çok güçlü olanın fiziksel olarak güçlü olanın fiziken zayıf olana karşı yaptığı da aynı şekilde vb)25.11.2005-saat 21:41

 

*         *          *

Faydalı şeylerden…

Sivil toplum çalışmalarına katılmak

Çocuk yuvası,yetiştirme yurdu ziyaretleri,gönüllü koruyucu çalışmalar…

Kan anonslarına ilgi…

Engelliyi karşıdan karşıya geçirme..

Duyarlı yazarlara,programlara,gazetecilere sahip çıkma..Bunları motive etmek,üst birimlere teşekkür etmek..

Sosyal konularla ilgili mektup,faks,mail atma,ziyaretlerine gitme..

Güler yüz güler yüz güler yüz 

Fakir,yoksul vb…ihtiyaç sahipleri vb. imkan ölçüsünde yardımlar yapmak…

Ambulansı aramak,polisi itfaiyeyi aramak acil müdahalelerde bulunulması gereken durumlar vb..

*           *        *

Hiç gelinlik giymeyenler…Sığınma evimizdeki kadınların gelinlik giymesi…(açıklama gerek)

*           *         *

10.12.2005 saat 21:23

Çocukluğu tatmadan büyüyen çocuklar…

Annesiyle,babasıyla,vb..parka,çocuk bahçesine,lunaparka,pikniğe vb..hiç gitmemiş….

O parkta vb. cıvıl cıvıl oynamamış…

Bol bol şiddet görmüş….

Sevildiğini hiç hissedememiş…

Şimdiye kadar babası ne oyuncak ne çıkolata almış!...

 

Tv kanalında hoşlandığı bir çizgi film film vb..çıksa anneciğim,babacığım,bu kanal dursun izlemek istiyorum bile diyememiş…

*         *        *

 

Bazı akıl ruh sağlığı yerinde olmayanların yaptıkları…cinayet yangın vb….çok üzücü durumlar tv olanakları?-ayrıca kafeslere kapatılı engelliler…..?!

 

*           *         *

Yine kitapla ilgili …

İnşallah yazılacak kitapla ilgili …

Aralarda yada sonda bolca haber kupürü konabilir-program cd’lerindeki resim olarak aktarımda

Yapılabilir..

-o yalnız definin haber küpürü-

Donarak ölüm haberleri

Fuhuş kurbanlarıyla ilgili

Kafes içerisindeki engelli-

Şefkat-Der ile ilgili bazı haberler-

*     *     *

12 Ekim 2006-saat 00:10

Gerçeklerle yüzleşmek,gerçekleri kabul etmek,bazılarına çok zor geliyor…

 

Herkes kendi bir dünya kurmuş ve o dünyada yaşıyor…

Gerçeklerle yüzleşmek,gerçekleri kabul etmek,bazılarına çok zor geliyor…

Umarım insanlara daha fazla kendini kandırmaz

Ben insanların nefislerine ağır gelecek çok mu şeyler söylüyorum!herkesin kendi vicdanı yok mu,

Herkes kendini tanımıyor mu?!..vb..Bu duruma gerçekten üzülüyorum.

*        *        *

İstanbul’dan Konya’ya doğru tiren yolculuğum başladı.İstanbul’a dün sabah gelmiştik.Kanal D’de Esra Ceyhan’ın programına konuk olarak katılacaktık ama yayın yetkililerinden kaynaklanan bir sorundan dolayı programın iptal olduğunu söylediler..

Hacer abla ve ebru hanım bugün gündüz otobüsüyle Konya’ya geri döndüler..

Bunda da bir hayır vardır diyorum..

Proğram yetkililerinden Kebriye hanım telefon açtılar çok çok özür dileriz,mahcubuz falan dediler..

Bunun telafisi için İnşaAllah yakında Esra hanım Konya’ya kadın sığınma evine gelip ordan canlı yayın yaparak telafi edeceklerini söylediler…

Bu iptalle ilgili ben Kebriye hanıma düşüncelerimi söyledim..Gerekli mesajı verdim!baştan sona kadar bana hak verdiklerini çok üzgün olduklarını bunu telafi edeceklerini söyledileler..

Esra hanım da bizzat sizi arayıp konuşacak,özür dileyecek vbfalan dedi..

Ben de hayır aramasına gerek yok anlattıklarımı özetleyerek ona anlatın yeter dedim..

*          *       *

 

 

Bugün akşam Türkan hanımlara iftara davetliydim..Türkan Hanımlara gittim.İstanbul trafiğinin çok kalabalık olmasına rağmen iftara zamanında yetişmem ilginç oldu..Neyse hoş beş sohbetten sonra biraz biraz ciddi konulara geçtik..

Ayrıca Ayfer hanımı da aradım telefonun mikrofonunun sesini açarak birlikte sohbet etmiş olduk.Ayfer hanım yaklaşık yarım saat çeşitli sorunları ,duygularını vb. anlattı..umarım hayırlara vesile olur..Türkan hanımın ablası ile bazı sorunları konuşurken pek anlaşamadığımızla ilgili karşılıklı cümleler sarf edildi…Bugünkü yazımın başında yazdığım cümleler,bugünkü konuşmadan sonraki hissettiğim duygularla ilgili Türkan hanıma dertleşmek yada durum tespitinde bulunmak amacıyla gönderdiğim mesajdır..(..ikinci bölümü..)ilerde inşallah bana bazı şeyleri hatırlatıp,tefekkür etmeme yardımcı olması amacıyla o nou düştüm.hayırlısı olsun…12.10.2006 saat 00:30

 

Bizler tuzları kuru insanlarız….

 

Bizler tuzları kuru insanlarız.

Bu akşam ne yiyecem diye kara kara düşünmüyoruz vb..

(bu konuşmalar da bugünkü sohbetimizde geçti)

Yetkililer yerine göre Formila pistine,olimpiyat stadyumuna,şuna buna dünyanın parasını buluyor..

Ivıra zıvıra dünyanın parasını harcıyor ama iş evsizlere,kimsesizlere,zor durumdaki mazlumlara vb.gelince para bulamıyor!

Bu asla kabul edilemez…

Geliri milyonlarca doları bulan binlerce on binlerce insan var..

Dünyanın fabrikası sahibi onca insan var..onca zengin va vb..bir gecede dünyanın parasınıharcayanlar var ama iş …bu insanlarımıza gelince ortada bişey yok…

Hani nerde barınmasız evsiz,ortada sokakta kalmış gariplerimiz için tesisler,yurtlar,binalar,vb..merkezler.yetkililer ve toplum duyarlı olsaydı…bunlar bunlar olmazdı.

Biz bu insanlarımızın çektiği sıkntıların zerresinin zerresi olamayız..

Bu sorunlarla ilgili alan o kadar net ki ,her şey apaçık net ortada duruyor..

…kapatmayı,..kandırmaya,bahane bulmayı kimse başaramaz!kimse kendini kandırmasın..

Bu konuşmalarımdan birçok kişi rahatsız olabilir,nefsine ağır gelebilir vb.ama olsun ben ALLAH RIZASI için hiç pes etmeyeceğim mücadeleyi asla bırakmayacağım..(saat 00:40)

 

Kendi çocuğu için her türlü fedakarlıkları gözü kapalı yapanlar ,başkalarının çocuğu için de en azından aynısını yapmalı…,güzeli,daha fazlasını yapmalı…

 

Hiç kimse ALLAH’tan daha merhametli değil…

Hiç kimse kulları ALLAH’tan daha fazla düşünemez,sevemez…

Rüya gibi gelip geçi bu hayatta bazı kurallar belirlenmiş..adeta oyun gibi ..sonu yakın oyun..çok çabuk bitecek.oyunu kurallara uygun en güzel şekilde oynayıp beklemek gerekiyor!(saat 00:43)

 

 

 

 

Bir soru:…(sana,size,herkese)

Senin kaç tane çantan var?

Kaç tane ayakkabın var?

Kaç tane elbisen var?

Kaç tanesini yeni aldın?

Kaç tanesinin taksidini ödüyor?

Yine yakın zamanda kaç tane almayı düşünüyorsun?

En çok ne düşünüyorsun?

Vaktini nerde geçirirsin?

Kaç yardım kuruluşunun aktif üyesisin,yada normal gönüllüsüsün?!

Kaç kez çocuk yuvalarına,yetiştirme yurtlarına,huzurevlerine,darülacezelere gittin

Kaç kuruluşun kermesine katkın oldu…

Barınmasız,kimsesiz,ihtiyaç sahipleri için,cinsel kurbanlar için vb..neler yaptın?!

Toplumsal sorunlarla ilgili kaç resmi yere kaç yazı gönderdin?

Bu sorunlarla ilgili televizyonda izleyip üzülmekten başka ,bazen ağlamaktan başka ne yaptın?

Daha neler neler…

*     *      *

O gözler

O mazlumların gözleri var ya gözleri..o resimlerde bile çok çok etkili olan gözler..kaçına yakından uzun süre şahit oldun?!(canlı)saat 00:50)

O gazete kupürlerinin fotoğraflarının bile tek tek yorumsuz yayınlanması çok güzel bir şeye(zor okunuyor) vesile olur.

*     *   *

Evsiz dede soğukta çamurlu suyun içerisinde gecelerken insanlar yanından geçip gidiyormuş..

Fatihte o soğuk havada çamurlu suda  geceleyen yaşlı amcayı (dedeyi) unutmamalıyım..hatırlatmalıyım..İnsanların yanından geçip gitmesi bazılarının amcanın(dedenin)

Cebine biraz para bırakmasını!onun markete lokantaya gitmeye dermanının olmamasını unutmamalıyım..o amcayı hamamcının bile içeriye almamak için gösterdiği çabayı unutturmamalıyım..o dedeninkine benzer durumda olanları unutturmamalıyım.00:59

 

 

 

 

24 Aralık 2005 -Saat16:59

görevini yapıyormuş gibi davrananlar

 

Yetkililerde çok kötü bir görev ihmalkarlığı var…Hele bir de görevlerini yapıyorlarmış gibi davranmaları yok mu..Beni acayip kızdırıyorlar..

 

Bir sorumluluğu yapıyor gibi gözükmek yapmamaktan çok daha kötü bir şeydir..İğrenç..

 

Bahane bulmaları burunlarından kıl aldırmamaları,bazı tavırları,…..durumu daha da kötüleştiriyor…(bu ihmalkarlıklar,pişkinlikler,ukalalıklar vb..benim midemi bulandırıyor….)

 

*               *               *

*                   *                   *

Evlilikle ilgili birkaç düşünce daha…

Doğrusu evliliği falan pek düşünmüyorum…İleriye dönük hayallerimde eş,çoluk çocuk vb. hayallerim pek yok..

 

Bulunmuş olduğum özel durumun sorumluluğu bende çok daha ağır basıyor…Belki benim için böylesi daha hayırlı olacak…

 

Gerçi çok kısa süren bir evlik hayatım oldu …Dolayısıyla bunu ne olduğunu iyi kötü biliyorum..Güya o zaman da çok dikkat etmiştim ama neler yaşadığıma hala inanmak istemiyorum…Ama kim bilir bir  gün belki birileri için çok faydalı bir şeylere vesile olabilirim diye uzun uzun yaşadıklarımı düşüncelerimi aktarabilirim..Kim bilir ..Bakacağız…Hayırlısı olsun…Haa bu arada şunu belirtmeliyim.Bu evlilik meselesini pek düşünmüyorum dememin sebebi geçmişte yaşadığım tecrübeler değil…Evliliği düşünürken en adaletli en en ideal şekilde olmak gerçekten kolay değil…Benim düşüncelerim birçok kişinin düşüncelerine pek uymuyor..İnsan hayalindeki en ideal insan kimse onunla evlenmeli…(Tabiî ki karşılıklı olarak)Değilse evlenmemeli..Evlilik gerçekten çok kutsal çok özel çok önemli bir olay…

Bu kutsallığın altı en iyi şekilde doldurulmalı..İnsan hayalindeki insanla evlenmezse …farklı üzücü durumlarla ,hayal kırıklıklarıyla daha çok karşılaşabilir..Tabiî ki hayalindeki en ideal insanla evlendiğini düşünenler d zamanla şaşırabiliyor,üzülebiliyorlar ama ideal insanla(hayaldeki gönüldeki ideal insan)evlenmeyenler daha en başta büyük bir riske giriyorlar…

 

Unutulmayan,bitmeyen sevgiler,aşklar genele kadar ne kadar azdır…

Bir takım insanlarımız eşinin kıymetini pek bilmez…Hele hele bazılarının aklı başkalarındadır..Dıştan bazı şeyler farklı gözükebilir .Olaylara içten ve dıştan bakış çok farklıdır..Bazıları ancak tam olarak evlenip birlikte belli bir dönem yaşayınca daha iyi görülmüş tanınmış olunuyor…

 

En azından şu tespiti yapabiliriz;birçoğumuzun dışardan bize,bizim ailemizden daha iyi daha güzel gibi gördüğümüz düşündüğümüz bazı aile yaşantılarını ,ilişkileri,bizimkisinden daha kötüdür..

 

Özellikle dernek faaliyetlerimiz içerisinde karşılaştığımız tecrübelerden yola çıkarak şunları d söylemekte fayda var.; Birçok evli kadın ve erkek birbirinin kıymetini bilmeyip zaman zaman aralarında sorunlar tartışmalar,kavgalar yaşıyor…Bazılarının gözü başkalarında oluyor..Sanıyorlar ki başkaları kendilerinden daha iyidir.daha anlayışlıdır daha şudur budur.

Halbuki bunların önemli bir bölümü yanılıyor..Bu şekilde nice nice yuvalar dağılmıştır..zamanla bu da görülüyor ama iş işten geçmiş oluyor!!!

 

Çok ilginçtir,bazı evli kadınlar eşlerine yne bazı evli erkekler de eşlerine karşı çok çok iyi davransalar,çok sevseler,çok vefalı olsalar,en küçük hata bile yapmasalar,vb..kıymeti bilinmeyip terk edilebiliniyorlar..Daha önce de bir defterime yazdığımı hatırlıyorum ama burada ad aktarmakta fayda olabilir;Bir insanın eşini,sevdiğini,hayalinde bile aldatması aldatmaktır…Bir insanın eşinden başkalarına bir şekilde özel duyguyu hissetmesi aldatmaktır..Hayalde aldatmakla gerçekte aldatmak arasında pek bir fark yoktur…bunlar benim şahsi görüşlerimdir illaki doğruluğuna başkalarının inanması gerekmiyor..

 

Bu tür aile dramları gerçekten çok üzüldüğüm konulardandır…Başına böyle şeyler gelip ihanete uğrayanlar kendine üzülmemelidir.Bence bunu yapanlar kendine üzülmeli acımalıdır…İnşaAllah bir gün bu konulara devam etmeye çalışacağım..(Ayrılsın ne yaparsa yapsın ama evliyken çok iğrenç….)(saat 17:54) 

*                 *            *

 

 

 

 

 

26.12.2005 saat 23:55

Kaç kişinin aklı dayanır

 

Askere gittiğinde eşine kendi babası tecavüz etmiş…kız evi terk etmiş…Akşehir”de geneleve düşürülmüş….Akıl ruh sağlığı yerinde olmayan o garip gencin eşi….

 

Bundan sonra gördüğünüz öyle her insana Kim bilir diğerlerinin ne tür hayat hikayeleri vardır …diye düşünün …geçip gitmeyin….

*                    *                     *

01.01.2006 saat 21:06

Ümidimi yitirmiyorum ama…

 

Genel olarak ümidimi hiçbir zaman yitirmiyorum ama hala istediğim gibi adımların atılmamış olması beni rahatsız ediyor…

Bünyemizdeki evlerimizdeki kardeşlerimizin sorunları için elimizden geleni yapıyoruz..belki genel olarak ihtiyaçlarını (zorluklara rağmen)karşılıyoruz ama …aklım hep ulaşamadığımız diğer mazlumlarda …İçimde hep bir eksiklik oluyor….

 

2005 yılı içerisinde de yüzlerce barınmasız,şiddet mağduru,cinsel kurban,garip vb..kardeşlerimiz çalışmalarımızdan faydalandı…

 

İçimdeki sıkıntıdan hiç kurtulamıyorum..Başkalarının ihmalkarlığını sorumsuzluğunu biliyorum ama kendimi de suçluyorum…bir şeyler daha yapmalıyım…

             *                    *             *

İmdat çağrısı gibi bir kitap..

İnşallah yakında çıkarmaya hazırlandığım kitap çalışmam tabiri caizse bir çeşit imdat çağrısı vazifesi de görür ve gerekli cevabı  alarak hayırlara vesile olur…

 

İnşallah daha fazla beklemeden neticelendirmeliyim diye düşünüyorum…

 

Çalışmalardan başımızı kaldırıp tamamlayamadı..Gönlüm arzu eder ki her şeyi halletmiş olalım ve bunu nasıl başardığımızı (olumlu örnek olması vb. amacıyla anlatalım..Ama bu aşamada (sizlere)ihtiyacım olduğu ortadadır..inşaAllah kim bilir bundan sonrasını belki sizinle tamamlayacağız..

 

Hayatım boyunca hep doğal olduğumu,içten olduğumu düşünüyorum…İnşallah bunu yaşadıklarımda da göreceksiniz..İnşaAllah iyi anlatabilirim, inşaAllah iyi anlaşılır..inşaAllah hayırlara vesile olur..

 

*                *        *                                           

  ulaşamadığım mazlumlar ayrılık acısı çektiğim en sevdiklerim gibidir

İnşaAllah günün birinde çok hayırlı şeylerin olduğunu göreceğiz..çekilen her şeyde vardır bir hayır.diyelim..adım adım bir şeyler kim bilir nelere nelere vesile olacak..bazılarımız aktör bazılarımız şahit olacak..inanır mısınız özel olarak ta birçok sorunum var ama benim aklım gerçekleştiremediğim ulaşamadığım hayırlı güzel projelerde..o mazlumlara ulaşmayınca en sevdiğim insanlardan uzaktayım,ayrılık acısı çekiyor gibiyim..yüreğim çok tuhaf…

*                *                     *

Kitapla ilgili

İnşallah kitabın ön yada arka kapağında o çok etkilendiğim kelimler de yer alabilir..Kitabın okunmasını teşvik amacıyla daha önce düşündüğüm şeyler de tekrar gözden geçirilmeli..

 

İnsanlara illaki yapabilecekleri şeylerden güzel güzel,icabında madde madde bahsedilmeli..

 

Kapağın bir köşesinde birkaç etkili fotoğrafın da yer alıp almayacağını tekrar düşünmeliyim,değerlendirmeliyim..yine ayrıca tv den tanıyanlara hatırlatmak amacıyla küçük bir resmimin de bir köşede yer alıp almamasının …değerlendirilmesini de yapmalıyım..

İnşallah özellikle çalışma yapılmayan ,çok yetersiz olanlar ön plana çıkarılmalı..

-ilerde olabilecek sorunlar da düşünülmeli..

-İnşaallah belki bazı şeyler ilk defa bu kitap vesilesi ile duymalı…

-konuların arasına resimler ve haber kupürleri de eklenirse daha etkili olabilir ayrıca okumaktan pek hoşlanmayanlar için de sorunların genel anlaşılmasında katkıda bulunabilir…

-bazı sivil toplum kuruluşlarının da telefon numaraları da verilebilir vb.

Bazı sorunlarla karşılaşanların nerelere nasıl ulaşabileceklerinden de bahsedilebilir..

İçinde bazı kilere sitem de yer alabilir..arkadaş,okul,aile,vb.

-Bir bölümünde de vasiyet olabilir…

-bazı radyo programlarımızdan(tv-de)da alıntı yapılabilir(gazete röportajları vb)

-tv lerdeki programlardaki tel numarası vermekte karşılaştığımız zorluklar bize ulaşılması için gösterdiğimiz özel gayret…

 

Duyguların tasarruflu kullanılması…..

 

En çok istediğim şeylerden biri de Şefkat Hareketinin heyecanının kalıcı olması…

Bir şey daha aklıma geldi;Derneğimizi ilk kurduğumuzda bir şey hayal etmiştim daha doğrusu temenni de diyebiliriz:Çoook yıllar sonra şöyle çok frklı umulmadık bir yerde ,küçük bir çocuğun bir vesileyle karşılaştığımızda bana Şefkat Hareketinden Şefkat-Der den bahsetmesi…Beni davet etmesi………..

 

*      *    *

Gazetelerde tv lerde bazı haberler dikkat çekiyor..Bir şey bir hakime savcıya vb. yapılsa suç yada suç benzeri şeyler  o kişi kendini hapiste buluyor..diğer çok daha ağır şeyleri başkalarına yapanlarsa aynı durumla karşılaşmıyor..bu haksızlık bu ayrımcılıkla da ilgili bir bölüm olmasında fayda var..

İnşallah hayırlısı olsun…(27.1.2006-20:00 dan sonra)

 

*   *   *

 

 

 

Derneğimizi birçok kişi maddi yönden çok güçlü sanıyor…Böyle önemli çalışmalar yapan Şefkat-Der”imizin çok yardım aldığını sanıyor…Maalesef durum çok vahim..çok mütevazı imkanlarla ……

Dernek hesabımızın olduğu bankada görevlilere bazen telefon açarak yada giderek sorduğumda ,bazen hiç para olmadığını yada çok az olduğunu söylediklerinde demişimdir ki,bir gün İnşaAllah bu hesapta trilyon vb. olacak..bunu bazen samimi gönüllü kardeşlerimize de söylemişimdir..

İnşallah buradan şunu da şöyleyim.Bu hareket bir gün Dünyanın en büyük en önemli  yardım hareketi olacak..çok çook güçlü olacak..mazlumların en yakını olacak…

Ahh keşke benim de şöyle güçlü,mevki makam sahibi vb. olan bir yakınım tanıdığım olsa diyen haksızlığa uğrayan,mazlum olan ,şefkate ihtiyacı olanların vb..en yakını olacak…

 

Her yerde bekleyen hazır gönüllüler,kritik bölgelerde gezen gönüllüler,ambulans benzeri araçlarda gece gündüz nöbet bekleyen,telsizli,telefonlu gönüllü görevliler…Helikopterler,uçaklar……

 

İnşaAllah devletlerden daha aktif bir şefkat örgütü olacak..

İnşallah telefonla internetle vb..her an acil olacak…

112-155 gibi acil ulaşılabilecek şekilde ihtiyaç görecektir..İnşaAllah nasıl hemen alo itfaiye alo polis alo ambulans vb aranıyorsa …bu ne kadar hayati önem taşıyorsa inşallah bu da öyle önem taşıyacak..Zevkle gönüllüce mutlu olunarak bu hizmet götürülecek..özellikle garlar,otobüs terminalleri vb..ihmal edilmeyecek..buraların genelinde kalıcı irtibat büroları bulunacak..

-filmler,belgeseller,tiyatro oyunları vb. olacak..

-okul kitaplarında yer alacak yardımlaşma hikayeleri-

-seminerler,paneller,konferenslar,mitingler,yürüyüşler,eylemler,protestolar…

Hastaneler de gezilmeli ..yurtlar yuvalar,huzurevleri,.bütün mevcut sosyal yerleriyle de yakın bağlar kurulacak..inşaAllah sorunlarla yakından özveriyle ilgilenilecek..

 

*                  *                 *

 

O ışıl ışıl yanan masum saf gözler …keşke herkes hepimiz bu gözlere sahip olabilsek…

 

*                     *                 *

5 Şubat 2006-saat 18:55

Kim bilir on yıl,yüz yıl,bin yıl,on bin yıl,milyon yıl,milyar yıl….

 

Kim kalacak,ne olacak,kim hatırlanacak…..

Acaba bu dünyadan gelip geçmemizin kime ne faydası-zararı olacak?!

Ben evet yada hayır demiyorum şu aşamada yorum da yapmıyorum sayılır…bunlar düşünülmeli,değerlendirilmeli diyorum….

 

*                    *                 *

 

5.2.2006 saat 19:35

Sevdiğinizle ilgili duygularınızı şimdi bir kenara not edin

 daha sonraki zamanlarda tekrar düşünün…

 

İnşallah şu anda birini çok seviyorsunuz,kendinizi aşık falan hissediyorsunuz,birine çok değer veriyorsanız:…bugün(şu anda)bir kenara duygularınızı,hissettiklerinizi,heyecanınızı vb…yazın…İnşallah belli bir zaman aralıklarıyla o sevdiğiniz aşık olduğunuz çok değer verdiğiniz vb..kişiyle ilgili duygularınızı hissettiklerinizi,tekrar yazınız…kıyas yapınız…(o kişiye ulaşanlar-ulaşamayanlar dahil… o tür özel duygular ve başka duygular dahil….)

En azından bitmeyen,tükenmeyen,azalmayan bir ölçü tutturma oranı ne olacak?!

 

*               *                   *

 

5 Şubat 2006 saat 19:50

O göz ifadeleri;

 

Filistinli bir babanın İsrail askerlerinin kurşunlarından yavrusunu korumaya çalışırkenki yüz ifadesi,köşeye sıkışmış kaçamıyor..yağmur gibi kurşunlar sıyırıyor..ellerin yavrusunu sakınmak için kalkan olduğu,feryat ettiği ,yalvardığı(bir el ifadesi)vb. adeta konuşması..Adeta özellikle inadına çocuğunu babasının gözleri önünde öldürülmesi…

Çocuktaki ve babadaki göz ifadeleri…

Beslan’daki bir okulda güya dikkat çekme,ses duyurma amacıyla yapılan eylemdeki çocukların durumu,bakışları…maskeli silahlı kişiler annelerinin birer çocuklarını ayrılmalarına müsaade …seçim durumları(o anki duygular)uzlaşma olacak diye beklerken aptalca alçakça yapıla bir güya kurtarma operasyonu…250 ölü çocuk…..mermiler uçuşuyor ,yanlarındaki arkadaşları vuruluyor,ağlarken,çığlık atarlarken,kanlar akarken,ölen arkadaşlarını görürken olan yüz ifadeleri,bakan gözler,hisseden kalp,beyin….

   Gaz odalarına fırınlara konan sırasını bekleyen insanların yüz ifadeleri…

   Her an bir katil tarafından öldürüleceğini hisseden bir mazlum rehine,bir eş,bir sevgili,bir cinsel kurban,bir evlat,bir görevli,bir soyguna uğrayan,bir kan davalı,bir şu bir bu…göz,yüz ifadeleri….adeta kemiklerin bile bir şey dercesine acayip bir durumun yaşanması…

Düşen bir uçaktaki son anlar…

Kurşuna dizilen insanların,idam edilen insanların son anları düşünceleri ifadeleri…

Ateşten kurtulamayan (alev)iyice anlayan bir insan…(yanarak ölmeden hemen önceki hali durumu…)

Denizde,gölde,nehirde,havuzda vb. boğulan nefessiz kalan adım adım elen bir insanın düşüncesi,bakışları..

Akıl ruh sağlığı bozuk bir insan tarafından parça parça kesilerek öldürülen selpak satan simit satan çocuk…ve olaya şahit olan diğer çocuk…

 

 

 

 

 

Atom bombası atıldığı andaki alev ses topu kitle ölümü …o an…

Deprem…yıkıntı altında birkaç saniye daha yaşayıp can veren…günlerce kalıp can veren…(kim bilir ümitlerin kesildiği anda …..,çığın karın altına kalan….

Aracıyla,otobüsle,trenle uçuruma yuvarlanırken ki his….

Aniden ölüm…göre göre ölüm…

 

Hani derler ya ölümlerden ölüm beğenmek..kalp krizi,ameliyat masasında,trafik kazasında,vurularak,kesilerek,boğularak,intihar,elektrik çarparak,yıldırım düşerek,donarak,….ölüm…

Yatakta,ailenin yanında,aileden uzakta,savaşta vb…..nerde nasıl bir ölüm

Acılara hazırlıklı olabilme,bir şekilde dayanabilme…

 

*                 *                  *

 

5.2.2006-saat 20:15 civarı

Başka çocukları da e az kendi çocuklarım kadar sevemem diye de biraz bu tür hayallere giremiyorum…tabi daha başka sebepler de var ama bu da var…

Zaten başka anaları,kardeşleri,yeğenleri,vb..kendi analarımız kardeşlerimiz,yeğenlerimiz vb. gibi  sevememenin aynı şekilde değer verememenin(istediğim ölçü)bir duygusu halledemiyoruz..bunlar belki bizim isteğimizle olmadı ama bundan sonralar için….

 

*              *                 *

 

Dünyada gelmiş geçmiş bilinen bilinmeyen en acı durumlu kendimiz de karşılaşmış gibi yaşamış gibi vb…hissedebilmeliyiz…(kendisini başkasının yerine koyabilmek..)

Bazen başkalarına değer verirken düşünürler de onların iyiliğine dahi olsa…

kırdığımın üzdüğümün

Farkındayım…(bilerek yapmasam da öyle neticeler olabiliyor…)

 

*                *                   *

 

Yapma be yapma ..yapmaa lütfen yapma..yazıktır yazık yapma..

 

*                   *                   *           

 

Şu çocuklardaki o masum yüz göz ifadesi yok mu …müthiş bir duygu müthiş bir enerji,müthiş bir güç…neden büyüyünce bunlar kaybolur ki…

 

*    *   *

 

Acaba şimdiye kadar nasıl ne tür,kime ne haksızlıklar yapmışızdır?!Bunların ne kadarını telafi edebiliriz,nasıl telafi edebiliriz??o halde neden duruyoruz?!

 

*    *   *

Dergide diyor ki DNA’ sının devamını sağlamak heyecan veriyormuş(çocuk,nesil vb…yolla)

Biz de birilerinin birisinin DNA’sını taşıyoruz…

Acaba gidiş sürpriz bir sona mı gidiyor…(3 şubat 2006 saat 20:38)

 

*    *       

 

evet yardım yapıyorsun …belki ,paltonu,kıyafetini v.b değerli bir şeyini daha veriyorsun ama yerine koyabiliyorsun..ya yerine koyamayanların verdikleri…..

*   *   

Çok içten ,”Keşke onlar da olsaydı..” diye aklımdan geçirmiştim..ve geldiler

O yıllar önce çocuk yuvasındaki çocukların ordu pazarındaki çocuk parkına götürdüğümüzdeki duygularımı unutmamalıyım(1993 gibi)60-70 çocuk 3-4 kişi ortalama 20 çocuğu bir kişi ..diğer çocukların yanında anneleri,babaları,anneanneleri,babaanneleri,ablaları falan filan..bazılarının yanında 2-3 tane…

O zaman demiştim Allah’ım inşaAllah bizim çocuklar o şeyi hissetmesin…o  boşluğu hissettirmeyelim ama çok zordu…tüm sevgimize ilgimize rağmen çok zordu..

İlave not.yıllar sonra yeğenlerimi lunaparka götürdüğümde içimde büyük bir huzursuzluk olmuştu..aklıma o kimsesiz vb. çocuklar geldi..onları düşünürken hiç ummadığım bir anda yetiştirme yurdundan bir grup çocuğun burhan hocayla birlikte lunaparktan geçerken görmem ve çok acayip etkilenip sevinmem ve o çocukların tamamını oradaki oyuncaklara bindirmem ..gerçekten çok müthiş bir şeydi..gecenin o saatinde hiç beklemiyordum..topluca afrada sinemaya gitmişler yurda giderken de oradan geçiyorlarmış..bu Allah’ın bana bir lütfü..üstelik her zaman yanımda yeterli para olmazken o gün o çocukları da sevindirecek kadar paramın olması ayrı bir güzellikti..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“CEHENNEMİ  BU DÜNYADA YAŞAYAN TÜM HAYATI ÇALINMIŞ                         

CENNETLİK HAYATSIZ KADINLARA  İTHAF OLUNUR”…-HAYRETTİN BULAN-

 

                BELKİ BİR AĞIT, BELKİ BİR ŞİİR, BELKİ BİR HİKAYE

                        ÖYLESİNE BİR DUYGU YOĞUNLUĞU

            TAMAMEN GERÇEK YAŞAMLARDAN ORTAYA ÇIKMIŞTIR

 

HAYATI ÇALINMIŞ HAYAT KADINI  HAYATSIZ KADINLAR…

VESİKALI KURBANLAR…BEDEN İŞÇİLERİ…

TUTSAK MODERN KÖLELER…

GENEL KADINLAR ,GENELEV KADINLARI…

TELEKIZLAR.. KÖTÜ KADINLAR

CİNSEL KURBANLAR…SİSTEM KURBANLARI

DİRİ DİRİ ,(İNSAN) ETLERİ SATIŞA SUNULANLAR..

İNSAN TİCARETİNE MARUZ KALANLAR

DAHA YİRMİSİNDE KIRLI ELLİ YAŞLARDA GÖZÜKENLER

KADİR GECESİNDE ENÇOK AĞLAYIP EN ÇOK DUA EDENLER…

CEHENNEMİ BU DÜNYADA YAŞAYAN GÜNAHSIZLAR…

GEÇMİŞİ EN ÇOK BAŞA KAKILANLAR…

VESİKALARI KENDİ PEŞİNİ, HATTA EVLATLARININ TORUNLARININ PEŞİNİ BİLE BIRAKMAYANLAR

HA NALAN HA NATALİ, HEPSİ AYNI ACIKLI HİKAYELERİN HAYATSIZ CANLARI

DURUMLARINA ENÇOK ÜZÜLÜNEN AMA PEK BİRŞEY YAPILMAYANLAR..

HAYATI ÇALINMIŞ,, HAYAT KADINI HAYATSIZ KADINLAR

 

Bu adlar ,lakaplar,söylemler bile insanın kanını donduruyor,vicdanları patlatıyor,arşı inletiyor…

Bir hayat kadını,hayatı çalınmış kadın,bir hayatsız kadın hıçkıra hıçkıra diyor ki;

“-Kocamdan ayrılalı yıllar oldu..İki oğlum vardı,küçücük çocuklardı,

Yavrucuklarım kocamda kalmıştı,şimdi yıllar geçti,çocuklarımı bana hiç göstermediler

,şimdi delikanlı olmuşlardır,görsem belki tanıyamam…

YA OĞULLARIMDAN BİRİ GENELEVE GELİR DE

 O BENİ BEN DE ONU TANIYAMAZ BİRLİKTE OLURSAK?!!!”

Başka bir hayatsız kadın:

”-Bazen bayramlarda,özel günlerde kırk-elli müşterim olduğu zamanlar olmuştur..

Benim etim diri diri satıldı...Muayyen günlerimiz olmasın diye operasyonlar geçirtildik,

Rahimlerimiz de alındı…Daha fazla müşteri ile birlikte olup,

patronumuza daha fazla para kazandırmak için…”

 

KÜÇÜĞÜM SENİN KONUŞMAN ÖYLE DEĞİLDİ,

NE OLDU SANA, SEN BÖYLE DEĞİLDİN…

SENİN NEFESİN BİLE KISKANILIRDI..

BİR SAÇININ TELİNE KIYILMAZ SANA KURBAN OLUNURDU..

ÜZERİNDE ŞİMDİ PİS PİS ÇEŞİT ÇEŞİT NEFESLER Mİ VAR?!

HAYATI ÇALINMIŞ,HAYAT KADINI ,HAYATSIZ KADIN..

 

BÜYÜYÜNCE NE OLACAN DENİLDİĞİ ZAMAN

BEN BÜYÜYÜNCE ÖĞRETMEN OLACAM,

HEMŞİRE DOKTOR MÜHENDİS OLACAM DERLERDİ…

 

EVCİLİK OYNARKEN ENÇOK GELİN BEBEĞİ SEVERLERDİ…

BEN DE GELİNKIZ OLACAM,BEYAZ GELİNLİK GİYECEM

SEVDİĞİMLE EVLENECEM DERLERDİ…

HAYATI ÇALINMIŞ,HAYAT KADINI..HAYATSIZ KADIN

 

KAÇ TANESİ CİNAYETLERE KURBAN GİTTİ

KAÇ TANESİ ÜÇÜNCÜ SAYFALARDA HABER OLDU..

KAÇ TANE CİNAYET KURBANININ KİMLİĞİ DAHİ TESBİT EDİLEMEDİ…

 

HELE HELE BİR DE BU KADINCAĞIZLARIN  KÜÇÜÇÜK KIZLARINA YAVRUCAKLARINA

GÖZ DİKEN VİCDANSIZ LAR NAMUSSUZLAR YOK MU …

 

ONLAR ZULÜM SİSTEMİNİN NAMUS BEKÇİLERİYDİ ÖYLE Mİ…

ONLAR FUHUŞUN SOKAĞA YAYILMASINI ÖNLEYECEK MUHAFIZLARDI ÖYLE Mİ…

ONLAR SİZLERİN EŞLERİNİZİN KIZLARINIZIN NAMUS TEMİNATI REHİNELERDİ ÖYLE Mİ…

ONLARDAN NE DRAMATİK TÜRK FİLİMLERİ SENARYOLARI ÇIKMIŞTI ÖYLE Mİ…

 

GEÇMİŞLERİ BU KURBANLARDAN DAHA FAZLA

 BAŞLARINA KAKILAN OLMUŞ MUDUR ACABA

HESABI SORULMAYAN KURBANLAR

HAYATI ÇALINAN,HAYATI SÖNDÜRÜLEN,HAYATSIZ HAYATLAR…

 

 

 

NE YAPMIŞTI O,DAHA ONÜÇ YAŞINDA KIZ ÇOCUĞU SANA,HA..

NASIL KIYDIN ,O ANACIĞININ KIYAMADIĞI BİRİCİK NAZLI YAVRUSUNA...

 

KİMİ HALA GÖMÜLÜ TOPRAK ALTINDA..KANLARI TOPRAĞI YEŞERTEN SU OLMUŞ…

KİMİNİN CESEDİNİN PARÇALARI TOPRAKLA BÜTÜNLEŞMİŞ

ÜSTLERİNDE ÇİÇEKLER AÇMIŞ,FİDANLAR YETİŞMİŞ,

ÜZERLERİNDEKİ AĞAÇLAR MEYVE VERMİŞ…

HAYATI ÇALINMIŞ,HAYAT KADINI, HAYATSIZ KADIN…

 

ÇALINAN HAYATLARINIZ KARŞILIĞINDA

VERGİ REKORTMENLERİ DE ÇIKARTMIŞTINIZ

 

ALTMIŞ YAŞINDA OLUP TA HALA ÇALIŞAN MI VAR...

 

SİZ ŞEHİTLERİMİZİN EMANET ETTİĞİ

NİNELERİN TORUNLARISINIZ ÖYLE Mİ…..

 

SİZLERE, HAKKINI HELAL ET DEMEYE

YÜZLERİ TUTAN VAR MIDIR ACABA...

                              

HİÇ İSTEDİĞİN GİBİ BİRGÜN GEÇİRMEYELİ NE KADAR ZAMAN GEÇTİ…

 

ANNESİNİ,EVLADINI,KARDEŞİNİ,BABASINI,ÇOCUKLUK AŞKINI

BU KADAR ÇOK ÖZLEYEN BAŞKA BİR YÜREK VAR MIDIR ACABA...

 

NEE ÇOCUĞUNA DA GÖZ MÜ DİKTİLER

NEE KIZ ÇOCUĞUN DAHA 11 YAŞINDA MI...

NEE HİÇ ACIMALARI YOK MU,..

NEE GÜCÜN YETMİYOR MUU...

HAYATI ÇALINMIŞ,HAYAT KADINI HAYATSIZ KADIN…

.

HALA O HAYALİNİ Mİ BEKLİYORSUN

GÖZÜNDEKİ IŞILTIYI SÖNDÜRELİ NE KADAR ZAMAN OLDU..

SAHİP ÇIKILMAYAN CESEDİN MORGTA KAÇ GÜNDÜR BEKLİYOR…

MEZARINA GELEN OLMUŞ MU ACABA

FATİHA OKUYAN YOK MU..

MEZAR TAŞINDA ADI YAZILMAYANLAR..

HAYATI ÇALINMIŞ,HAYAT KADINI HAYATSIZ KADIN

 

RÜYASINDA BİLE BİR ANLIK MUTLULUĞA HASRET KALANLAR

MİNİCİK TEK GÖZLÜ GECE KONDUDAKİ HUZURLU YUVAYA ÖZLEM DUYANLAR

 

HABERİNİZ VAR MI GEÇENLERDE YİNE BİR HAYATSIZ KADIN HABERİ VARDI:

ARŞİVDEN BULUNUP YAYINLANAN, KORKU DOLU ŞAŞKIN BAKIŞLI FOTOĞRAFI,

SANKİ BAŞINA GELECEKLERDEN HABERİ VARMIŞ GİBİ DURUYORDU GAZETE SAYFALARINDA, HAYATI ÇALINMIŞ HAYAT KADINI DENEN HAYATSIZ KADIN HÜLYA”NIN HABERİ

 

OTEL ODASINDA KÜÇÜK YAVRUSUYLA HAYATA TUTUNMAYA ÇALIŞAN

BİR HÜLYA VARMIŞ,HAYAT KADINI DENEN HAYATI ÇALINMIŞ HAYATSIZ KADIN HÜLYA

 

HAYATSIZ KADIN HÜLYA”YI ÜÇ CANİ ARABALARINA ALMIŞ

ISSIZ BİR DAĞA GÖTÜRMÜŞLER..SIRA SIRA TECAVÜZ ETMİŞLER..

ÇOCUĞUM VAR,BABASI YOK,ONUN İÇİN BİR TEK BEN VARIM,

BENİ ÖLDÜRMEYİN DİYE ÇOK AĞLAMIŞ,YALVARMIŞ YAKARMIŞ,

DAĞI TAŞI İNLETMİŞ FERYAT ETMİŞ BENİ BABASIZ ÇOCUĞUMA BAĞIŞLAYIN DEMİŞ,

HAYATSIZ KADIN HÜLYAYLA BİRLİKTE

DAAĞ TAAŞ AĞLAMIŞ,MELEKLEER AĞLAMIIŞ…

AMA YİNE DE ÜÇ CANİYE ENGEL OLUNAMAMIŞ,

ÜÇ ÇANİNİN BİRİ HÜLYANIN ELLERİNİ TUTMUŞ,BİRİ AYAKLARINI

BİRİ DE BIÇAKLA YAVAŞ YAVAŞ BAĞAZINI KESMİŞ…

CANİLER,ÇANTASINDAKİ BİRLİKTE OLMAK İÇİN VERDİKLERİ KIRK YTL

 VE CEP TELEFONUNU DA GASP ETMİŞLER..…

ISSIZ BİR DAĞ BAŞINDA BOĞAZI KESİK…

KORKULU  GÖZÜ YAŞLI BİR HAYAT KADINI CESEDİ BIRAKMIŞLAR

BİR DE BABASI OLMAYAN ANNESİ DE KATLEDİLEN  KİMSESİZ BİR ÇOCUK

ISSIZ BİR DAĞ BAŞINDA BİR HAYAT SÖNMÜŞ BİR HAYAT KADINININ HAYATI…

 

                                       “CEHENNEMİ BU DÜNYADA YAŞAYAN

                TÜM HAYAT KADINI DENEN,CENNETLİK HAYATSIZ KADINLARA

                                         İTHAF  OLUNUR…”          -HAYRETTİN BULAN-

 

 

 

 

 

 

 

01.01.2005(21:00-Konya)

Şefkat-Der Genel Merkezi İstanbul’a taşınıyor

İnşallah bu yıl dernek faaliyetlerimizle ilgili çok yoğun bir çalışmamız olacak.

9 Ocak Pazar 2005 günü sat 14:30 da ŞEFKAT-DER’imizin  merkezinin Konya Meram”dan İstanbul Beyoğlu”na taşınması ve derneğimizin uzunca olan isminde yeni düzenleme  le ilgili tüzük değişikliği yapılacağı Olağanüstü Genel Kurul Toplantımız olacak…tüzük değişikliği gündemimizde bir iki maddelik temsilcilik gıda bankacılığı açılması vb…de düzenlemeler olacak..İnşaAllah hayırlara vesile olsun…

  Kısa adı ŞEFKAT-DER olarak kalacak…İnşallah açılım isminde şunları düşünüyoruz:

Evsizlere Güçsüzlere Açlara Cinsel Kurbanlara Şiddet Mağdurlarına Şefkat Kapısı Yoksullukla Mücadele ve Ötekilere De İnsan Hakları Derneği…..Bir iki değişiklik te yapılabilir ama genelde b isi düşünüyoruz...(Diğer defterimde bu isimlerle ilgili düşüncelerimi geniş olarak yazmıştım.bu deftere benzeyen diğer defter)

 

*              *             *

04.01.2005 saat:00:33

Kaymakamlıkta toplantı

 

 

Bugün 10:00”da Meram Kaymakamlığında toplantıya gittim.Meram Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Vakfının yeni yönetmelikle yapılandırılmasına yönelik sivil toplum kuruluşlarından bir yöneticinin seçilmesi(vakıf yönetim kuruluna)yapıldı…

Toplantıya katılanlarla da tanışmış olduk..

 

Verem hastası bir cinsel kurban daha..

 

Bir Cinsel Kuran kardeşimiz daha geldi..Geçen gece hastaneye acile götürdüğümüz İlkay Hanımı o zamanki doktorun tavsiyesi üzerine göğüs hastalıkları ile ilgili polikliniğe götürdük..

(İlkay hanım cumartesi akşamı polis tarafından getirilen,annesi babası vefat etmiş,16-17 yaşlarında zorla evlendirilmiş ve evlendirildiği eşi tarafından fuhşa sürüklenmiş bir mazlum kardeşimiz..hiç sosyal güvencesi yok..)film neticesinde doktor bakar bakmaz tüberküloz(verem) teşhisi koydu..ciğerinin biri tamamen iflas etmiş…

   Bu cinsel kurban kardeşimiz çok zayıf düşmüş,adeta bir deri bir kemik,çok öksürüyor..Bundan 5-6 ay önce hastaneye gitmiş..15 gün falan yatmış.buraya bu kardeşimizi satan korkutan bir vicdansızın hastaneyi rahatsız edip,camları kırmasıyla hastane başhekimi yada yetkilisi”- sen hayat kadını mısın normal bir aile kızı mısın?!..” falan demiş!hayat kadını(hayatsız kadın) olduğunu anlayınca daha tedavisi tamamlamadan hastaneden çıkarılmış!(Verem hastalarının tedavisi mecburidir devlet tarafından ücretsiz olarak yapılır .ilaçları da ücretsiz olarak verilir) Ahh ah bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki ,fakat şimdilik bu konuya girmiyorum..Duyularımı az çok biliyorum!..

    Bu kardeşimizle biraz sohbet ettik..Kendisine Şefkat Kapımızın kendisinin de yuvası olduğunu,İnşallah Şefkat-Der’imiz var olduğu müddetçe kendisine elimizden gelen her şeyi yapacağımı,o şerefsiz insanlardan korunması için de elimizden geleni yapacağımızı,korkmaması gerektiğini,hastalığından dolayı da ümidini yitirmemesi gerektiğini vb..söyledim..(bu kardeşimiz de televizyonda bizi izlemiş)

    Doktorun tavsiyesi üzerine yalnız kalacağı bir odaya koyduk..Yemek kapları ve diğer eşyaları sadece kendisinin kullanması için gerekli izahı da yaptık..Sorumlu Hatice hanıma da gerekli ilgiyi göstermesini söyledim..İnşaAllah sabahleyin tıp fakültesine götüreceğiz..

  Bu kardeşimiz o kadar çok şey düşündürüyor ki gerçekten yazıya dökmek çok zor ama şimdilik şu notu da aktarıyım.”-AĞBİ ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN”…duası duyduğum en samimi içten dualardandı….(insan gerçekten duygulanıyor…Böyle nice nice kardeşlerimiz geldi…İnşallah hep elimizden geleni yapma çalıştık…(saat 00:52)

 

 

 

    Yine duramadım..O kadar doldum ki bir şeyler daha karalayım dedim…

Düşünebiliyor musunuz kimi kimsesi kalmamış anne babası vefat etmiş(Tren kazasında),küçük yaşta zorla evlendirilmiş…kocası batakhaneye satmış..Zorla fuhşa sürükleniş..Başından çok kötü anılar geçmiş..yaşı 25-26 ama 40 gösteriyor..bir deri bir kemik

Tüberküloz hastası.daha önce tedavi olmak istemiş..Hastanede yatarken kendisini zorla satan o şerefsiz gelmiş hastane camlarını falan kırmış,hastane başhekimi yada yetkilisi de olabilir,kendisiyle konuşmuş Sen hayat kadını mısın aile kızı mısın demiş ,o hastane  camlarını kıran vicdansız psikopat insanla hiç uğraşan olmamış,yaptıkları yanına kar kalmış,..çareyi bu mazlum garip kardeşimizi dışarı atmakta bulmuşlar..!!!! Bu kardeşimiz o kadar mazlum o kadar garip ki hiç derdini anlatabilecek hakkını arayabilecek bir durumda değil..

 

    Gündüz İlkay Hanımı Selçuk üniversitesi tıp Fakültesi Göğüs hastalıkları hastanesine götürdük.Doktor İlkay hanımı hemen tanıdı…3-4 defa hastaneye aldıklarını devamlı sorun çıkardığını,hastaneden devamlı tedaviyi tamamlamadan kaçtığını,bir defa da silahlı kişilerin hastaneye gelip rahatsız ettiğini,vb..şeyler söyledi..Ben doktor beye bu kadıncağızı polislerin derneğimize getirdiğini,bu kişiye yardımcı olmak istediğimizi,önceden sahip çıkan birileri olmadığını,hastaneden de bu kadıncağızı satan vb. kişilerin baskısıyla rahatsız ettiklerinden kaçmak zorunda kaldığını vb. söyledim…Doktor bey sorunun bu kadının kendisinden kaynaklandığını aktardı..Birlikte bölüm başkanına gittik..Bölüm başkanı öğretim üyesi doktor da hemen hatırladı..Bu kişinin buraya alınamayacağını bu kişinin ancak gözetim altında tedavi görebileceğini,Ankara Senateryum hastanesini tavsiye etti..Konya verem dispanserin rapor ve sevk hazırlayabileceğini  de aktarı…Verem dispanserine gittik.Dispanserdeki doktorlar da hemen tanıdı..Benzer şikayetleri söylediler..Neticede bir rapor hazırladılar…İnşallah dernekten Ahmet Ağbiyle birlikte Ankara”ya hastaneye göndereceğiz..

buradaki doktorlar da aslında çok şeyler yapabilirlerdi..Her ne kadar kendilerince sebepler söyleseler de bir şeyler daha yapabilirlerdi..Bu kızcağızın verem hastalığı gittikçe daha da öldürücü bir hal alıyor..barınma evinde tedavisi tamamlanmadan kalması büyük bir risk..çok dikkat etmek gerekiyor…İnşallah dikkat etmeye çalışıyoruz..(Sokakta bırakamazdık…ölüme terk edemezdik..Hastalığın başkasına bulaşmaması için çok dikkat ediyoruz..)buradan Ankara”ya götürün diyen doktorlar Ankara’daki hastane de kabul etmeyebilir falan diyor!(verem dispanserin başhekimi oradan da bir hoca ismi verdi..faks çekmemizi tavsiye etti.Yakından ilgilemeye çalıştı..Allah yardımcımız olsun…(05.01.2005 saat 02:30)

*                 *                  *

 

05.01.2005-saat 01:05)

3 yaşında çocuk da katledilmiş..

 

İçim iyice daraldı…

 

Aman ALLAH”ım

 

İstanbul’da bir ailenin evi basılmış..Biri 3 yaşında minik bir yavrucak 4 kişi başlarına kurşun sıkılarak öldürülmüş..

 

(Şamil Çınar eşi Satı ve kızı Derya (20 yaşında)yeğeni 3 yaşındaki minik eren öldürülmüş,katledilmiş…Katliamı gerçekleştiren vicdansızlar evi kan gölünü çevirmiş..Şamil Çınar ın oğulları Yılmaz,Özcan ve  Musa yı da kaçırmışlar..Kaçırılanlardan hala haber yok..(4 ocak 2005 tarihli gazeteler)

 

Bu olayın,katliamın gerçekleştirdikleri anları zamanı düşünmek bile istemiyorum…

 

Yaa insan hayret ediyor 3 yaşında bir bebek bile katlediliyor…

 

Yaşanan o cehennem sahnesi aman Allah”ım ne feci..(Hatta ben cehennemin bile bu kadar feci olduğunu düşünemiyorum.)

 

Şu anda kaçırılan çocukların durumu ne insan düşünmekten bile korkuyor..

 

(maalesef daha sonraki günlerde bu çocukların da öldürüldüğü haberleri çıktı!)

 

Bu kaçırılan çocukcağızlar annesinin babasının kız kardeşlerinin minik yeğenlerinin de öldürülmesini de gördüler ve kaçırıldılar….olay olalı 2 gün olmuş hala bulunamıyorlar…Türkiye de hemen hemen her gün cinayetler işleniyor katliamlar yapılıyor..Geçenlerde Anadolu ajansının servis yaptığı bir haberde Emniyet genel müdürlüğünün bir araştırmasını okumuştum..Türkiye”de 1 hafta içerisinde 55 insanımız öldürülmüş…Her gün 7-8 cinayet…Ne kadar feci bir durum…

 

Bu cinayetlerin sebepleri,toplumun geldiği durum…iyice düşünülmeli….Çok ciddi tedbirler alınmalı..Cinayetleri işleyenlerin çoğu vicdan azabı bile duymuyor…Piyasada yüz binlerce silah var…onlarca,yüzlerce,binlerce insanımız adeta katledilmek için bekliyor…

 

Evlerde,işyerlerinde genel bir arama yapılmalı..aranmadık ev,işyeri,otel,yıkıntı köşesi,bodrum katlar,sığınaklar,mağara gibi yerler her yer aranmalı…Hiçbir kimse de bu aramalardan dolayı konuyu başka taraflara çekmemelidir..bu insan hakları ihlali değil bilakis insanların can güvenliğinin sağlanmasına,huzurun sağlanmasına hizmet edecektir..Birçok cinayete karışan silahlar ve kişiler ele geçirilecektir..Kaçırılan birçok mazlum kayıp insanımızın izine rastlanacaktır..birçok katliamcının katliamlarına engel olunacaktır..

Bu iğrenç katliamlar cinayetler hepimizin herkesin başına gelebilir..Herkes etrafına daha dikkat etmelidir…

 

Mesai saatlerin haricinde polis,asker güvenlik görevlisi,vb..silah taşıyan silah bulunduran her kim varsa çalışma saatleri haricinde silahlarını işyerine vb. teslim etmeli..(terörün yoğun olduğu bölgelerde bazı istisnalar yapılabilir)

 

Basında sık sık cinnet geçiren polis,subay,astsubay, silahla eşini çocuklarını öldürdü..8kimi kendini de öldürüyor)yok tartıştığı komşusunu vurdu yok trafikte kaza yapınca tartışınca vurdu..yok silahını temizlerken vurdu! Yanlışlıkla eşini nişanlısını vurdu vb..birçok ölüm-öldürme hadiseleriyle karşı karşıya kalıyoruz..

 

Bu tedbirler bu katliamları da oldukça azaltacaktır…

 

Kimseye ruhsatlı d olsa silah verilmemelidir.verilmiş olanlar da toplatılmalıdır…

 

Tabiî ki bu katliamların cinayetlerin olmaması için genel çok yönlü çözümler bulunmalı,araştırılmalı,eğitim şu bu gerekli ne varsa yapılmalı ama bu önerim-iz ihmal edilmemeli…İnşallah bu fikri en kısa zamanda kamuoyuna,yetkililere vb..sunmalıyım…

İnşallah bu düşünceyi Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu toplantısında ad dile getireceğim..’Evsiz,kimsesiz,güçsüz,yoksul,aç,şiddet mağduru,cinsel kurban,vb. insanlarımızın sorunlarının yanında bunların da aktarılmasını düşünüyorum..

Bu konuyla ilgili imza kampanyaları da yapılmalı,yetkililere,meclise dilekçeler de verilmeli

 

Televizyonlardaki,öldürülme,dayak,işkence vb. sahneler,filmler de asla yayınlanmamalı..Savaş filmleri de yayınlanmamalı..

Her şey iyice geç olabilir…tüm dünyada çalışmalar yapılmalı..

 

Daha geçenlerde zaman zaman çocukların dahi cinayet işlediği haberlerine şahit olduk..

 

Polisler hırsızın arkasından (kaçarken) de silah kullanmamalı..Ancak can güvenlikleri tehlikeye düştüğünde savunma amaçlı silah kullanılmalı..Soyguncu,kaçak,suçlu,şüpheli vb.her neyse bu insanlar silahına davranıp güvenlik görevlilerini yada sade vatandaşların hayatlarını riske atmadığı müddetçe bu insanlara dahi silah kullanılmamalı..Yakalamak için başka çözümler bulunmalı …Güvenlik görevlilerinin ateş etmesiyle çevresindeki başka masum insanlarımız da öldürülebiliyor..ağır yaralanmalar sakat kalmalar olabiliyor…İsterse o hırsız dünyaya soysun,isterse dünyanın en ağır suçlusu olsun..hiçbir masumun hayatı riske atılmamalı….Suçları şüphelileri yakalamada daha zekice yollar düşünülmeli..İyi sportif,iyi araç kullanma,havadan takip,bayıltıcı mermi vb..(araç kovalamalara da dikkat edilmeli,insanlar ezilebilir vb.)belki suçu günahı olmayanlar yada basit bir suç işleyenler panik yapıp daha feci durumların yaşanmasına neden olabilir..)saat 01:50

 

*                 *                  *

18 Aralık 2007 saat 22:25

Tv programına giderken

 

Konya”dan otobüsle İstanbul”a doğru harekete başlayalı yaklaşık 25 dakika oldu..Yanımda Şefkat-Der’imizin Sığınma evinden 4 tane bayan kardeşimiz var..

Her zaman olduğu gibi yine çok tuhaf duygular içerisindeyim..uzun maratonumuz devam etmekte…Aklımdan gönlümden o kadar çok şey geçiyor ki…yine kafam pek rahat değil…Ahh bu duygular ..Ne kadar zor kağıda dökmek …

İnşallah yarın 14:30 civarı ATV’de Esra Ceyhan”ın programına konuğuz..İnşaallah hayırlara

vesile olur..İstanbul’a baya bir kar yağıyormuş..İlköğretim ve orta dereceli okullar tatil edilmiş..inşallah hayırlı olur…

İnsanları düşündürmek lazım..kamuoyu oluşturmak lazım..

*                *                  *

Bu zulümler niye,ne gerek var?!…

*               *                *

Nerdesiniz nerdeee?..

Geliri milyonlarca dolar ,trilyon olan binlerce insan var..

Valilik,belediye başkanlığı,mevki makam vb.. bunlar bir gün bitecek ..şu anda güç kuvvet mevki makam sahibiyken bir şeyler yapılmalı!!

Nerdesiniz …nerdesiniz  nerdeee …Hep böyle mi olacaksınız?!....

Bu mağdur kardeşlerimizi vb..biran en sevdiğiniz en önem verdiğiniz kişilerin yerine koyun..Yavrunuzdur kardeşinizdir,annenizdir,ablanızdır,yiğeninizdir,eşinizdir,dostunuzdur,..en en sevdiğiniz insan yerine koyun…

*                      *                      *

Bu tür sosyal yardım faaliyetlerinde kaç kişi yer alıyor…

Ferzan Özpetek’in yaptığı, “Kutsal Yürek” isimli izlediğim filmde …Zengin bir kadının bazı vesilelerle kendini evsizlere,yoksullara,açlara, adıyor…Çok pahalı güzel olan evini de aşevine falan çeviriyor..evsizler banyo falan yapıyor vb..yoksullara evler satın alıyor vb...Böyle zenginler sadece filmlerde mi yer alacak…Hep böyle insanların da çıkmasını ümit etmişimdir..Nerde..hala çıkmayacak mısınız?

9 Şubat 2006-Saat 20:59

 Umut ışığım hiç sönmüyor

 

O kadar sorunlarla sıkıntılarla karşılaşıyorum…..ama içimdeki umut ışığı hiç sönmyor.

 

Doğru düzgün kafamda sorunların hiç yer almadığı bir günü geçirdiğimi hatırlamıyorum..(halimden şikayetçi değilim ama duyarsızlığa üzgünüm..

*  *    *

 

İhtiyaç sahibi insanlarımızı rencide etmeden  en akılcı şekilde yardım edecek şekilde…bazı metodlar bulmalıyız…iyi düşünmeliyiz..o ilkokul çocuklarını,o aileleri,o genç kızı vb.iyi düşünmelyiz..birlikte çözüm bulalım..

Ayrıca herkesi sorunlu olanla ilgili rahatlatıcı…kalıcı bir şeyler yapmalıyız.yoksul olur,kimsesiz olur,yakınını kaybeden olr,ölen olur,aşk acısı lur,…genel özel…

*             *                *

9 Şubat 2006 saat 21:05

ona en çok ihtiyacımız olduğunda yanımızdaydı

 

Bebektik,çocuktuk…ona en çok ihtiyacımız olduğunda yanımızdaydıdoğum öncesi …doğum sonrası…beslenme…bebeklik…gece gündüz..ağlamalar,avutmalar,neniler…nice nice fedakarlıklar…

Onsuz bir yere adım atmamamız..en ufak rahatımızın kaçtığında  avutulmamız…yerine göre yapılan fedakarlıklar..

  Herkes kendini,kendi annesini düşünsün…daha neler neler..

Peki ya sonra neler oluyor…nasıl oluyor!

Bizim ihtiyacımızın olduğunda o hep yanımızda …ya onun ihtiyacı olduğunda biz nerdeyiz..

  Kim bilir annesi için en ufacık yanlışı olmadan elinden geleni yapan vardır..ama ya genelimiz?....

  Aah aah analarımıza bile bu kadar vefasız olabiliyorsak diğer aile yakınlarımıza lanları pek anlatmaya bile gerek yok…!

   Kendim bile bu konuda rahat değilim….aah güzel anam ah..

Daha iyi olabilirdi…

 

  Unutmayalım zararın neresinden dönülürse kardır…

    *        *         *

 

9 Şubat 2006

 

Kaç kişi vardır acaba?!

Etrafındaki yoksul,dul yetim bir komşusunun bir tanıdığının derdiyle dertlene,elinden geleni yapan(devamlı olarak)

Kaç kişi vardır acaba çocuk yuvası,yetiştirme yurdu,huzurevi,darülaceze,şefkat evi vb..gibi sosyal yardım tesislerinde kalan yetim,öksüz,kimsesiz,güçsüz,sahipsiz, sevgiye şefkat bekleyen bebeklerimizle çocuklarımızla gençlerimizle yaşlılarımızla devamlı olarak ilgilenen ,ziyarete giden…

Kaç kişi vardır acaba sokaklarda,parklarda,garlarda vb..kimsesizlere,barınmasızlara yardım etmek için dolaşan,arayan…kışın donmasın  diye çabalayan…

Kaç kişi vardır acaba hayat kadını kötü kadını,örsp.,şu bu diye anılan sistem kurbanı genç kız,kadıncağızlara şefkat elini uzatan…

 

Kaç kişi vardır acaba ..acil kan aranıyor çağrısını duyar duymaz harekete geçen ..hemen koşan…(bahanelerin arkasına sığınmayan)

 

Kaç kişi vardır acaba tv de,gazetede,radyoda,dergi de,kitapta vb..değişik şekillerde dahil..bir muhtaç insanın durumuna şahit olup ta harekete geçen…

*     *        *

 

13.2.2006  21:25   İstanbul

bir fincan kahve olsam 40 yıl hatırım olurdu….

 

Bir an telefona  sarıldım..içimden aramak geldi..ama birden ….hatırladım…ne garip…

Parçada şöyle diyordu;bir fincan kahve olsam 40 yıl hatırım olurdu….

                                                                                       

*             *                *

 

12 Şubat 2006 Pazar 21:26 civarı Konya tiren istasyonu

İstanbul’a doğru tiren hareket etmek üzere …(hareket etti)inşallah bir kez daha İstanbul a hayırlı bir iş için gidiyorum…kısmet olursa yarın ATV de Esra Ceyhan ın A dan Z ye programına konuk oluyoruz..

Konu gerçekten en hassas olduğum konulardan biri (cinsel kurbanlar)genelev zulmüne fuhuş zulmüne maruz kalmış vb..kadıncağızlar vb…oldum olası çok üzüldüğüm çok etkilendiğim bir konudur..

*    *       *c

13 Şubat 2006 saat 21:12

*              *        *

19:20 tireniyle İstanbul Haydarpaşa’dan Konya ya doğru yolculuğumuz devam ediyor..Bugün ATV de Esra Ceyhan’ın programa konuk olduk…tam istediğim gibi olmasa da bir şeyler anlatmaya çalıştık…içim bir türlü rahat olmuyor…

 

23.02.2006 perşembeyi cumaya bağlayan gece saat 23:58

Tiren Haydarpaşa istasyonundan Konya ya doğru hareket etti..Dün gece Konya’dan yola çıktım..Erkek sığınma evimizden de 4 tane mağdur erkek kardeşimiz programa katıldı..(Esra Ceyhan ATV)

Bugün programda tam istediğim gibi olmasa da bazı konulara değinmeye çalıştık..İnşaAllah hayırlara vesile olur..Programda ayrıca prof dr Arif Verimli hoca ve şarkıcı genç Güner (Azeri)de vardı..Özellikle Esra Hanımın program ekibinin duyarlılığının biraz daha arttığını gözlemledim..Ayrıcı şarkıcı Güner’in bu programdaki konunun yoğunluğundan dolayı hiç parça bile okuyamaması karşısında en küçücük kapris yapmaması,saygılı,mütevazı tavrı,..gerçekten çok iyiydi.Unutmamak için bunu da not düşmek istedim.Gerçekten güzel gelişmeler oluyor…12 şubatta da bir program olmuştu hemen ondan birkaç gün önce de bir program daha olmuştu..12 şubatta da genelev zulmüne maruz kalmış cinsel kurbanlara daha önceki programda da çeşitli kadın sorunlarına değinmiştik..kadın sığınma evimizden kadınlar katılmıştı..

Bugün 20:40 civarı Türkan hanımlara ziyarete gittim..2330 a kadar sohbet edildi..komşusu,annesi,kendisi vardı..güzel konular konuşuldu..sağ olsunlar her zamanki gibi çok iyi ilgilendiler..son bölümde de biraz sohbet ettik..insanların yardımlaşmadaki ilk etkilenme durumlarının gittikçe zayıfladığını zamanı imkanı çok iyi kullanmak gerektiği,bazılarının alıştığını,bunu genel bir harekete getirmeyi,herkese güzel bir heyecan verilmesi,..güzel duyguların bitmeden devamlı hale getirilmesi..heyecanın devam etmesi aynı anda binlerce on binlerce insanın aynı anda sokaklara inmesi gerektiği..garlara otogarlara gidilmesi..komşulara bakılması..genelevlere pavyonlara vb.gidilmesi155 gibi 112 gibi çalışılması ..manevi heyecanın devam etmesi..birlik beraberlik..

 

*           *               *

ŞİMDİDEN SÖYLEYİM….

Bir gün akıllara durgunluk verecek kadar güzel şeyler olacak…

 

 şimdiden şöyleyim çoğuna çok çok çılgın çok imkansız…vb..gelebilir ama inşaAllah bir gün yerine göre on milyonlarca yüz milyonlarca insana bile yetebilecek bir …(Afrika’dan vb.en yoksul aç insanlar dahil vb..o bölgedeki yardım hareketleri haricinde ….biz öncülük etsek başkaları da arkadan gelebilir…bu topraklar bile çok iyi değerlendirilebilirse(ekim biçimi sanayi vb. çok güzel şeyler olabilir.tüm dünyaya örnek olmalıyız..

 

*                       *              *

 

 

 

 

 

5 mart 2006  saat 20 45

Mezarlık….

 

Mezarlık;

Kimsesizlerin,sahipsizlerin,gariplerin,bilinmeyenlerin,mezarların olduğu bölüm…

Öldürülmüş cinayetlere kurban gitmiş kadıncağızlar…

Ölüsüne de sahip çıkılmayanlar…

 

Kadın sığınma evimizden bir grup,durumla ilgili bir basın açıklaması…bir boş tabut ta olabilir..bazı yazılar..

Yeni şiddet kurbanları olmasın…

Daha kaç cenaze lazım..

Bunun gibi her yıl 350 şiddet mağduru bu tabuta giriyor!bazı resimler haber kupürleri…

Şefkat-Der kadın Sığınma Evi…mezarlıklar şiddet mağdurlarıyla dolup taşıyor…dünya (vb)seyrediyor…Şiddet cinayetlerini durdurun..bir dakikalık saygı duruşu…arkasından bir fatiha..ülkemizde her yıl yaklaşık 500 kadın şiddete maruz kalarak öldürülüyor..ortalama yüzde 25 töre ve namus bahane olmak üzere..Türkiye’de ABD’ nin Irak ı işgalinde öldürülen Amerikan askeri sayısından daha fazla kadın cinayete kurban gidiyor….daha kaç kadının ölmesi lazım..yazılı metin de dağıtılabilir..gerekli tedbirleri almayanlar da cinayetlere ortaktır..sığınma evleriz mezarlarımız mı olacak..cinayetleri durdurun..-şiddet uygulayanlar önce tedavi edilsin..cinayete kurban gitmek istemiyoruz…yetkililer çareyi buldu:şiddet mağduru kadınlara sığınma evi:mezar!!

 

Anmak amacıyla yetkililerin kamuoyunun dikkatini çekip çözüm bulunması amacıyla buradayız..Aile içi şiddette öldürülen kadın sayısı  terör yüzünden ölenlerden daha fazladır..!

 

*       *      *

6 Mart 2006 saat 00 05

Nerdesin,Nerdesin,Nerde?

 

Evladım Yavrucuğum  Canım Sevdiğim vb..bir tanem nerdesin (tüm anneler,babalar,eşler,sevenler,dostlar için..)Her ne şekilde olursa olsun lütfen gel ..ulaş bana..özledim özledik seni..gel hatalı da olsan gel..ne olur gel

Bir gelsen…gel ne olur gel(not özellikle başkaları için yazdım)

Küsleri kırgınları barıştırmak vesile olmak için …bir tel …. Adres tespit edilebilir…(Bu şekilde birbirlerini arayanlar çağrı yapanlar için internetten bir sayfa,telefon hattı vb. dergilerde gazetelerde bölüm tahsisi de yapılabilir..15 Aralık 2007 ilave notu))

 

*        *      *

19.3.2007 21:18

…Bu son fırsatındır

…Bu son fırsatındır ()bir daha karşına böyle fırsat çıkmayacaktır……

 *           *               *

Saat 21 48

Eşlere bazı tavsiyeler daha..

 

Belki bazılarına tuhaf gelebilir ama ben ….konuyla ilgili bazı tavsiyelerde bulunmanın faydalı olacağına inanıyorum…

Her zaman her şekilde bakımlı temiz olun..sakın bunca yıllık eşim…falan deyip…bazı şeyleri ihmal etmeyin…tabi ki kilonuza da …….da ..keşke böyle şeylere gerek kalmasaydı ama maalesef şartlar bunları da yazmamı gerektirdi…gerçekten sadakat,vefa,iyi niyet,iyi kalplilik vb..en büyük güç…ama bazıları sadece bunlara yetinmiyor…Bu tavsiyede  bulunmamdan  dolayı bazılarınız kusura bakmayın..Hatayı yapan sen olma ..aynı şekilde karşılık vermene gerek yok..diyecem ki çok üzülme değmez vb….ama yine biliyorum ki belli bir dönem bu üzüntün devam edecek….

Zaman..sabır..

halbuki gözleri dışarıda olanlar ,sahip olduklarının değerini önemini kavrayamayanlar….dışarıdakileri çok şey sanıyorlar..Emin olun yanılıyorsunuz….en azından çoğunuz yanılıyorsunuz…

*            *               *

 

duygusal konularda da adalet!

*             *                *

..Bazen şu erkeklerle evlenmeyin diyesim geliyor…

Bazen haksızlığa uğrayan,ezilen her türlü eziyetlere maruz kalan kadınların çok olduğunu görünce ..acıları iyice yüreğimde hissedince…genel olarak tüm kadınlara evlenmeyin şu erkeklerle ..beraber olmayın şu erkeklerle..yüz vermeyin şu erkeklere vb..(en azından belli bir zaman)biraz akılları başlarına gelsin şu erkeklerin diyesim geliyor..hatta ciddi ciddi istiyor…muhakkak ki çok iyiler de var ama bunların çok az olduğunu görüyorum…zor çok zor biliyorum ama bakarsınız bir gün böyle şeyler olabilir…

 

*             *          *

 

22.5.2006 2135

 

Ömürden son bir gün kalsaydı..

Ömürden son bir gün kalsaydı..son bir hafta..bir ay..bir yıl..ne yapardın,ne yapardım,ne yapardık?!

Bir yığın insan..bir yığın ayrı ayrı dünya..

Aynı anda farklı farklı mekanlarda neler neler yaşanıyor……mekanlarda bile neler neler yaşanıyor…

 

29.3.2006 saat 23:30

Güneş tutulması…

 

Bugün güneş tutulması oldu..gerçekten ilginçti..öğlen 13:58 civarı yaklaşık 3 dakika hava akşam karanlığına büründü…

*    *             *

Haksızlığa engel olmak için öldürülen o müthiş insanları unutmayalım..

İşkence zulüm haksızlık …en basitinden en …kadar…

 

Her insanı en sevdiğimiz insan yerine koyabilmek.

 

Annesini koruyan 9 yaşlarındaki çocuk ...

Saat 23:38 civarı anne çocuk yürüyordu 9-10 yaşlarında oğlan çocuğu annesinin koluna girdi..adeta sahiplenircesine korurcasına ..geç saat ,gece,etrafta çok art niyetli insanlar olabilir..koluna sımsıkı sarılmış…bu sahne görülseydi ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılırdı..

 

15 yaşında düşürülen genç kızdan sonra sıra 13 yaşındaki diğer kız kardeşe gelmişti ve 11 yaşlarındaki o küçük oğlan ve çaresiz anne..

                                    

Yıllar önce Savaş Ay’ın ekibi Konya’ya geldiğinde  o iki kız kardeşi  küçük oğlanın bakışı tavırları..sanki ben varım ben ablalarımı annemei korurum ben evin reisiyim der gibi bakışı tavırları.olan 11-12 yaşlarındaki o elinde siara olan çocuk aklıma geldi..daha çocuk olmasına rağmen büyük gibi davranmaya çalışıyordu….elinde sigara vardı..ablasının biri kötü yola düşürülmüştü…(zorla tehditle)

Fuhuş mafyası sırada 15 yaşındaki diğer ablasına göz dikmişti…hatırladıkça hala duygularım kaleme almaya sığmaz ..kendilerini çaresiz hisseden bu ailenin durumunu…

Kadıncağızın kocası yıllar önce vefat etmişti..fedakardı..büyük kız işe başlamıştı..ah güzel emine 14-15 yaşlarında çalışacak evine annesine kız kardeşine erkek kardeşine bakacaktı….rampalı çarşıda tencere tabak vb. pazarlaması yapan bir işe girmiş..köylere falan gideceğiz demişler..tehdit,tecavüz,şantaj,korku,…ahh neler neler  küçük kardeşini de satmaya çalışmışlar..canım kardeşim neler neler yaşamışsın böyle…(çom acayip bir durumdayım duygularımı yazmaya devam edemiyorum…(not: bu şeyleri yazarken gözyaşlarım için için yakmıştı.notları buraya kadar yazdıktan sonra hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım..artık elim kalem tutamıyordu..keşke duygularımı tam hissettirebilseydim.polise başvurmaları,polisin pek bir şey yapmaması,korkmaları,can güvenliklerinin risk altında olması…o çaresiz bakışlar…o yüz ifadeleri .)

 

14 nisan 2006 saat 21:32

Yapmak istediğim o kar güzel o kadar çok şey var ki ama..

 

21:15 tireniyle Konya’dan İstanbul’a doğru yolculuğumuz başladı..İnşaAllah yarın öğleden sonra İstanbul’da bir sivil toplum kuruluşu yetkilisiyle görüşeceğim..Ayrıca inşallah her yıl nisan ayında verilmesi gereken dernek beyannamemizi vereceğim..hem Şefkat-Der hem de Şefkatli Kalpler adına iki tane..

 

Kafam her zaman olduğu gibi dolu..yapmak istediğim o kadar güzel o kadar çok şey var ki…ama maalesef olmuyor..inşaAllah günün birinde olacak….

*   *   *

Her konu arasında bir resim de kullanılabilir..bir gazete kupürü olabilir..belki faydalı olabilir..

*      *  *

 

 

 

 

9.5.2006

Kitap için bazı kapak sözleri ..

 

Belki erken yada belki geç.

Sen de suçlusun!...

Suçsuz olan var mı?!

Böyle mi kalacak?

Böyle mi duracaksın?

Bir de bizi dinleyin…

Kendini kandırma?!

Ölmeden önce yapmak istediğim…

Yeter artık

Fırsat…fırsat bu fırsat..

Varmısın? Haydi yüzleşmeye.

Ölmeden önce…

Hoşçakalın…

Haydi Allahaısmarladık

Aradığın belki buradadır..

Bir ölümlü ölümsüzden…

Davetim var..

Ben size kırıldım..

Benimle evlenir misin(dikkat çekmesi amacıyla)

Benden şimdilik bu kadar..

*    *     *

 

19.3.2006 saat 18:10

Töre ve Namus bahanesi cinayetleri

 

Adı doğru konsun ki tartışmalar çözümler daha yerinde olsun..Töre ve namus cinayetleriyle ilgili olarak tecavüze uğradı..ve aile meclisi kararıyla öldürüldü vb..şeyler söyleniyor..

Kendi istekleriyle de olanlar yok sayılıyor..Evli bir kadını başkasıyla…bir şeyler yaşaması…2 kişinin birbirini sevmesi yada değişik yakınlarıyla cinsel birliktelik…vb..

Her şey tam ve doğru anlatılmalı ki çözümler daha isabetli olsun..insanlar tam olarak bilmezse iyi aydınlatılamazsa …benim başıma gelen böyle değil der..(yani cinayetleri kendi mantığına göre doğru görmeye çalışır vb..)Konuyla ilgili çözümler bulmak daha iyi olur…

*   *   *

 

19.4.2006 23:52

 

Haydarpaşa tiren istasyonundan Konya’ya doğru yolculuğumuz başladı…İstanbul cumartesi günü gelmiştim..(15 nisan)Cumartesi günü öğleden sora planladığımız gibi  Koruyucu Melekler Derneği başkanı Melisa Hanımla görüştük..İnşaAllah faydalı geçtiğine inanıyorum.İstanbul’da da bir sığınma evi açma projesi vb..pratiğe geçirmeye çalışacağız..Dernekler il müdürlüğüne ayrıca Şefkat-Derimizin ve Şefkatli Kalplerimizin beyannamelerini hazırlayıp verdim..

*  *   *

 

 

 

21.4.2006        14:30 civarı..

Beşinci Boyut-Büyük Buluşma gibi programların senaryo ekibinden  ziyaret

 

İstanbul STV televizyonundan Beşinci Boyut,Büyük buluşma gibi programların senaryo grubunda çalışan 2 iletişimci bayan geldi….

 

Köpekli Kadın

Sapıkların tecavüzüne uğrayan yaşlı amca

Ayla Bozdemir

Mezarlıktaki kimsesizlerin defin durumları

5-6 çocuklu eşini kaybeden,15 gündür karakolda yaşayan İstanbul Yenibosnadan polisler tarafından gönderilen kadın vb..şeylerden de özetin özeti şeklinde bahsettim..

 

22.5.2007

… karşılıksız sevgiyi tarif et desen sadece annem derdim…

 .

Yigenim Hiloş geçen ablama (yani annesine)anneler gününde Almanya dan bir mesaj çekmiş..mesajı kendimi düşünmüş yazmış yada önceden bildiği bir mesajımı göndermiş tam bilemiyorum ama buraya aynen yazmak istedim….

Kelimelerle anlatılmayan fedakarlık ve karşılıksız sevgiyi tarif et desen bana sadece annem derdim..beni benden çok sevdiğine inandığım tek insan ,CANIM ANNEM..senin çocuğun olduğum için her zaman gurur duydum..Her zaman bana çok destek oldun..sen benim için çok özelsin..sadece bu günümde değil her günümdesin.Annem olman bu dünyadaki en büyük şansım..İYİKİ VARSIN İYİKİ ANNEMSİN SENİ ÇOK SEVİYORUM ANNECİĞİM.Anneler günün kutlu olsun.Canım annem..bu mesajı annesi babası kendisi çok küçükken ayrılmış,devamlı annesi tarafından büyütülmüş şimdilerde Almanya’da üniversite eğitimi alan genç bir kız tarafından yazıldığını ayrıca belirtmekte fayda var…hemen hemen herkesin annesine karşı olan duygularını yansıtan çok güzel bir mesaj..canım annelerimiz…

           

09.12.2004-Beyoğlu-istiklal Caddesi.22:25

 

İnsanlar elde ettikleri,ulaştıkları… şeylerin kıymetini pek bilmiyor..

 

İnsanlar elde ettikleri ulaştıkları… şeylerin kıymetini pek bilmiyor..

Hele bir de gözleri dışarıda olan evli çiftler,sevgililer vb.yok mu bu durumu daha da vahimleştiriyor…

 

Kendinde o cesareti bulamayanlar …kimi belki reddedilmekten,kimi utandığından,kimi terslenme ihtimalinden,kimi kırılma,kimi hayallerinin bitme ihtimalinden….belki de özgüvensizlik…

 

Evet milyonlarca insan için bu da önemli sorun teşkil etmekte…bir şeyler yapmalı…

Tencere birbirini bulmuş derler,bazen de hiç te öyle değil..çoğu zaman hiç öyle değil…

İlk hareketi başlatmaktan bile çekinenler….

*      *         *

09.12.2007 devam 00:05..

Kurban olduğum….

 

Elimiz size uzanmaya çalışıyor ama çok zayıf kalıyor be kurban olduğum ablam bacım annem bir tanem biricik canım…

Biz sizi hiç ret etmedik …ama çok yetersiziz…

                                                                          -  Haber küpürleri

                                                                         -  Tv dökümleri

Dikkat edilmesi gereken bazı hususlar

-Asla başına kalkmayın..

-Kurtarmak sadece evlenmekle olmaz…

-Bu kurbanları bu duruma düşürenler asla suçlarını tam olarak kabul etmek istemiz…

-Bir kısmı geçmiş hayatlarına tekrar dönebilir ama bu ihtimali en aza indirmek için büyük çaba gösterilmeli…

-Tayyib Erdoğan,Mehmet ali Şahin vb..durum ortaya net konmalı..

-Uluslar arası hukuk,insan hakları,İsveç vb…durumlar…

-Vesika iptal süreci-Bazı hukuksal yardım olanakları…

-Bunlarla ilgili çalışma yapacaklara karşı dinciler,şucular,bucular,yobazlar vb..demek çok kötü bir şey..

-Barınma evleri,sığınma evleri,özel evler,sevgi,şefkat,korunma,gizli evler,rehabilitasyon,barıştırma,mesleki eğitim,iş,uygun evlilik…

-süreçler iyi belirlenmeli…

Gerekirse her gazete kupüründen sonra yorum da yapılabilir!

YABANCI UYRUKLU KADANLAR DA ELE ALINMALI

 

-bugün sinemaya git o işi yapma

-bugün aileni ara paranın yarısıyla onlarla konuş,diğer yarısıyla ne yapansan yap..

-Bir saat deniz kenarında yürü

-bir parkta otur önerisi…

Bu gece kendin yat..oyuncağınla yat..

-lokantadaki o iki adam ve o iki kızcağız.!

-Karşılaşılacak sorunlar ve çalışmalarla ilgili irtibat halinde olun…

-Aktüel tempo vatan vb..röportajlar da ilave edilebilir..Tüzük amacı altı çizilerek bu bölümde belli edilebilir..

-

Kitabın isminde de vurgulu belirtilebilir

Kapağı ön arka vb..ve önsöz çok etkili dikkat çekici vb..olmalı…

-içinde başbakana,cumhurbaşkanına,TBMM vb..açık mektup ta olabilir..Vali,belediye başkanı,kaymakam,hakim,savcı,milletvekili,iş adamı,vb..seslenilebilir…

-Satıcılar vb…zulüm yapanlara da seslenilebilir…

-internetten de gerekli araştırmalar yapılmalı..

-ilgili kanun,tüzük, yönetmelik de ilave edilebilir ve önemli bölümlerin altı çizilirse iyi olur…

-SOKAKLARDA broşür dağıtılmalı-afiş yazılmalı-

Emniyet ahlak masası,karakollar vb..oteller vb..taksiciler dolmuşçular vb. simitçiler seyyarlar da bağlantıya geçilmeli..

-Bazı radyocular,gazeteciler,yazarlar

-imza kampanyaları,paneller konferanslar yapılmalı

Bir panel şefkatli kalpler derneği olabilir..

*    *       *

12-13 aralık 2004 saat 00:05

 

Boğaz köprülerinin kenarları intiharları önleyecek şekilde dizayn edilsin

 

Dün gazetelerde bir kişinin boğaz köprüsünden atlayıp intihar ettiği haberini okudum..insan çok üzülüyor.Bu kaçıncı intihar..

Boğaz köprülerinin kenarları tırmanılamayacak şekilde kalın camdan kenarlıklar yapılmalı,böylelikle intiharlarda çok azalma olacaktır..kalın cam yada cama benzen bir maddeden yapılabilir..böylelikle görünüm de bozulmamış olur..(bazı yetkililerin görünümle ilgili endişesi var da bu yüzden kalın cam vb. önerisi getirdim.bana kalsa bir kişinin hayatını kurtarmak görünümden estetik kaygısından vb..kıyaslanamayacak kadar çok daha önemli)

 

Bu konuyla ilgili acilen Ulaştırma bakanlığına,başbakanlığa,valiliğe,Büyükşehir belediye başkanlığına vb..ilgili yerlere dilekçe yazmalıyız..hatta bu ihmalkarlıklarla ilgili suç duyurusunda da bulunulabilir..

 Tabi ki intiharlar sadece bu tedbirlerle çözümlenmez.insanı intihar düşüncesine itecek sebeplerden,ortaya çıkmaması vb…fakat kısacık alınacak bu tedbir bile çok faydalı olacağı kesindir(yanılmıyorsam ABD de falan bir köprü de bu tür tedbirler alınmış bir gazetede okumuştum)

Sanki boğaz köprüsünün o ihtişamı ,deniz,boğaz yükseklik vb..insanın intihar duygusunu pratiğe geçirmeye yardımcı oluyor gibi….

*       *       *

Fox Tv de Asena Hanımın programı

 

 Bir kaç haftadır fox tv den önder bey arıyordu…bizim oradan bazı kadınlardan falan programlarına çıkarılması iye ilgili görüşmeler olmuştu…biz de ileride görüşürüz diye biraz erteletmiştik..en son geçenlerde bizim oradan 3 kadının özet hayat hikayesi ni fakslamıştık..ilk etapta Medine hanımla beni davet ettiler.programı Asena (Onur Çakmak sunuyordu…)sabah 9:30-11:00 arası gibi  yayınlanıyor(canımın içi programı)

Program Çarşamba sabahıydı.Pek istediğim gibi olmasa da hiç yoktan iyidir diyelim…

İnsanlara birkaç cümleyle olsa  çok önemli bir şeyler anlatmak,ayakta olduğumuzu göstermek yol göstermek,Şefkat-Der i duyurmak,hatırlatmak çok ok önemli …İnşaAllah hayırlara vesile olur.. 21.4.2007 cumartesi 23:58 İstanbul

*      *    *

Bugün istiklal caddesinde dolaşırken bir şey daha dikkatimi çekti..

Yabancı uyruklu gençlerle buranın yerlisi gençlerin kıyafetleri hemen hemen aynıydı…Dillerini duymazsanız kıyafetlerinden ayrım yapamazsınız…(Fransız,Alman,İtalyan vb.) tabii istiklal caddesi Türkiye’nin kaçta kaçını temsil edebilir(yansıtabilir)bu tartışılır…

 

İnsanlar benzer filmleri izliyorlar,benzer haberlere bakıyorlar,benzer şeyler giyiyorlar,benzer şeyler yiyorlar,….

 

Burada belirtmeye çalıştığım şeylerden rahatsız olduğum yada memnun olduğum gibi bir şeyler çıkartılmamalı,bunları söylemekteki amacım bir durum tespitidir…

*      *         *

Siz yine de çok sevin çok sevdiğinizi belli edin…

Çok sevenlerin,çok sevdiğini belli edenlerin bazen pek kıymeti anlaşılmaz….

Siz yine de çok sevin çok sevdiğinizi belli edin…

*   *   *

Hiç te yalnız değilsiniz…

Kendini yalnız olduğunu sanar…Merak etme hiç yalnız değilsin…Senin gibi olduğunu düşünen,senin hissettiklerini hisseden o kadar çok insan var ki…

*  *   *

 Özellikle güç,kuvvet,imkan varken,ilgi yoğunluktayken bir şeyler yapmak önemli…

Eski başbakan,eski bakan,eski vali,eski müdür,eski vekil,eski güzel,eski sporcu,eski ünlü,eski….,olmadan bir şeyleri en iyi şekilde yapmalısın…

Özellikle güç,kuvvet,imkan varken,ilgi yoğunluktayken bir şeyler yapmak önemli…

En iyi şeyleri yapalım,kimse hatırlamazsa hatırlamasın,kimse anmazsa anmasın..hiç önemli değil…yine de yapılmalı…kim bilir kimler kimler yararlanacak…bilmeseler de kimlere kimlere faydası olacak….21 Nisan 2007 - 23:50

*   *    *

Bir dizi film oyuncusu…

Geçenlerde çok izlendiğini söyleyen, gündemde baya yer işgal eden filmdeki başrol oyuncularından biriyle ilgili magazin programlarından birinde de bir görüntü vardı…

Beyoğlu’nda bir yerler(vb)gece geç saatler ,biri sağında biri solunda iki liseli kız..14-15 yaşlarında…artist,sarhoştu…kameraları görünce kızlar biraz kaçıştı..adam da bozuntuya vermemeye  çalışıp gelin çocuklar gelin…vb..işi espriye falan vurmaya çalışıyor….izlemek lazımdı…çok şey çağrışım yaptı…

     Kim bilir milyonlarca hayranı vardır…

 

 

Kahramanlıklar, iyilikler sadece filmlerde mi  kalacak…

Bu arada dizilerle, filmlerle ilgili de bir şeyler söylemek lazım…

 

Bizim toplumumuzun çoğu filmlerle tatmin oluyor…

Kahramanlık, aşk,vb…insanlar genelde filmlerde tatmin oluyor…

Başroldekiler uyuşturucu satıcılarına,kadın satıcılarına dersini veriyor,insanları kurtarıyor,insanlara yardım  ediyor,müthiş aşklar yaşıyor,kavgalara karışıyor,vuruyor,kırıyor,kimi delikanlı rolünde,kimi erkekleri peşinden koşturan güzeller güzeli genç kız,kimi töre mağduru,kimi sevdiğinden ayrı,falan filan….

  Milyonların gerçek hayatta pek önemli bir şeyler yapması önemli değil!!!sanal dünyada problemler halloluyor,gerçeğe ne gerek var değil mi?!(milyonlar ekran başına)

 

*   *   *

Saat 04:00 eğlence tam gaz devam ediyor…

Dün gece saat sabaha doğru 04.00 a doğru bile kalabalık,çığlıklar,eğlenme sesleri,gürültü vb..ne denirse densin hiç eksik olmadı…Beyoğlu-taksim-istiklal caddesi civarı)

Bizim büronun semti …

Sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor…özellikle Cuma cumartesi geceleri…hafta içi de geç saatlere kadar her şey oluyor…

Anadolu’nun değişik kentleri bölgeleri,beldeleri,aklıma geliyor da…öyle şeyler hissediyorum ki …Ah ahh,ama yazıya yine yeteri kadar dökemiyorum..dökmek te çok zor zaten….  

*     *         *

Bebekten katil yaratmak …ve Hrant Dink”in katledilmesi…(içim hala yanıyor)

 

Hrant Dink’in eşi,kocası katledildiğindeki cenaze töreninde eşine yazdığı mektubu okurken,bebekten katil yaratmak gibi bir cümle sarf etmişti….Yaa bebekten…..daha sonra neler neler oluyor…(bunları yazmak dahi istemiyorum…Acılarım daha da artıyor.)

Bu arada Hrant Dink’in katledilmesi bana o kadar kötü bir acı verdi ki anlatamam..o kadar çok üzüldüm ki,..hayatımın en kötü zamanlarından birini yaşadım..Tarihe yayılmış bir şeyler de adeta ruhun beni daha da rahatsız etti…Aklıma öyle öyle şeyler geldi ki…

O cesedi…yerde yatışı…o ablasının ağıdı…çocuğunun eşinin feryadı…

İçim öyle daraldı ki…Şu anra bunları yazarken kalp atışım,nefes alıp verişim bile tuhaflaştı….Trobzonda’ki rahibin katledilmesi de,Malatya daki 3 masumun katledilmesi de içimi hep yaktı…

Kendimizi onların yerine koyalım..Onların çoğunluğun içerisindeki azınlık halindeki mücadelelerine,yalnızlıklarına,garipliklerine,…

Kim ne derse desin..

Kim nasıl karşılarsa karşılasın..

Ben diyorum ki,…

ALLAH RAHMET EYLESİN.ALLAH CENNETİNDE SEVDİKLERİYLE BULUŞTURSUN…(amin)

Varlık vergisi-6-7 Eylül Olayları da hep içimi acıtan olaylardandır…

bir şeyler yamak lazım…bize düşen görev ve sorumluluklar olmalı…

Böyle acı şeylerin tekrar edilmesi,o yapılan haksızlıkların binde birinin bile yapılması akla bile gelmemeli…vicdan körelmelerine karşı bir şeyler yapılalı..

Bu arada bir şeyi daha buraya not düşmek isterim:

Ermeni kelimesi benim için uzun zamandır bende çok farklı şeyleri çağrıştırıyor…

Bana çok sıcak sımsıcak bir şeyler ifade ediyor…

Hayatım boyunca hep içimden geldiği gibi hareket ettim,içimden gelen sese hep kulak verdim…Onu bunu bilmem ama ben ALLAH’ın izniyle kendi adıma,içimden ne geliyorsa onu yapacam..Hiç kimseden çekinmeden,bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyorum…

Kime kim tarafından olursa olsun,yapılan haksızlıkları kabul edemiyorum..

Bunları yazarken bile gözerim doluyor,yaşlar akıyor…

Baştan sona dram var..dram,acı acı…Hala dram var hala acı var…

Azınlıkları en azından bize bir emanet gibi görmeliyiz..elimizden gelen her şeyi yapmalıyız…Ayrı bir benzer konu

Ne biliyim bana Ayasofya’nın kiliseye çevrilmesi daha adil gibi geliyor.Heybeliada ruhban okulu zaten hemen açılmalı..(ilave not:İbadethanelerin ilk açılış amacına saygı duyulmalı..Ne kiliseler camiye nede camiler kiliseye çevrilmemeli..vb..tüm ibadethaneler için aynı şeyler geçerli olmalı…)

 

*    *     *

İlk defa….

 

İlk defa belki etini satıyor-sattırıyorlar-

İlk defa tokadı yiyor

İlk defa garipliğini yalnızlığını hissediyor

İlk defa bu tür acı çekiyor

Tanımadığı kişilerle ilk defa bu tür ortama girdi

İlk defa pişman oluyor…

*      *      *

..Torunu yaşındakiyle …. ve bahşiş bekleyenler

….ruhları kirlenenlere birkaç örnek..

 

Bu arada Tarlabaşı bulvarındaki bizim eski büromuzun yanındaki otelin önündeki bir sahne aklıma geldi:70 yaşlarında saçları tamamen beyazlaşmış,bakımlı görünümlü,takım elbiseli bir adam..arabasını yanaştırıyor,yanında 18-19 yaşlarında gencecik çocuk gibi bir kız,…adam sanki devamlı alışkın gibiydi..Kızcağızın birkaç saniyelik duruşu,durgun,tedirgin,…otopark görevlisi ise(gayri resmi otopark) alacağı bahşişi düşünüyordu..(bahşişi de aldı..Otelci de adamı otelin önünde gayet saygın bir müşteri gibi karşılamıştı...O yaşlı adam ve çocuk otele girdiler…o otelin müşterileri genelde fuhuş amaçlı geliyormuş.. o adamı da o kızı da unutamıyorum..o yalaka otoparkçıyı da..bahşişin bol olması için adama öyle bir saygı gösteriyordu ki…görmek lazım…o otelcinin de o otoparkçının da (korsan otoparkçı) o adamın da..artık ne deyim.;Allah islah etsin mi, Allah hidayet versin mi ,Allah bilmem ne yapsın mı…..

*        *       *

Kimi der ki onlarca yüzlerce binlerce kişinin ağız kokusuna katlanacağımı birine katlanayım bari der…kimi çaresizlikten kimi de benzer sebeplerden….

*       *     *

 

 

Bir anlık mutluluğa hasret olanlar…

Bir anlık mutluluk, bazen bir an bir ömre bedel olur…

365 günün bir günü bile normal,güzel,huzurlu geçmeyen kişiler var..bir günü bile…..

O bir günlük bir anlık gülüşüne,bir anlık huzuruna bir anlık rahatına bile kurban olurum…

Ne bileyim o bir anlık,saniyelik,dakikalık mutluluk,huzur,belki bir yıla,bir ömre bedel olacak….

O bir an,bir saat,bir gün,bir hafta,bir ay….

Bir ömre bedel olsun…

Adeta bir ömür olsun…(Siz de böyle bir şeyler yaşatmaya ne dersiniz….)

Nefessiz kalmış insanların biraz nefes alması gibi bir şey olacak….(21-22 Nisan 2007-saat 01:19)

*       *     *

Sevgi Barış Huzur Galip Gelmeli,İyilik Hakim olmalı…(22 Nisan 2007-saat 01:20)

*        *     *

Güzel duyguları daha fazla insan yaşamalı...

Faaliyetlerimize olabildiğince herkesi dahil etmek çok önemli…Bu duyguların diğerleri tarafından da yaşanması çok önemlidir…

Bir tesisi bir kişinin yaptırıp özellikle yaptıranın çok güzel duygular hissetmesi ayrı bir durum .Yüz kişinin bin kişinin birlikte yaptırıp daha fazla insanın o güzel duyguları hissetmesi….  sorunların çözümlenmesine paralel olarak bu işlere vesile olacakların sayılarının artması…çok önemli…

Komple 7 den 70 e harekete geçilmesi heyecan verilmesi,mücadeleye ortak olunması çok önemli…azalmayan,gittikçe artan bir heyecan mutluluk vb..olmalı…

İnsanlar seller gibi akmalı…En kapsamlı çalışmalar…çok yönlü olmalı…

O insanlara bakma duygusu…yanlarında olma…sevme,şefkat ilgi..o gözleri görme..gelişmeleri zorlukları yaşama duygusu vb..Toplanma,yardım etme duygusu vb..hissedilmeli…

( o çağrıyla birlikte en sevdiği kişiyi arar gibi sokaklara vb. akın etmek..) otobüs esenlerde

                                                                                                                23 Nisan 2007 saat 21:17

 

*       *     

 

…Hayatsız kadın Bugün yananda çocuğun yoksa oyuncak ta olsa bebeğinle ayıcığınla uyu…

Cinsel sömürüye maruz kalan …daha önce bahsettiğimiz kardeşlerimizle ilgili…(karşılıksız olarak iyi bir para vererek )yanına şu oyuncak bebeği,ayıcığı,tavşanı ne biliyim neyi seviyorsan onu al..onunla uyu,,ona sarıl..huzurlu bir gün geçir..vb…de denebilir…(yabancı kökenli cinsel kurbanlar dahil…

Bari bir gün normal yaşamlarına zemin hazırlanmalı…Bunlar bir başlangıç olacaktır…daha neler neler olacaktır…Neler neler düşünülmesine vesile olunacaktır…(saat 21:35)

*     *     *

 

 

Çeşitli yerlerde küçücük bir yapıştırma da ola çok önemli..

Hitap edecek sorunu olanlarla yardım edecek yerler-tel vb…

*       *      *

Huzurlu ,bir yemek bile yiyebilmiş mi ..bir yemek vakti kadar mutluluk

Huzurlu bir öğün yemek yiyebilmiş mi…,korkmadan aşağılanmadan…bir yemek vakti kadar mutluluk…(bunları yazarken adeta aynen yaşıyorum.içim öyle burkuluyor ki..gözlerim hemen yaşarıyor..)

*        *       *

(İnşaAllah hazırlanacak kitapla ilgili)

Belli bir konu sıralamasına göre gitmeden karışık,yerine göre benzer konular da ele alınabilir…

Konu başlarında özel bir başlık atılabilir,içinden bir cümle seçilip,başında koyu halde yazılabilir..aralarda yer yer boşluklar olur..

*       *       *

Onu en sevdiğin en değer verdiğin kişi yerine koy….

Nasıl kendi canından çok sevdiğin,kendinden daha çok sevdiğin,kendinden daha çok koruyup gözetip,her şeyi yapacağın yavrucuğun var ya..işte onun yerine koy…

Ne olur onun yerine koy.

*       *        *

Bir tane bile seveninin değer vereninin olmadığını düşünmek…

*        *      *

Bu arada cinsel sömürüye maruz kalmış kurban kardeşlerimizle ilgili bir şeyler yazarken hazırlamayı düşündüğümüz kitabın ilgili bölümünün bir parçasında ,bu kardeşlerimizden kurtulmaktan ümidi olmayan,çaba sarf etmeyi düşünmeyen,bırakmayı düşünmeyen vb..kişilerle de alakalı hitaplarda bulunmak….

*         *     *

Bazılarının da gitgide yaşlanması bazı özelliklerini yitirmesi…adeta hiç müşterisinin dahi çıkmaması gibi olması durumlar…başkalarını istismara hazırlamalar da…göz önüne getirilmeli..

*          *     *

Ah o sevgileriniz bağlılıklarınız  kalıcı olsa…

Ah bu sevgileriniz bu bağlılıklarınız kalıcı olsa…keşke kalıcı olsa…çok azının ki bile kalıcı olmuyor!!

*           *     *

Daha çook yer var…

İstanbul’u var Ankara ‘sı İzmir ‘i Diyarbakır’ı Sivas ‘ı Trabzon ‘u Konya ‘sı,Aydın’ı Maraş’ ı,Bolu’su Adana’sı Mersini  81 Vilayeti Kıbrıs ı var..uzak doğusu,Afrika’sı,Tayvan’ı,Avrupa’sı,Amerika’sı Asya’sı Ortadoğu’su vb…var…

 

22 Aralık 2005 saat 01:52

Melek yüzlü hostes

 

Melek Yüzlü Hostes…

Evet çalışmak kutsaldır…

Hele hele zor işlerde çalışmak daha da kutsaldır…

Bir de bu zor işleri yapanlar otobüsteki hostesler gibiyse bayansa iş daha da zorlaşıyordur..

18-20 yaşından 35-40-45 yaşına kadar çalışan hostesler varır…

Bunların çoğu vaktinin büyük bir bölümünü yollarda geçiriyorlardır…

Evleri var mıdır acaba?,,.

Kimler bekler?…

Aileleri var mı?

Çoğu genelde bekardır…öyle ya kaçının eşi nazı olur ki…

Bu kadınlara kim ne der?..

Ne tür zorluklarla karşılaşırlar

Kim bilir kaçının eşi çocukları vardır

Belki çocuklarına,dul annesine,hasta babasına bakması gerekiyor.

Kim bilir haklarında ileri geri ne yorum yapanlar var…

 

Zor olanı seçmişler.

Allah yardımcınız olsun…kalbim sizlerle…

ayakta …

 

Ne olur bu emanete iyi davranın ..hakkında iyi şeyler düşünün…

*         *      *

 

23 Aralık 2005 saat 20:28

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilciliği toplantısı

 

Ankara’dan Konya’ya doğru hareket edeli yaklaşık yarım saat oldu..

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin organizesi ile gerçekleşen iki günlük seminer bugün bitti…

Seminerde BMMYK ‘den Türkiye Temsilcisi,Temsilci yardımcısı,diğer yetkililer,Bazı sivil toplum kuruluşları(STK)..STK lar Ankara ağırlıklıydı…

Uluslararası Af Örgütü,Mazlum-Der,İHH,Türk Kadınlar Birliği,Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği,Mavi Hilal Derneği,Van Kadın Derneği,Kızılay van Şubesi,Adana Sağlık Hizmetler Derneği, vb..STK’lar vardı..

Ankara,Konya,Kayseri Büyükşehir Belediyelerinden de temsilciler vardı..

Bu iki günlük süre içerisinde bazı tecrübeler daha elde etmiş olduk…

Söylenecek çok şey var ama inşaAllah bunları unutmamayı ümit ederek bazı(hatırlatmalara katkıda bulunmak için)notlar aktarıyım..

Dünya’da yaklaşık 24 milyon mülteci varmış..Türkiye’de toplam 8-10bin…

Kaydı olman mültecilerden de bahsediliyor..

Mülteciler de gerçekten ayrı bir dram konusu…..(ilave not Ocak 2006 itibarıyla Mülteci ve sığınmacılar da ok aktif ilgilenmeye başladık..Özellikle Konya Ya binden fazla Mültecinin yerleşmesinde önemli görev üstlendik..Derneğimizin Kadın ve Erkek Sığınma Evleri o günden bugüne mülteci ve sığınmacı insanlarımıza da hep açık kaldı..Aynı anda 300 den fazla mülteci ve sığınmacıyı devamlı barındırdığımız zamanlar oldu..sağlık,eğitim gibi sorunlarıyla da yakından ilgilendik ve halen de mülteci ve sığınmacı kardeşlerimiz barınma vb. imkanlarımızdan faydalanmaktadır…)

 

 

05.10.2006 cumartesiyi pazara bağlayan gece 00:57

İzmir’e Sığınma Evi hazırlamak için gidiyorum…

..Star tv Safiye Soyman Faik Bey…

Şu anda İstanbul’dan İzmir’e doğru gidiyorum…

 

Çok yoğun bir hafta içerisindeyiz…çok uzun yıldır yaptığımız,niyetlendiğimiz faaliyetlerimiz inşaAllah çok önemli bir ivme kazanma yolunda devam ediyor..

Yüreğimde,her türlü zorluklara sıkıntılara rağmen..güzel hoş bir ümit var…

Binlerce,onbinlerce,milyonarca insanımızın duasını imde hissediyorum.

İzmir ‘e çok hayırlı bir hizmeti gerçekleştirmek için gidiyorum..

inşa Allah İzmir’e de evsiz,kimsesiz,cinsel kurban vb..kardeşlerimiz için bir sığınma evi(Şefkat Evi) açmaya çok yaklaştık….

Geçtiğimiz hafta pazartesi günü Star Tv’de yayınlanan Safiye Sayman ve Faik beyin sunduğu(saat 10:00-12:00)programa konuk olarak katılmıştık…Salı Çarşamba,Perşembe,Cuma tam bir hafta boyunca bizi programa davet ettiler…Yaklaşık 10 gün önce sığınma evimizden bir konuk istemişlerdi…(Hepgül hanım ve Ceyhun bey aramıştı)

Biz de ebru hanımı programa yine her zaman ki niyetle göndermiştik….Programa Ebru hanımın yaşadıkları üzerine tartışmalar yorumlar oldu…

Şartlar benim de canlı telefon bağlantısı yoluyla programa katılmama vesile oldu…Güzel ve hayırlara vesile olacağını düşündüğüm bir telefon konuşmam oldu..program da genel olarak iyi oldu..Programı sunan Safiye hanım ve Faik bey Konya ‘ya Kadın Sığınma evine geleceklerini ve bizzat yerinde göreceklerini söylediler….

Bayramdan 3-5 gün önce yapılan bu programdan sonra gerçekten de bayramdan sonraki Cuma gecesi Konya’ya Kadın Sığınma evimize gelmeye karar verildi…

Yıllardır amaçlarımızın gerçekleşmesi u imkanın tanıtım açısından yeni mazlumlara ulaşılması açısından büyük bir imkan olacağını düşündük…

Kadın sığınma evimizdeki kardeşlerimizle bunun önemi üzerine konuşmalar yaptık…

Sığınma evimizin içerisinde afişlerimizi,gazete kupürlerini vb..falan da hazırladık.yapılacak çekimlerin en etkili şekilde olması için…

(ilave not:Safiye hanım ve Faik bey gelen ekipleri çalışmalarımızı çok beğendiler,duygulandılar çok güzel konuları yayınlarda gündeme getirebildik…..birçok dertli insan bize ulaştı…halen de ulaşanlar var….özellikle,sığınma evlerini barınma evlerinin önemine çok vurgular yaptık vb…Programların cd’ leri var)

*     *        *

Kaçanlar kaybolanlar hakkında hemen kötü zan yapılmamalı…

Her evden kaçan,kaybolan vb..hakkında hemen kötü zanlar beslenmemeli….

Aldatan vb..durumlarda olan insanlarımızın da annelik babalık haklarının olduğu unutulmamalı…

Bunları biricik yavrularından koparmak doğru değil…

*       *    *

14 yaşında nişansın düğünsüz törensiz adı konmamış evlilik…ve 7 bıçak yarası..

Ayten hanımın anlattıklarını gerçekten unutamıyorum…

14 yaşında evlendirilmesi..nişan düğün vb.doğru düzgün bir şey yapılmadan hissedilmeden evlendirilmesi…Gördüğü şiddetler…

Evlendikten sonra ailesinin 6-8 yıl arayıp  sormaması..kayınvalide,kayınbirader,çelebiler den de şiddet görmesi…

Eşinin askere gitmesiyle yaşadığı diğer zorluklar..bırakılmaması..…

(eksik okunamayan yazı)

İzmir e çocuğuyla çalışmaya giderkenki duyguları ,hissettikleri…yanına kızı var…gazete ilanı okumuş…(posta gazetesi)Kocasının bir daha gelme de nereye gidersen git demesi vb..

 

 

22 Şubat 2007 saat 04:25

Yaklaşık 1 saat önce Konya Otobüs terminalinden 3 çocuklu genç bir anneyi almaya gittik.

4-9-12 yaşlarında 3 şirin kız çocuğu….

En küçüğü Nazmiye ..Nur..

Çanakkale’den geldiler…

Daha önce Stant v deki Safiye Soyman Faik bey programlarına konuk olarak katıldığımızda izlemiş..Bir gün lazım olabilir diye numaramızı almış..

Otogarda lokantaya falan götürdük.Elimizden geldiği kadar ilgi göstermeye çalıştık.

Annenin gözlerinden yaşlar aktı…(tarif etmek zor..)küçük çocuklar güler yüzlüydü…Haliyle en büyük çocuk olayları iyi kavrayabiliyordu..

Bu duygulara benzer duyguları yüzlerce kez yaşadım…

Yazıya dökmek çok zor…

O gözleri herkesin görmesini isterdim…

Ah güzel analarım…Güçlü olmak zorundalar..Güçlü gözükmek zorundalar…

Ayfer Hanımla da bazı şeyler konuştuk…

Bu duyguları  keşke başkaları da yaşayabilse…

Otogarlarda vb.yerlerde geceleyen nice nice anneler,yavrular…karnında bebeği olanlar …

*       *     *

 

26 Şubat 2007 saat:12:47 pazarı Pazartesiye bağlayan gece

Gece 12:47 civarında telefonum çaldı.Ağlayan(için için)bir bayan Hayrettin Abii,beni gel al…Beni dövdü sokağa attı..

(genç kadıncağızın öyle bir ses tonu vardı ki,keşke bunu biraz ifade edebilseydim…

Biranda içim çok tuhaf oldu…

Karşımda telaşlı,korkmuş,için için ağlayan(garip)ağlayan bir can vardı…(hatta yer yer ağlaması uğultu şeklinde artıyordu..)

Heyecandan,korkudan,dayağın şiddetin etkisiyle doğru düzgün konuşamıyordu bile …

Gel beni al Hayrettin ağbii dedikten sonra ..yerini öğrenmeye çalıştım..verdiği adresin valiliğe yakın olduğunu anlayınca hemen valiliğin oraya git orda karakol var…Ben de hemen geliyorum dedim…

Öyle şeyler düşündüm ki….

Bunun gibi yüzlerce binlerce olay yaşadım…

İçim hep acıdı çok acı çektim…

Valiliğin altındaki girişteki polis noktasına vardım…

Gözü yüzü yara bere içinde ağlayan genç kadını gördüm…

Üzüntüm daha da arttı…

Onun o garip çaresiz gözüken hali beni çok etkiledi… (tıpkı diğer mağdurlar gibi)

Polislerin bir kısmı şikayetçi olsan da tutuklamazlar falan demiş…

Kadıncağız içindeki acıyla tutuklanacaksa şikayetçi oluyum diyor…

Ben ne olunsa olsun şikayetçi ol dedim..Ayrıca ordaki polislere de bu vakalarda şeddet gören davacı olmasa bile kamu davası açılması gerekir,her halükarda siz görevinizi yapın falan dedim…

Ordaki birkaç polis te (biri benim ortaokuldan arkadaşım Süleyman)şikayetçi ol vazgeçme falan dedi…

Kadıncağızın anlattığına göre ağbuisi devamlı dövüyormuş..Birgün ölümüne bile sebep olabilirmiş..Geceleri korkudan uyuyamıyormuş bile ,beni boğacak diye…

Neticede şikayetçi olmak için,olayın geçtiği mahallenin bağlı olduğu karakola polislerle gitti…

Ben de aman şikayetinden vaz geçme dedim…(bazı bilgisiz polisler şikayetçi olunmazsa hiçbirşey yapılamıyacağı gibi bir yanlış bilgiye sahip!)

Saat 02:35 civarında beni tekrar aradılar..hastaneye gitmiş rapor falan almış..ifadesini vermiş…

Saat 03:00 a doğru Şefkate (Bizim Şefkat-Der Sığınma Evi)bıraktım.(Cahide hanıma aradım özel ilgilenin vb.dedim..yolda kadıncağız içini dökmeye çalıştı…)

Ahh kanunlar,ahh laf kalabalıkları,ahh ahh…

 

 

 

 

 

12-13 Aralık 2004 Saat 00:45

Tek yaşamı….

Tek yaşamı yeni elbiseler almak,yeni ayakkabılar almak,seçmek,beğenmek…alış veriş yapmak,kendini beğendirtmeye çalışmak..ehh aşkı aramak,sevilmek istemek vb.. eh olursa zengin olmak…onu bunu elde etmek…tatil yapmak..zamanında ….neler neler..

O cafe bubar şu disco….şu eğlence bu davet….

*      *       *

Gazetelerde bazen kıyıda köşede olsa da bir haber yer alır..şu kadar parayı bulamazsa ölecek,sokakta kalacak,gözünü kaybedecek yada iyileşecek falan diye…Bazen bu gazeteler yüzbinler satar binlerce insan okur..Bu haberlerde yer alan insanlarımız genelde gerçekten çok ihtiyaç sahibidirlervaliliklarden vb.ilgili yerlerden yardım toplama kanununa göre de izin almışlardır..Binbirzorlukla..varlarını yoğunu da satmışlardır.. Aralarında çok azı medyaya vesayriye..gitmesiyle belki büyük rakamda destek almışlar ve sorunlarını çözmeye çalışmıştı..Ama çoğunun durumu oldukça kötü…Her eyse bu gazete okuyucularının kaçta kaçı acaba verilen hesap numaralarına para yardımı yatırmıştır?!..İnanır mısınız bazen hiç bazen bir kişi birkaç kişi ..hepsi o kadar…

Aslında çok az rakamlar bile bir araya gelse neler eler yapılır…Üstelik devlet te bunları toplu tedavi ettirmeli..ne gerekiyorsa yapmalı(ilave:Yurtiçi yurtdışı dahil.Güyü bu ülkede herkes eşit!!)ama uğraşan kim!...

*   *      *

Dün Gebze”deydim..Gebze Şube başkanımız Ahmet Aydın Kardeşimizin daveti üzerine Gebzeye gitmiştim..Gebze Köprü Kültür  Merkezi ,Gebzedeki 2 engellilere yönelik faaliyet yapan Rehabilitasyon Merkezi ve Şefkat-der Gebze Şubesi organizesiyle birlikte yapılan Engellilere yönelik bir faaliyet vardı.Engelli çocukların gösterileri ve onuyla ilgili konuşmalar oldu..

Birkaç cümle de selamlama vesilesi ile bize nasifp oldu..

Orda da söylemiştim.Genelde engelli çocuklarımızın,gençlerimizin,yetişkinlerimizin yüzleri çok masum…,yüzleri bir hoş oluyor..günahsızlıktan masumiyetten olsa gerek..YÜREKLERİNDE HİÇ ENGEL YOK…

Bazı görme engelliler baston bulamıyor.bedensel engelliler engelli aracı bulamıyor..Milyon adet bile olsa hepsine akülü tekerlekli sandalye almak zor olmasa gerek…

Bu konuyla ilgili de başbakana özel yazı yazmak kamuoyu oluşturmak gerek..

Protez kol,bacak vb..engelliler için otobüs vb..

Engelliler için 24 saat süreli özel bakım,tedavi vb..evinde ve uygun sosyal yatılı tesislerde…bunlara ilaveler edlmeli..

Hele hele bazı aileler ölünce çocuğum ne olacak diye çok endişeleniyor..korkuyor..

Çözüm çözüm getirmeliyiz..

*    *   *

Bazı kişilere bakıyorum da zenginledikçe iyice tuhaf oluyorlar..Zenginlikleri arttıkça hal hareketi iyice değişiyor..ilginç ve acınacak bir durum..

*     *      *

O geçen gördüğüm 2 genç kızı(yabancı uyruklu) ve o 2 babaları yaşındaki adamı unutmuyorum…

Yani şimdi bu adamlar için bir iki kelime kullanacam çok kaba olacak …..

Teközellikleri paralı olmaları ve o iki genç kızın para kaşılığı onlarla birlikte olması…önce yemek sonra bildik saneler..o gözlemimi yazıya aktarmam çok zor…ben bazı durumları inşaAllah ilerde hatırlamak için bu notu düştüm..(saat 01.00)

*      *      *

Nerdesin  Nerdesiniz   Nerde 

Hala birgün beklerim geleceksiniz diye…

Nerdesin ey onları dinleyen,gören,yaşayan…Helbuki kaç defa duydun izledin gördün daha ne bekliyorsunuz?!...

*        *       *

Bilmiyorum:birgün olur mu,görür müyüm bilmiyorum ama bazen şöyle bir hayalim olmuştur.çok yıllar geçmiş…..çok yıllar ülkenin(dünyanın)bir ıssız ucunda belki hiç umulmadık bir yerde çook yaşlanmış bin insan…yanına küçük bir çocuk gelir…Amca ,dede vb..biz şöyle bir çalışma yapıyoruz..Sen de Şefta Hareketine katılır mısın?(Ee….o yaşlı kim acaba?!Kim bilir!)Hep duygulandırır bu hayal beni …Hayırlısı olsun..

*              *          *

O gözlerdeki yanan ışık,pırıltı….ne bileyim bir şey işte..çocukların hepsinde var.gençlerin bazılarında var bazılarında yok yetişkinlerin çok azında var var çoğunda yok..yaşlıların çoğunda hatta bazen hepsinde var…

Benim dikkatimi ve ilgimi çok çekiyor..

Ah keşke bu ışık hiç sönmese..

Bilmiyorum şu anda bende de vr mı hala bu ışık diye… 01:15

*            *          *

Hakiki mutluluk,gerçek mutluluk bölümünde açıklama hatta birkaç defa d dadyodan da sunmuştum…

*     *   *

Yine terör,ölüm vb…unutma..

*   *   *

TRAVESTİ

Babasının cenazesine gitmek için kılık değiştiren travesti..

O,rahmetli babamın resmindeki gözüne bile bakmaya utanıyorum deyip ağlayan,yere yığılırken programa katılan travesti arkadaşı tarafından tutulan travesti..

O, evlenmek istiyorum diyen travesti

O, travesti olmamda tacizlerin etkisi var diyen travesti..

O,cenazesi alınmayan,o,bakılmayan…

O,ailesi sevinen eski travesti…

O,travesti olduğundan ailesinin haberi olmayan ve devamlı ailesine para gönderen travesti.

O,dostundan korkan vb.travesti..

O,intiharlar..O,öldürülen travestiler vb..

Travestiler ileve..O;Allah duamızı kabul etti diyen..

Orucunu açan,

Cesedi sahiplenmeyen cenaze namazı kılınmayan

Hastanelerde bakılmayan,

Kaza geçirip ortada kalan,sokağa atılan,sokakta yaşayan

Doğulusuyla batılısıyla…

Travesti sığınma evi projemiz

Şefkatli yüreklerini

Kurbanlarını kabul etmek istemeyen yuva yetkilileri..

(Onlar parası birçoğunun parasından daha temiz)

Ayfer hanımla Tarlabaşında gördüğümüz travesti o bakışı…

 

 

*   *   *

13.12.2004 21:03…

 

Biraz önce 25 yaşlarında .ir genç gördüm..Üstü perişandı..Ayakkabısı kıyafetleri markalıydı..Saç ve yüz traşı da diyebileceğim ama üstü başı kirlenmişti..Bir barınmasız,devamlı sokakta yaşayan insan görünümündeydi...Zannedersem baya sarhoş ve yanında hap falan almıştı ve kendinde değildi…Bu genç tamamen kendini kaybedebilir..Adeta kaybolan insanlarımızdan biri olabilir…Annesi,babası,ailesi bu genci böyle görse acaba ne yapardı…

Tabi ki her zaman barınmasız(evsiz)insanlarımız gündemimde de ,ben bu bölümde ,kayıp kaybolan insanlarımızdan biraz bahsetmek istiyorum…

İlk olarak biraz zeka ve ruhsal sorunu olup ta kaybolanlardan biraz bahsedelim:

Bu insanlarımız 5-6 aşlarından 80-90 yaşlarına kadar olabiliyor.

Aileleri olmalarına rağmen zeka ve ruhsal rahatsızlıklardan dolayı evden dışarı çıkıp bir daha geri dönemiyorlar..

Birden sokakta yürürken de kaybolabilirler..

Yaşlılar camiye giderken,emekliler maaşını çekerken ,markete,çocuğuna,torununa giderken,parkta otururken de bir daha eve dönemeyebilir…Saatler,günler,haftalar,aylar,yıllar geçebilir…Belki çok az aile bu kayıplarına kavuşuyor.

Aslında bu insanlarımız uçup eriyip yok olmuyorlar…Hepimizin gözlerinin önünde sokaklarda,duvar diplerinde,çöp yanlarında,otobüs duraklarında,cami köşelerinde,ol kenarlarında,tenha yerlerde,,kalabalık yerlerde vb.hep görürüz…

Çoğu kişi bu insanlarımızın durumuna üzülür..Kimi yiyecek bişeyler veri,kimi cebine para sıkıştırır,kimi önüne bişey bırakır..kimi vah vah der bakar…

Bu gariplerimiz dertlerini de pek anlatamaz..Bazen karakollara gelirler..Sağolsunlar karakollarımızın pek birbiriyle yoğun irtibatı olmaz!Kayıp ailesi diyelimki İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinden kayıp müracaatında bulunsa,bu kayıp insanımız da İstanbulun başka bir ilçesinde ir karakola getirilse bir vesileyle bulursa bazen bu karakolların birbiriyle irtibatı olmaz..Saatler sonra bu kayıp insanımız sokağa bırakılıverir.bazen saat bile sürmez..’arayanı soruanı yok diye,bunlarla maalesef pek uğraşılmaz!)Yada başka bir mühide bırakırlar…Ehh bazı polisler derki bunları ne sosyal hizmetler  ne belediyeler vb.kabul ediyor  ..karakolda uzun süre tutamayız ne yapalım mecburen geri sokağa ada başka muhite bırakıyoruz vb..der…

Kayıp aileleri çok acı çekerler(inşAllah küçük yaşta kaybolan,kaçırılan çocuklarla ilgili durumu daha sonra değineceğim..En kötüsü de en acısı da bu olsa gerek..

Zeka engelli,akıl ruh sağlığı yerinde olmayan insanlarımızı toplamak,bunları hastanelere,rehabilitasyon merkezlerine,barınma merkezlerine,getirilse..ailelere çok daha erken ulaşılır..ama kimin umurunda donarak ölen insanlarımızın geneli rahsal ve zeka rahatsızlıkları olan insanlarımızdandır..

Rahmetli Yakınları Kaybolanlar Derneğinin kurucu başkanı İsmet Özbilici Ağabey vardı..Yıllarca aradı engelli evladını..Yüreği hep yandı..Rahmetli oldu.Derneğin yönetimini teslim alan  oğlu Zafer Özbilici kardeşim hala devam ettirir bu umudunu ..hem kendi ağbisi hem başka insanlar için de …Tıpkı bana deli çatlak dedikleri gibi rahmetli İsmet ağbiye de derlerdi..

Beni bu dünyada anlayan ender insanlardandı..Ben de onu anlayan ender insalardandım desem yalan olmaz..Allah rahmet eylesin..Kayıplar köyü projesi vardı..Ne belediye,ne başka kurum,ne iş adamı destek vermedi bu projesine..birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesine,Beyoğlu belediyesine falan da gitmiştik..Konya mıza da geldi davet birkaç kez.(ilki 1995te sonra 1998 de)

Güzel çalışmalar yaptık..Bazı insanları da bize yönlendirirdi rahmetli ismet ağbi(Kalacak yeri olmayan bazı kimsesizleri vb.)Bu arada Yakad’ın teli:0212 634 28 64(Telofonu teyit edelim)

Oh be kendi kitabımda rahat rahat veriyim şu numaraları yazın yazın not alın bu:…….
televizyonlarda,gazetelerde,radyolarda şöyle bol bol gönül rahatlığıyla telefon numaralarımızı vermeye pek imkan vermemişlerdir..

Ah ah bu konuda da o kadar yaralıyım ki….Hemen bu arada bazı telefonlar vermeliyim..daha sonra da verecem.Az çok bişeyler yapın….olmaz mı…(devamı getir)

 

Bu arada aklıma bazı şeyler geliyor:ne geliyosa olduğu gibi aktarmaya çaışacam.Şu anda yazımın düzgünlüğünü düşünecek duumda değilim.

Bazen bazı artis ,sanatçı,gibi ünlülerin ropertajlarını okuduğum zaman bazıları şunları şunları yapacam dier..(sığınmaevi,sokak çocukları vb..)Seda sayan Yıldız tilbe gibivb..Şimdiye kadar acaba yapmışlarmıdır..Niyete almak yetmiyor pratiğe geçirmek gerekiyor..Onlara pratik yolları tarif etmek …(ilave not:en pratik yoldan,barınmasızlara,kimsesizlere,şiddet mağdurlarına,açlara vb..sosyal yardım tesislerini en pratik şekilde nasıl hizmete sokulabilir..yol da göstermek gerek..belediyelerle,kaymakamlıklarla,stk larla övb.işbiliği,kiralama,yapma vb..dahil…detayını tamamla…)

Mesela Şöyle bir afiş olabilir..

Seda Abla İmdat!

Falan x mişi..abla ağbi-hanım-beyhitaparı vb..

Sokakta yaşayanbarınması insanlarımız için bir bina kiralasan yaptırsan sanatı arkadaşlarını da yönlendirsen vb..olmaz mı …(abla-bey vb..)Sosyal hizmetler belediyeler de sana yardım edecektir..

Gel bir evsizler evi,sığınma evi vb..ilk sen yap ilk örnek sen ol..Seni seviyoruz..(Şefkatli Kalpler Derneği-Şefkat-Der vb.)

Lafta kalmasın..(okunamayan yazı)

 

14.12.2004 saat 01:35

Nerden başlasam nasıl başlasam bilmiyorum ama zamanımın iyice tükendiğini hissediyorum…..

…Bir yerden başlamalıyım artık…

Belki bazılarına saçma da gelebilir ama adeta bir pazarlık yapmıştım..daha doğrusu bir istek diyelim…

En azından bu isteğin gerçekleşmeden pek göç etmek istemem demiştim..Şu anda kendimi tam Mevlana gibi de hissetmediğime göre umarım hoş görür bazıları…

Ben şu anda göremiyorum dedim..Zamanla kim bilir neler neler olur..Neler neler hissederim..

Evet nerden başlasam demiştim hala tam başlayamadım…

Çok enteresan…

İşte nasıl zengin olunur-nasıl kız tavlanır-ünlü olmanın yolları falan filan vb…daha çok okunması daha çok dikkat çeksin diye…Bu kitabın içinde ….bölümler…

 

Tabi yazmaya bastırmaya ömrüm yeterse

Sokakta yaşayan insanlar,sistem kurbanları,cinsel köleler,

 

2 mayıs 2007 saat 00:28

 

Bir insanın başını sokacağı,kendini güvende hissedebileceği bir evinin olmaması….

 

Orda burada vakit geçirmeye mecbur olanlar….(öyle hisseden)

Birilerine katlanmaya mecbur olanlar…(öyle hisseden)

Aylardır,yıllardır bir günü bile sıcak huzurlu güvenli bir yerde geçirmeyenler o kadar çok ki…

Güvenilir yerde sabahlamak.

Geçe geç saate kadar açık olan yerlerde kalmaya çalışmak..

Hastanelerde vakit geçirmek..

Otogarlarda garlarda….Yollarda otobüslerde ,tirende vb.vakit geçirmek..

 

Bir çay parası bile yok ki.adam ters ters bakıncaya kadar  bir ay içerek olabildiğince kalmaya çalışsa…

Lokantaların önünden sıcak yerlerden bakarak geçenler…

Küçücük minicik bir gece kondu odasının yanan ışığına gıbtayla bakmak..özleme bakma..

Ahh benim de böyle bir yuvam olsaydı diyenler…

 

Bir kişinin işine yarayasıya kadar yanında kalabilmek…

 

Geceleri en son kapanan en ucuz yeri tercih etmek ..

Gündüz en erken açılan en ucuz yeri tercih etmek(hele bir de işyeri sıcaksa…)

 

Bazılarının bin duruşu vardır..

Bir bakışı vardır…

O kadar garip…o kadar dertli…….

 

İçinden neler neler geçer ….Neleri özler hasretle…

 

Kimi can sıkıntısı

Kimi sıkıntı sıkıntısı…

Arada çook fark var…

Ahh sıkıntı sıkıntısı çekenler…

 

Bazen olur hiç zerre kadar içinden gelmese de ,öyle tahmin edilmeyecek şeylere katlanırlar,öyle şeyler yaparlar ki…

 

Hepsi içime saplanıyor….

Sanki direk elleriyle kalbimi avuçluyorlar…

 

Ey vakit(zaman)çok hızlı geçtiğin söylenir çoğu zaman ..

Kimi hızlı geçmesini ister

Kimi hiç geçmemesini ister…

Ne biliyim ne deyim …

Bazen belki çoğu zaman sanki aman çok çabuk geç diyesim geliyor…

Kavuştur insanları sonsuz aleme…

……..

 

Şu insanın elindeki (evindeki)kedisi köpeği olsaydım diyenler…

Kedilerin köpeklerin bile hayatına imrenenler…o kadar çok ki….

*   *        *

 

Mezar…

Keşke imkanım olsa da mezarımın yeri hiç bilinmese  hiç bulunmasa hiç anlaşılmasa

 

CENAB’I ALLAH hangi konuma getirirse getirsin bunu en samimi duygularımla hissediyorum…

Bazen çıkılması zor bir dağın direk belli olmayacak bir köşesi…

Nasip.belki de usuz bucaksız bir arazide çölde …

Nasip..Belki ceset adına bişeyim kalmayacak..paramparça mı olurum…

Kim bilir belki ufacık kemik parçam bile kalmayacak..

*      *    *

 

Beni bazıları gözünde çok büyütebilirler…Halbuki kendimi hep çok yetersiz görmüşümdür..

Hep daha nelere nelere vesile olasım gelmiştir…

Genelde hep kendimi suçlarım…

*        *     *

 

Hiç bilmediğin bir şehre ,bir yere,sırf başını sokacak huzur duyacak bir yer bulmak için gidiyorsun..

Beyninden neleer neleer geçiyor..Neler neler düşünüyor…

Endişeer,heyecanlar,korkular,ümitler…Neler neler…

Bu duygularla o kadar çok insan geldi ki…

*        *      *

İntihar düşüncesinden nasıl vaz geçirebiliriz?..

Birden aklıma şu geldi…

Acaba ALLAH muhafaza intihar etmeyi düşünenlere yönelik en azından gel 3gün(vb.) misafir edelim konuşalım,tanışalım,dertleşelim,…ondan sonra kararını ver…

Şefkat-Der bünyesinde böyle bir komisyon kurulabilir…

Bununla ilgili bir dernek kurulabilir…

Bazı öneriler…………………………..(uzmanlarla da görüşülüp hazırlanabilir…..)

Bir çocuk yuvasına,huzurevine 1 saatlik ziyarete git…

Hastanede acil servis ziyareti…mezarlık ziyareti…dağlık ağaçlık bir yerlere götürmek..piknik..kemal sunal filmi ..br spor ..maça konsere vb.. de götürüp onun intihar düşüncesinde vazgeçirmeye yönelik birçok şey yapılabilir…yeni sorumluluklar yüklemek..sana ihtiyacı var olanlar diye ..birşeyler bulmak.Sivil toplum faaliyetleri olabilir..İdeolojik parti faaliyetleri de olabilir..(bişeyler daha üşünmeliyiz..Bu işte uzmanarın görüşleri de alınarak hazırlık yapmalıyız…

Basın bildirisi-makale-Mektup (yayın Onganlarında,kitapta bölüm…)

Caydırmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız..İyi düşünmeliyiz…

Ayrıca intihara meyillilerle ilgili aile çevresine,arkadaşlarına,şahit olanlara,…neler yapması gerektiğine dair düşünceler..tavsiyeler….

(ilave not.daha önce bazı intihar teşebbüsünde bulunanlar..polise sağlık görevlilerine aksetmesine,hastaneye götürülmelerine rağmen..bunlar için daha uygun bir tedavi vb uygulanmadığı için tekrar intihar teşebbüsünde bulunup intihar edenler de bir hayli fazla oluyor…!Bununla ilgili de yetkililere kamuoyuna vb.uyarılar yapılmalı..)

 

*       *       *

Sosyal yardımlaşma vakıflarından ve diğer yardım kuruluşlarından özellikle pek para yardımı alamayan yoksul insanlarımızın durumu…

Kira-elektrik-su vb.ihtiyaçları ile ilgili

Bununla ilgili net bilgi…

Şu anda sat 01:05..İstanbul Şile’den arayıp sığınma müracaatında bulunan mağdur bayan kardeşimiz Konya’ya ulaşmış..Taksiciyle görüştük..Şimdi götürüyor..Cahide hanıma da bilgi verdim..

ALLAH yardımcımız olsun..İnşaAllah sonu iyi olacak…

Birden şu anda o 3 kurşun bir ayağına,2 kurşun diğer ayağına atılan(kocaı tarafından)23 yaşındaki kızcağız aklıma geldi…

Yeni bir hayata hemen şimdi başlamak…

Yepyeni bir hayata başlamak isteyenler…

Niye hemen şimdi başlamıyorsunuz?!

Haydi ya…hemen şimdi başla…

*    *   *

Kim bilir neler neler yaşıyorlar da öyle psikolojik rahatsızlık yaşıyorlar…

 

8 yaşında tecavüz edilip asılan bir kız çocuğu….

Bunları yazarken,defteri üzerine koyduğum gazetede küçük bir haber dikkatimi çekti:

Tecavüz edip astılar.VAN’ın Kurubaş Köyü nde Nimet Binici ileeşi Caziye Binici önceki gün alışverişe giderken,kızları Dilan’ı (8 yaşında)evlerinin yakınındaki parka bıraktılır……….

 

2 Mayıs 2007-

“Kocam beni evimden kovdu…”

Şimdi İzmir’den bir kadıncağızla görüştüm.Biraz önce bana mesaj göndermişti.Mesajı şöyleydi:”Hayrettin Bey beni arar mısınız,sizinle daha önce görüşmüştük.Ben Nurcan kocam beni evimden kovdu

Evet daha önceki programlardan bizi tanıyan Nurcan hanımdan böyle bir mesaj geldi..

Kendisini aradım konuştuk…

O kadar üzgündü ki,çok duygulu için için ağlamaklı konuşmaya başladı..

Konuşmaya başladığı andan itibaren adeta yüreğim titredi..Duygulanmamak elde değil

Konya-Ereğli’deki eşiyle birlikte 2 çocuğuyla kaldığı evinden kovulmuş…Kocası boşanma davası açmış..14 yaşında çocukları varmış…İzmir’de ailesin yanına gelmiş..9 gündür evin içinde büyük .ir ruh sıkıntısıyla dönüp duruyormuş…

Boşandığım için başka tanıdıklarım karşısında çok utanıyorum(vb)dedi.

(Ben Nurcan hanım bunları anlatırken dayanamayıp yer yer araya girip rahatlatmaya teselli etmeye çalıştım..)

İçim çok yandı..Tüm içtenliğimle en uygun neyse yapmaya çalıştım..

Bu durumda olan nice nice duygular taşıyıp,kendini çok kötü hisseden,o kadar çok kadın cağız var ki…

Bunlar için çok genel olarak bir şeyler yapmalıyız..Tv ler,radyolar,gazeteler,kitaplar,dergiler aracılığı ile de çok güzel mesajlar verilmeli..çok yardımcı çok destek olunmalı…

Bu kardeşlerimizin duygularını hissetmeye çalışmak lazım..

Evet zamanla da bu acılar azalacaktır belki,yoğunluğu belki azalacak ama bu sıcak anlarda durum gerçekten çok kötü oluyor…

Nurcan hanım birkaç defa da evindeyken intihar teşebbüsünde bulunmuş..ilaç falan içmiş..Bir defasında kocası kendini ipten kurtarmış…(Ah canım kardeşim hangi duygularla bunu yaptı acaba...Bu çok yönlü düşünülmesi gereken bir şey

Ne yaparsa yapsın durum istemediği şekilde gelişmiş..

Ben bunları düşünüp yazarken Nurcan hanımdan tekrar mesaj geldi:”Kontörü yükledim.ALLAH sizden razı olsun.Sizinle konuşunca rahatladım.” Diye mesaj geldi.tabi ki bu çok …kolay değil..Devamlı rahatlamak çok zordur ama bu rahatlama inşaAllah bir başlangıç olmalı…Tabi buradaki olay sadece konuşmak değil..Çözüm bulmaya çalışmak..Sorunlarını çözmek için destek olunmak,yanında olduğumuzu belli etmek çok önemli…

*   *   *

Muhtemel kitap isimleri

Şefkat Hareketi

Unutulmayan notlar,acı gerçekler

Çözüm çözüm Çözüm

İşte Çözüm

İnsanlığa Çağrı

Şefkat Ameliyatı

ACİL DURUM

Sana da İhtiyaç var

Blki aradığın benim…

Belki aradığın kitap-kitabım vb..

Nerde insanlık

Artık icraat vakti

Konuşmayı bırak icraata bak

ŞEFKAT_DER

ŞEFKAT

Dertleri Unutturan Dertler

Değişmesi gereken hayatlar

Hayatsız kadınlar

Evsiz İnsanlar

Cinayete Kurban gidenler

Evsizler,Cinsel Kurbanlar,Hayatsız kadınlar ve Sen

Not:Kitabın yüzünde en azından bir kapağında ön yüzünde çok etkili kelimeler direk yer almalı..

Evsizler,Hayatsız kadınlar,travestiler,şiddet mağdurları,mülteciler…

Ve SEN-Beklenen İnsanlık-Beklenen Şefkat Eli—

Cinayete Kurban gidenler-sadece Konuşanlar-Duyarsız insanlar-aldatılanlar-

Ölecek insanlar-

Şampiyon…-

Emanet Duygular-

Unutulmayan Hayatlar-

Tecavüze uğrayan bebekler-

Yakında hiçbirimiz olmayacağız-

Tutsak Kadınlar-açlar-

Aşkı arayanlar-

 

İnşaAllah kitabın ön kapağına belki ön kapağı başka şekilde değerlendirilir de son kapağına en etkili gazete haberlerinin en etkili cümleleri gazete formatıyla parça parça yer alması..yerine göre resimli haberler..

Kitabın içinde de bazı gazete haberleri yer yer kullanılabilir..(ama en etkilileri…)

Tabi bu düşüncelerin hiç biri kesin olacak diye bir durum yok..Diğer defterlerimde de kitap hazırlığımla ilgili değişik öneriler var..

*   *   *

“Engelli kardeşime bakamıyorum …..*

2 Mayıs 2007 saat 19:35

Biraz önce yine bir bey aradı.Numarası Adapazarı’ndan gibi..Özürlülere de bakıyor musunuz? Diye başladı..Bakıma muhtaç bir bayan var şu anda bakan kimi kimsesi yok.Geçici olarak bir tanıdığında bakılıyor..(sesinde bazı terettütler var..)bir şeyler gizler gibi bir yapısı var..Konuştukça mesele anlaşılıyor..

39 yaşında görme engelli bir kadının abisiymiş..Ben felçli anneme bakıyorum.kardeşim ağır geliyor diyor ve  bizim imkanımız yok falan diyor…konuşma yarım kalıyor..ben arıyorum..tekrar görüşüyoruz…detayını şimdilik yazamıyorum..zaten yazmak çok zor..

(Rencide etmeden çok daha iyi bir imkan sağlamak çok önemli vb..)

Bunları yazarken 3-4 yaşında çocuğu olan bir tanıdığına sığınan İstanbul Avcılardan bir kadınla ilgili arıyorlar..Konya’ya gönderecekler…

*   *   * 

O harcanan sana göre azcık olan bir para bile birini hayata bağlar..

Senin x şeye harcadığın bir para …şu şu insanların çok önemli ihtiyaçlarını karşılar…

Bir hayatı ayakta tutar..

Birini belki hayata bağlar..

Bir yuvayı kurtarır belki---(Az gibi gözüken rakamlar da buna dahil…)

*   *   *

Çocuklarıyla sokakta kalan ortada kalan bazen bir baba oluyor..

Belki eşi vefat etti..belki eşi kaçtı..belki eşi boşandı..belki eşi başka bir erekle kaçtı..Belki aldatıldı..belki başka şey..(Kadınların başıa gelen erkekleren de başına gelebiliyor..(Fakat haksızlığa uğrayan genelde oran olarak kadınlar kıyıs bile yapılamayacak kadar  çok daha fazladır)

Genelde mağdur edilenler kadınlardır ama erkeklerden  de mağdur edilenler oluyor..Mağdurları cinsiyete göre ayrım yapmaya gerek yok..Mağdurluk cinsiyet tanımıyor..hepsi mağdurluk hanesine yazılmalıdır..

*      *    *

Düşünüyorsun…

Dertli dertli..hüzünlü hüzünlü..Bazen çaresiz gibi ..dolaşıyorsun……Sen bunları düşünürken birileri de zerre kadar sorunlu bu insanlardan vb.habersiz gününü gün ediyor..geziyor-tozuyor eğleniyor..neler neler yapıyor…

*   *   *

Bu arada sokakta yaşayan evsizlerle ilgili yazdığımız dilekçelerin haricinde akıl ruh sağlığı yerinde olmayıp ta sokakta yaşayanların toplanıp tedavi edilmesiyle ilgili yazılar-dilekçelir-dilekçe yazdığımız makama lütfen yapılan toplanan insanlar işlemler tedavi süreçleri hakkında size aylık rapor göndermelerini de belirtin.bizzat kendinizin inceleyeceğinizi belirtin..

Bu galesizliğe artık birileri son vermelidir..

Ayrıca çeşit çeşit insanlarımızla ilgili en kolay en hızlı şekilde netice almak için kime nerelere ne şekilde başvuralım..başvurduğumuz insanların yapması gerekenler nelerdir?ne yapmalı?Peki bunlar niye yapılmıyor?Yapması gereken kimler diyelim…çook çook yapılması gereken şeyler var…(Bunlarla ilgili yol gösterici vb..)02.05.2007 saat 20:10-

 

*   *  *

2 Mayıs 2007 23:30

Kahramanmaraş’tan yola çıkan mağdur bir kadıncağız Konya Otogarına inmiş telefon açtı..

 

3 Mayıs 2007

 

Saat 13.00 ..Bir kadıncağız için de sığınma müracaatı…

saat13:10-17 yaşında bir genç kız şiddet…

 

Bugünde baa arayanlar oldu..Türkan hanımla görüştük..(Dertleşme,istişare,…(dersine gidemedi)

 

Yine görevini savsaklamaya çalışanlara örnek…

Bugün Adana dan arayan 17 yaşındaki kızcağızın durumuyla ilgili gerçekten ibretlik olaylar aşandı.. 3 kez adana Sosyal Hizmetlere gidip gelmesi gerekti!

Ankara’dan Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun danışmanı Nusret Soylu’nun aranması gerekti…

Tekrar Adana SHÇEK arandı..yıllardır uzman olarak çalışanların sorumsuz davranışları,ihmalkarlığı vb..gerçekten çok ilginç üzücü…

Maalesef konularla yaşananlarla ilgili durumları yeteri kadar yazmam gittikçe daha da zorlaşıyor..Beyninde ,vaktin de,yaşanan olayların yoğunluğu da …buna pek imkan vermiyor…

*   *   *

5 Mayıs 2007 17:45

..Telefondaki ağıtlardan…

Biraz önce bir kadın daha aradı..Konuşmaya başlar başlamaz ağlamaya başladı..30 yıldır şiddet,eziyet vb..yaşamış..çocuklarının hatırına büyüsün diye katlanmış…kocasının sevgilisi falan da varmış..En son ayağını sakatlamış..ayağı yırtılmış..ölesiye kadar bakacaksanız geliyim diyor..iyice tansiyon hastasıyım diyor..yemek te yapar yardımcı olurum diyor..(konuşmasın başından sonuna hep ağladı..)Küçük oğlu da askerdeymiş..diğer çocukları kendini kurtarmış…..

*   *   *

 O gariplerin ürüyüşü..

Yürüyüşü bir başka..

Yürüyüşü bir başka garip..

Oturuşu,düşünüşü….

Neler düşünür…

*   *   *   *

 

5-6 Mayıs 2007 saat 00:48

..Yine bir travesti ile karşılaşıyorum…ve Travestiler….

 

Biraz önce Taksiden Şişli’ye doğru yürüyüş yapmıştım..dönüş yolunda Osmanbey’i biraz geçince kenarda iki travesti gördüm…

Duvardan 3-4 metre  solda olmama rağmen,ayrıca travestilere 10-15 metre mesafede olmama rağmen birden önüme doğru çıktı..Ben uygunsuz bir teklifte falan bulunacak sandım..travesti bana:Siz Hayrettin beysiniz tanıdım…falan dedi..Ben tv den falan tanıyor sandım..Gerçekten etkilenmiştim..Bana ben Filiz Beyaz’ın tanıdığıyım! Deyince birden çok şaşırdım.Bizim Rahmetli Filiz Beyaz mı?

Dedim-“Evet”dedi..Cenazesine Konya’ya gelmiştim.Eşyalarını falan almaya gelmiştim dedi..Muş’luyum dedi..

Kendisini çok utandırmamak fazla rencide etmemek için(yani kendisi öyle algılamasın diye)çok dikkatli oldum..çok değerli bir kardeşimizdi rahmetli Filiz Beyaz dedim..(Filiz Beyaz hakkında burada biraz açıklama iyi olur..)

O ,ben  o zaman geldiğimde böle değildim tabii dedi..

Ben,biliyorsun bizim kadın sığınma evi,erkek sığınma evi gibi çalışmalarımız var..

Yakında travesti mağdurlar hastalar vb.için falan Travesti sığınma evi açmayı düşünüyoruz.Hatta Ankara’daki Okşangillerle de işbirliği planlıyoruz vb. dedim….Biliyorum medyadan okumuştum dedi…

Ben de inşallah sen de gönüllü olur bize yardımcı olursunuz dedim….O da tamam olurum dedi..Numaramı kartımı verdim,onun da numarasını aldım..

Konuşurken bizi görenler kim bilir neler düşünmüştür!..Ama ne düşünülürse düşünülsün.Geçen polis arabalarından falan gizleniyorlardı..Aracın yanına vb.Ara sıra sohbet kesintiye uğradı.

.Nerden nereye……kim bilir bu vesile ile uzun zamandır planlayıp niyet ettiğimiz bir hayırlı faaliyetin de gerçekleşmesi yaklaşıyor….

O bir tv programında Okşanla beraber katılan travestinin sözleri hala kulağımda ,bakışları duruşu gözlerimde…Hala rahmetli babamın fotoğrafına gözüne bakamıyorum diye titreyerek gözyaşı dökmüş yıkılacakmış gibi oldu….

Yinebir ara Ayfer hanımla derneğin arka tarafında Tarlabaşı nda yürürken gördüğümüz o travestinin mahzun bakışını göz göze anlık gelmemizi unutamam..Yine okşan tv de anlatmıştı..

Tabi böyle bir şeyi tercih etmem böyle olmamızda yetimhanede uğradığımız tacizlerin etkisi olmuştur dedi…

Okşan,kim ne derse dersin benim çok değer verdiğim çok iyi bir insan…(Ben öyle biliyorum)

Sağlık bakanlığının Aids vb. toplantısında ramazanda oruç tutan 2-3 kişiden biriydi 60-70 kişi arasında..Zaman zaman mesajlaşırız.özellikle mübarek gecelerde mesaj çeker..Yakın zamanda Ankara’da dernek te kurdular..Beni davet etmişti..Beraber sığınma evi falan açalım demişti…İnşaAllah Okşan kardeşimizle  de çok şey yapacağız..Hem de çok..Denizle de..ilk başta o mahzun bakışlılara sonra herkese ulaşacağız..Birçoğuna da öyle olmadan ulaşacağız..ALLAH’ın izniyle…Yine çok önceden Taksim civarında yürürken 2-3 travesti geldi içlerinden biri beni görünce çok memnun gibi olmuştu..yanındakine Ay bu o gördün mü ALLAH dualarımı kabul etti gördüm demişti…Yine istiklal caddesinde bir Ramazan ayında iftar vakti orucunu açmaya çalışan travestiler vardı..çok duygulanmıştım..

Deniz de zaman zaman Rahmetli Filiz Beyaz’ın mezarına ziyarete gidip dua ediyormuş..İçim öyle şey oldu ki izah etmek mümkün değil..Her zaman inandım..Hissettim..Gördüm..Travestiler çok duygusal çok merhametli çok yardımsever..

Hepsinin hayatlarını tek tek dinlemek gerek..Görmek gerek…

 

Bazı iyi kalpli insanların adeta o kötü varlıklar tarafından ele geçirilip gibi oldukları ile ilgili tahminime bir örnek te o..Adeta CENAB-I ALLAH’a bak senin kullarını nasıl yoldan çıkardım dercesine haşa…Denizin de o mahzun bakışlının da kalpleri hiç mühürlü gibi gelmedi bana..hiç zerresini hissetmedim..Esir alınmış temiz kalpler..REHİNALINMIŞ TEMİZ KALPLER(ruhlar)

Kurtuluşu yakındır..ALLAH’ın izniyle ..

CANIM KARDEŞLERİM…YAKINDIR….

O diğer tanıdığım travesti (Harun)kardeşimizin derneğimizden Erzurumdaki ailesini aradığındaki annesinin babasının hüngür hüngür ağlaması..Anne-baba ben travestiliği bıraktım.Bak bir kız sevdim evleniyorum.nişanlanacam falan düğün hazırlığına başlayın demesi ve tüm ailesinin sevinçten ağlaması…o unutamayacağım anlardandı..(daha sonra evlendiler.bir çocukları olmuş.Bir duyduğuma göre..)

Yine geçenlerde daha önce derneğimize gelmiş olan travesti aramıştı:Bir travesti arkadaşımız var dostu zorla satıyor..parasını alıyor..Bir de başka bir hayatsız kadınla ilgili aramıştı..Bu da bir şefkat gösterisi..

Nasıl bir çocukluk?..

Sevgi,ilgi,şefkat..Karşı cinse aşık oldular mı,sonuç ne oldu?!..

Kendisine karşı cins olarak zamanında ilgi var mıydı?Süreç nasıl işledi?

İstismarlar oldu mu?

Hayallerinde ne var dı?

 

Yine ailesinden birini kaybedince cenazesine gitmek için erkek kıyafetini tekrar giyen o travestinin arkadaşına,rkek ayakkabısını da giyince Baksana nasıl oldum erkek gibi yürüyor muyum? Diye travesti arkadaşına sormuştu..!Doğu ve Güneydoğu Anadolu dan gelen birçok genç..Birden 20-25 yaşlarında travesti olmadılar..Sebep,neden,nasıl,sonuç…???

 

Kim bilir özlemleri vardır normal aile hayatına…

Gıbta ederler mutlu ailelere..Çocukluklarına dönmek isterler belki..Belki çocukluk aşklarını..

Yine bir ümit vardır gelecekle ilgili..Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın…

Kurbandırlar…

Kendilerinin belli olmasını istemezler…kendilerini savunmaya çalışırlar.Ayrımcılık dışlanma karşı karşısında sinirlenebilirler…(özellikle hastanelerde..

En ağır şiddet,taciz,tecavüz,küfür vb. olaylarıyla karşı karşıya…İnsan yerine bile koymayanlar vardır..Toplumun devletin özür borcu vardır travestilere…(ilave not.Devletin toplumun daha çok özür borçları var.) Biricik kardeşim Okşan birden aklıma geldin.Kendine dikkat et.İnşaAllah en kısa zamanda Ankara’ya Derneğinize gel ecem.Tekrar başarılar.Keşke herkes senin gibi tertemiz kalpli biri olsa..Kusura bakma bu saatte rahtsız ettim.İstanbul’daki Taksimdeki büromuzdaydım.Aklıma geldin hal hatırını soruyum dedim.ALLAH’a emanet ol.Biz de Şefkat-Der olarak baya yoğunuz..Çok mağdur,kimsesiz,evsiz,barksız geliyor.Bize dua et.Senin duan kabul olur.Hayırlı geceler kendine dikkat et.İnşaallah seninle birlikte çok güzel işler yapağız.Hayrettin Bulan 06 Mayıs 2007 Cumartesi yi Pazar a bağlayan gece saat 01:40 civarı.Okşana gönderdiğim bu mesaja yaklaşık 3-4 dakika sonra şöyle bir cevap geldi:

Allah merhamet edenlere merhamet eder.Sevgili kardeşim sana karşı aynı duygulardayım.Allah’a emanet ol.Her zaman yerin başım üstündedir..(saat 01:44) gece cevap geldi)

(ilave not.sırf para kazanmak için yeteri kadar psikolojik vb durumlar incelenmeden yapılan ameliyatlar..sonra ki pişmanlıklar..bunalımlar intiharlar vb..de yazılmalı.Flash tv de çıkan başörtülü travesti nin anlattıkları falan…)

 

1 Mayıs 2007 saat 21:33

 

Nerden nasıl başlayacağım bilemiyorum..

Özellikle dün 18:00 civarından bu saate kadar baya şeyler yaşadım…

 

Dün İstanbul Genel Merkez Büromuza geldiğimde tv’de Şebnem Kısaparmak’ın sunduğu

 Kanal 7’deki programa dek geldim.Programda orta yaş veya orta yaşın biraz üstü diyebileceğimiz bir kadıncağız da derdini anlatmaya çalışıyordu..Konuşmalarından kocasından oğullarından gizlendiğini  bulurlarsa(kocası ve çocukları)kendisini öldüreceğini söylüyordu…Gözüne gözlük takılmış,eşarp genişçe anlını biraz kapatırcasına,(tanınmamak için)bağlanmıştı…

Kızı evli bir adama kaçtığı için kocası kızını öldürmeye çalışmış..Kadın ana yüreği ile kızını kurtarmaya çalışmış..Bu arada adam kadıncağıza da ateş açmış,ayağından vurulmuş…

Kadıncağız kızıyla birlikte başka şehre kaçmışlar..canları tehlikedeymiş…(falan)

  Ben duruma çok üzüldüm..hem bu kadıncağıza yardımcı olmak hem de bu kadıncağızın durumundakilerin ne yapması gerektiğini anlatmak amacıyla Kanal 7’yi arayıp program yetkilisiyle görüşmeye çalıştım..Güç bela program yetkilisine santralden bağlanarak ulaştım..Telefona bakan görevliye durumu anlattım..Bu kadıncağızı ve çocuklarını Derneğimizin Yurduna(Hayata Tutunma Evlerine)alabileceğimizi,süresiz bakabileceğimizi vb. söyledim.Ayrıca bu durumda olan kadınların da (Başbakanlık e Bakanlık Genelgelerinin olduğunu) kanunlar ve genelgeler gereği SHÇEK’ başvurabileceklerini,karakollara başvurabileceklerini,devletin korumaya,kabul etmeye mecbur olduğunu vb..aktardım.bizimle de bağlantıya geçebileceklerini vb.(bu kadın ve diğerleri dahil)yardımcı olabileceğimizi söyledim…

Görevli bayan beni daha sonra verdiğim numaralardan arayarak canlı yayına bağlayacakları ama çok az vakitleri olduğunu söyledi…Sadece kadına yardım edeceğimizi söyleyin ..vaktimiz yok dedi..ben kısacık ta olsa diğer kadıncağızlara da yol göstermemizin çok faydalı olacağını söyledim.Maalesef vaktimiz çok az lütfen kısa konuşun dedi..Neyse ben yayına bağlanınca yukarda planladığım şeyleri elimden geldiği kadar anlatmaya çalıştım.Bu durumda olup programınıza katılan katılamayan (herkes tv lere ulaşamaz,yayınlara çıkamaz ,genel çözümler üzerinde de durmak gerek)herkese yardımcı olabileceğimizi vb.bir takım kanuni haklarından nerelere falan başvurabileceklerini de vb. söyledim..yaklaşık 5-6 dakika falan konuşuldu.benim konuşmam devam ederken alt yazıda dernek telefonlarımızı da yayınlamaya başladılar.Özellikle telefonumuzu da yayınlamaları çok iyi oldu…Programdan sonra birçok kişi bizi aradı..Hala da arayanlar var.

O beni arayan içi yanan çaresiz kadıncağızların seslerini kaydedip size (insanlara dinletebilseydim)

Gerçekten yürek dayanmaz..Neler neler söylediler..neler neler

Şimdi bu notları yazarken ile telefon gelmeye devam ediyor..

Gerçekten yazıya dökmek imkansız…o konuşmalar..o acılar…o içi yanmalar…

Bir aylık bebeği olup sokağa terk edilenler,geçici olarak komşusuna sığınan genç kızlar,hastalığından rahatsızlığından dolayı hiç kimse tarafından bakılmayanlar…mağdur çaresiz tanıdıkları adına arayanlar,..eziyet edilenler…yetimler öksüzler adına arayanlar…kara kara nereye sığınacam diye düşünenler…kiramı ödeyemiyorum hala kaymakamlıktan yardım alamadım diyenler…Ağlayanlar feryat edenler…para isteyenler,iş isteyenler…Neler neler diyenler…

Ben orta yaşın üstü bir kadınım benim çok ihtiyacım var,yardım da alamıyorum,ayakta durmak için çalışmalıyım ama ne kadar yere gidersem gideyim bana iş vermiyorlar,genç istiyorlar diyenler,….

Ne olur beni Şebnem Hanımla görüştürün diyenler…Aralarında pek okuma yazma bilmeyen yaşlılar da vardı…Numaraları teker teker yavaş yavaş yazmaya çalışanlar da vardı..Çoğu da Şebnem Hanıma ulaşıp yardım taleplerinde bulunmak istiyorlardı..tıpkı Safiye Soymanla Faik bey in Star tv deki programlarına katıldıktan sonra arayanlar gibi….
ALLAH’ım GÜZEL ALLAH’ım 

 

Şimdi tam bunları yazarken yine son bir telefon geldi..Genç bir babanın ,annesi 58 yaşındaymış annenin bir yere yerleştirilmesi için arıyor..(tabi burada sorunların detayını konuşmadık..ayrıca sorgular gibi konuşmak istemedim(sorgular gibi konuşmak zaten doğru değil)Artık kızının yanında kalmaya damadının mı gönlü yok oksa başka bir durum mu var  bunu  daha öğrenmedim…

Ama neticede işte bu durumda olan bir anne….

YARDIM ET ALLAH’IM

 

Bir anne daha ..yalvarırcasına ağlayarak feryat ederek…Kocamı zihinsel engelli kızımı taciz ederken yakaladım…Ne olur bize yardım edin diyor…bana da kızıma da şiddet uyguluyor diyor…ahh bu anacığı bir dinleseydiniz…Eminim ki taş kalpler bile dayanamaz parçalanırdı….

Kalbimde sanki diri diri operasyonlar yapılmış gibi sanki konuşmalar ciğerime saplanmış gibi..her ses sanki tüm bedenime girmiş gibi…(bunları aslında genel olarak hep sizler için yazmaya çalışıyorum biliyor musunuz..belki diyorum nelere nelere vesile olunur?!kimin vicdanlı olunmasına kiminin şefkatli olmasına ..kiminin zulümden kötülükten vaz geçmesine..kiminin mücadelemize devam etmesini..geldiğimiz yolun devamının getirilmesine….vesile olur.

Daha nere nelere niyet ediyorum bir bilseniz..

sizlerden nasıl umutlarım var bir bilseniz…(okuyucular,duyacaklar,siz,sen…)

 

bazı şeyleri ,özellikle çözüm yollarını tam anlaşılır şekilde detaylı yazmak istiyorum..

Bezen ALLAH’IMA DUA EDİYORUM.BİRİCİK ALLAH’IM EN AZINDAN BUNLARI DERLEYİP KİTAPLAŞTIRAYIM ÖYLE CANIMI AL DİYORUM…(Belki bazıları garipseyebilir ama diyorum böyle dua ettiğim böyle seslendiğim oluyor…)

Neyse devam edelim…

Bir başkası arıyor..Yeğenim kadın Sığınma evinde kalıyor.can güvenliği tehlikede ama iki defa kalma süresini uzattık daha da uzatmayız yakında çıkacaksın diyorlarmış..Duygulu,telaşlı bir şekilde…bir başkası x Sığınma Evinde bir tanıdığım var süresi dolmuş kara kara düşünüyor nereye gidecem diye…Ne olur yardım edin diyor…

Ben tabiî ki gereğini söylüyorum..Çok seviniyor..Sahi mi ben bu müjdeyi hemen açıyım arkadaşıma da artık korkma endişelenme vb. diyeyim….Belki ALLAH RAZI OLSUN kelimesini çok az ağzına almış biri de olabilir ama o kadar içten söylüyor ki :ALLAH RAZI OLSUN

 

Yaa bir genç kızın barınacağı yer bulması,hayata tutunması çok önemli..Müjdelenecek bir şey….

Sığınma evine kabul edilmesi …karnını doyuracağı,güvende olacağı,mütevazı imkanların sunulacağı,özel yaşantısının bile pek olamayacağı sığınma evine  kabul cevabı aracı kişiyi bile sevinçten uçuruyor…!

Bazıları dertten öyle olmuşlar ki daha ağzından ilk kelimeler dökülürken ,daha konuşmaya başlamadan..daha tam dinlemeye başlamamızdan önce bile hemen tuhaflaşıyorsunuz..içiniz titriyor..gözyaşlarınız ona eşlik ediyor….

ALLAH’IMA BİN ŞÜKÜR SIĞINMAYA BARINMAYA İHTİYACI OLAN HERKESE YİNE OLUMLU CEVAP VERDİK…zaten olumsuz cevap vermemize imkan yok..Hiç olmayacak ta..Olmasın da..Duydunuz mu olumsuz yanıt olmasın da!!!(İlave not:Bu tabi ki aynı zamanda bir vasiyettir  tüm gönüllülerimize kardeşlerimize…ilgili kendini anlayacaklara…)

 

Bunları yazarken Şefkat-Der’imize ulaşmak için yola çıkanlar oldu bile..Birazdan kavuşmalar,yeni kavuşmalar başlayacak…Hiç tahmin bile edemeyecekleri bir yuvacıkları olacak…

Dün gece 02:00 civarında bir mesaj geldi.kusuruma bakma abim gecenin bu saatinde seni rahatsız ettiğim için ben çok rahatsızım,ben hastaneden çıktım.Akciğer kanseri olduğumu söylüyorlar bana bir şey olursa çocuklarımı önce ALLAH’ sonra sana emanet abi..Onları senden başka emanet edecek kimsem yok onlara sizden başkası bakmaz iyi geceler..(Elif-Ömer-Filiz-)

(Evet bu kardeşimiz daha önce bizim Şefkatte kalan 2 çocuğu yanında olan Filiz hanım,Elif ve Ömer..daha 8-12 yaşlarında 2 yavrusu…Filiz hanımla star tv de Faik beyle Safiye Soyman’ın programına da katılmıştık.Özet hayat hikayesi programın kayıt cd sinde elimizde var.Şidde,işkence,çocuğuyla sokakta yağmurda geceleme,istismar,korku,tehdit,sahipsizlik vb….)

Yata işte böyle….

Birçok kadıncağız ve kadınlara oranla yüzde 15 civarında erkek mağdurları aradılar..Neler neler söylediler…Yine sığınma evindekilerle evlenmek için arayanlar eksik olmadı…

Bu dertli insanlarımızın yanında programın gece 04:00 civarındaki tekrarından sonra da bir telefon geldi..ses tonu çok ilginç…Çok değişik yaşlıca bir kadın…Sanki hep dua halindeymiş gibi..yavaş,heyecanlı gibi ve çok farklı konuşuyordu..Doğrusu içim ir acayip oldu…Biraz daha beni dinledi…Öyle güzel dualar yaptı ki…Çevresinden de hep dua isterlermiş..Doğrusunu söylemek gerekirse Bu her halinden çok çok temiz kalpli,saf duygusu olduğu belli…

 

(ben bunları yazarken bir kadıncağız aradı saat şu anda 22:56 gece 23:00-Gece on bir olmasına rağmen dertliler telefonla aramaya devam ediyor…4 çocuklu bir kadıncağız..19 yaşında kızı da varmış..diğerleri küçük bebek dahil çocuklarıyla ,psikopat,aşırı şiddet uygulayan(Şiddetin hepsi zaten aşırıdır iğrençtir ama daha berbat acı veren bir şiddet olduğunu vurgulamak için bu ifadeyi kullandım.. )şiddet uygulayan kocasından,bir tanıdığının yanına sığınmış..Hayati tehlikesi varmış..Bunu yazarken bir telefon daha geliyor.Başka hamile kadıncağız başka bir derdini anlatıyor!Bugün gündüz bir teyze de aradı..Ağlayarak,duygulanarak…Direk:Oğlum sen ……..mısın diye duygulu bir cümle ile başladı..Güzel bir dua yaptı..Ben de bu teyze daha konuşmaya başlar başlamaz duygulandım..İçim bir acayip oldu..Bu teyzemiz hemen derneğimizin hesap numarasını da istedi..Bu programdan sonra ilk defa biri hesap numaramızı sordu.Daha doğrusu son 3 programdan sonra hesap numarası soran yardım etmek isteyen tek kişi oldu..Ordakilere bir şeker parası olsun dedi..(Emin olun çok farklı bir duyguydu…)

 

Bu arada Ayfer hanımla telefonda Konya’daki Şefkat’teki bazı kadınların sorunlarından bahsetti.Serpil anım yine çocuğunu dövmüş..Müberra hanım yine sorun çıkarıyor..birkaç kişi arasında sürtüşme varmış..falan filan…’

Bu notları Beyoğlu İstiklal Caddesi dilek pastanesinde yazıyordum..yan tarafta

Ali Bayramoğlu,Etyen Mahçupyan ve birkaç kişi daha ülkedeki son durumlarla ilgili konuşuyorlar..Pek kulak misafiri olmadım ama yer yer duyuyorum..(Muhtıra-Siyasiler-cumhurbaşkanlığı,Anayasa vb..)

*       *    *

 

 

 

O insanlarımızı misafir etmek o kadar güzel,kutsal bir şey ki…Ne mutlu onlara…

O evsiz,barksız,itilen kakılan kadına,çocuklu kadıncağıza,hamile kadıncağıza,dertli kadıncağıza,kurban kadıncağıza,çocuklarına da yardımcı olana ..yerine göre mağdur aileye,mağdur erkeğe,..vb..yardım edene..misafir edene..sorunun çözümlenmesi için öne düşene,çaba gösterene…incitmeden,rahatsızlık vermeden,çok içten bakana…ne mutlu…

Bu yazıyı gelen bir telefon üzerine 1 Mayıs 2007 öğlen üzeri yazmıştım

  • *  *

 

25 Nisan 2007 saat 23:51 İstiklal caddesi

 

Bugün,Erkek Sığınma evimizle ilgili Anadolu ajansı kaynaklı haber,yeni şafak,bugün,takvim,vakit gazetelerinde çıkmış..(haberde vardiya konusunda biraz abartı olmuş!)

Gerçi açıklamalarımızın çok daha önemli olan kısımları üzerinde pek durulmamış ama hiç yoktan iyidir diyelim…İnşaAllah tanıtıma faydası olur..(Özellikle Konya’dan uzaklarda İstanbul’da

 Şefkat-Der’le ilgili haberleri okumak güzel bir duygu…)

*    *   *

Mağdurluk,gariplik,güçsüzlük,eziklik,haksızlık,zulümyokluk,vb..insiyet tanımıyor…

İnşaAllah önümüzdeki  günlerde planladığımız birçok faaliyetimiz olacak…

*   *   *

Öbür dünyaya göç etmeden ,sevdiklerimizin,arkadaşlarımızın,tanıdıklarımızın kıymetini bilsek…

Bu annemiz olur,babamız olur,dedemiz,ninemiz,dayımız,amcamız,kardeşimiz,evyadımız,arkadaşımız,komşumuz,vb…olur..

Her kim olursa olsun daha da geç kalmamalıyız…

*   *   *  *

Kendini yalnız hissetmek..

Kendini kimsesiz,garip hissetmek…

Kendine önem verilmediğini hissetmek..

Hiç te yalnız değilsiniz…

O kadar çok çok kişi var ki senin gibi…

*   *   *

Sokaklarda akli dengesi yerinde olmayıp ta dolaşan,sokaklarda orda burada,yatan,üstü başı perişan,saç sakal birbirine karışmış,,yerine göre yarı çıplak…

 değişik davranışları olan,..O kadar çok insanımız var ki…

Yerine göre donarak ölüyorlar…

dayak yiyorlar..

dalga geçiliyorlar…

 

Hemen hemen her yerde varlar…

Dertlerini anlatamıyorlar..

Dilekçe yazamıyorlar.

Çaresiz,korumasızlar,.

İftar çadırlarının bile farkında değiller…

Çöp tenekesinin yanı,içi,bankamatik ATM’leri..

Köşe başları…

Kışın dahi yarı çıplak olanlar…

En işlek yolardan yavaş yavaş ilerlemeye çalışanlar(sağına soluna bakmadan…)

Karşısından gelen insanların hemen yolunu değiştirdiği insanlar…

 

Bunları toplamak,bahçeli,yatılı tedavi merkezleri vb. oluşturup buralara almak gereğinin yapılması çok mu zor?!...Hiç te zor değil..hem de hiç…

Bunlar sokakların estetiği bozuyor değil mi?!

(karşılarında gördükleri zaman yolunu değiştiriyorlar)

(okunamayan cümle-

Bu arada biraz önce Ayfer hanımdan mesaj gelmişti..onu da aktarmamda ayda var:

Geçen Hacer intihara teşebbüs etmişti.Şimdi de hamile karamanlı bayan bileklerini kesmiş.Bugün hastaneye gitmişmiş,kocasıyla karşılaşmış oda çocuk benden değil demiş vb..Ambulans gelmiş..çok geçmemiş..Allah’tan…..”

(Aradım durumu kötü değilmiş.Ayşe abla da ambulansla yanında gitmiş.

Böyle durumlarla o kadar çok karşılaşıyoruz ki…Nerdeyse gelenlerin yarısı bu şekilde,özellikle

ilaçla intihar teşebbüsünden bulunuyor..(saat 00:30)

 

 

10 Kasım 2007

 

Ağlamadın mı ,korkmadın mı,

hala aileni,evladını,anneni,babanı,kardeşini,çocukluk aşkını  özlemedin mi?

Beyaz gelenlik en büyük idealin değil miydi?

Çocuklarının başına …kakılmasına üzülmüyor musun?!Kadir gecesinde duaların en güzelini gözyaşları ile yapmıyor musun?

Ölen arkadaşlarının sahipsiz cenazeleri seni kahretmiyor mu?

Hor görülmene sinirlenmiyor musun?

Normal bir aile yaşamına hasret değil misin?

Yeniden başka şartlarda tekrar bu dünyaya  gelip bunları yaşamamayı istemiyor musun,vb….

……………..

Annelerinin,kardeşlerinin vb. çalışmalarına razı olmayan ….

Her gün dua eden;ALLAH’IM  ANACIĞIMI kurtar diyen yavruları düşün…onlara acıyın…

*     *    *

 

18 Kasım 2007

 

Bakışlarında karşılıklı sevginin en belirgin ….birbirlerine canlarını bile seve seve vermeyi

Düşünürlerken ….Sonra neler neler oluyor…

*      *   *.

 18 Kasım 2007

Bir şekilde artık yazmam gerekiyor…Yaklaşık 15 yıldır yazdıklarımı derleyip toplayıp kitaplaştırmalıyım….

İnsanlarla paylaşmak istediklerimi buraya dökmeliyim…

Sorunların hallolmasını beklemek zaten olmaz…(sorunlar da zaten sürekli….)

.Bir şeyi daha güzel daha iyi olsun diye beklerken normal iyiden de oluyoruz….

*   *      *

 

Köprüyü geçtikten sonraki o dayaklar,o aşağılamalar…ne kadar acı…alçakça…

 

*   *   *

En önemsiz gibi gözükenlerin en önemli insanlar olduğunu,daha doğrusu,herkesin çok önemli insan olduğunu anlatan bir film,bir dizi,kitap,vb….

*   *   *

Hayatsız kadınlardan;

Özür…

Tazminat…

Emekli….

Maaş…

Sosyal konut….

Tedavi…

Barıştırma…

Vesika iptal…

Temiz sicil…

 

Seks Köleliği…Kurban edilmiş hayatı çalınmış kadınlar…

 

*      *     *

Ağır ameliyata girecek genç kızın,o psikopat kişi tarafından ameliyattan sonra gelir fişini çekerim vb..diye kızcağızı korkutması…(yoksul bir annesi var..babası ilgilenmiyor…vb.bu kişi annesini de kızını da vb. tehdit ediyormuş..sapıklık psikopatlık vb..)

 

*     *   *

 

Köyden arayan o doğru düzgün okuması yazması olmayan kadıncağızın…ağlayarak anlattıkları o dehşet şeyler…Aman Allah’ım insan nasıl yazacağını bile bilmiyor ama bunu da  aktarmalıyım ki o kadıncağızların nasıl feci zulümlerle acılarla karşı karşıya kaldığı biraz daha iyi anlaşılsın..çözümler için daha gerçekçi çabalar sarf edilsin….

Kadının akıl hastası kocası denen iğrenç….,kadına ve oğluna,(adamın öz oğluna kendi oğluna) şiddet vb..alçaklıkların yanında tecavüz de ediyormuş..kadına  ters ilişki tecavüzü falan…kadıncağız ve çocukcağızın uyruk kemiği falan da hasar görmüş..falan…(emin olun bunları aktarmak öyle zor ki..insanı  bu acıyı duymak bile kahrediyor…artık o kadıncağız ve oğlunun fiziksel,ruhsal yaşadıklarını bir düşünün….) Resmi yönden şikayetçi bile olamamışlar ….

*   *    *

Zihinsel engelli kızı eşi tarafından taciz edilen annenin ağıdı…

 Kurtarın beni diye  köyden arayan kız…

Komşusuna gizlenen şiddet mağduru kadınlar…korkan….kalp atışı…

Ağlayarak anacığım beni uyandırmaya bile kıyamazdı diyen hatsız kadının şimdiki yaşadıkları….

 

*   *  *

 4.11.2007

 

Tabutu taşıyacak adam yoktu(kimsesiz,sahipsiz vb..teyzelerimizin,amcalarımızın,ninelerimizin,dedelerimizin……(hatırlatma notu.1995. yıllarından itibaren bünyemizde vefat eden insanlarımızın defin durumlarını,yaşadıklarımızı hatırlamak,hatırlatmak için not düşüm…)

Ailesi vefat edenler,annesi,babası,çocuğu,kardeşi,eşi,sevgilisi,vb.)Kayıplar vb..özlem duyanlar başka annelerin,babaların,evlatların kokusu da aynen kendi annenin,babanın,evladının,eşinin kokusu gibi vb…aynı tür kokular…

Uzat onlara ellerini…

Hissedeceksin,teselli olacaksın…(yemin ediyorum.uzat onlara elini..o özlemini dindirmekte çok yardımcı olacaktır….deneyin….

*    *   *

27.11.2007

 

Mazlum bir milletin karagözlü emanet çocukları…..

Yine okuyorum…

Ne zaman okusam yine gözlerim buğulanıyor…

Önce kalbimde acayip acılar yaşıyorum…

Bu insanlar bu topraklarda yaşamalı..rahat olmalı…

Nefes almalı….

Bizi bu çok rahatlatacaktır…

 

Çiçek bahçelerinin içerisinde…. gül bahçeleri gibi iç içe olmalı…

(Bu yazım ,Ermeni çocuklarımız içidir..İnşaAllah devamını getireceğim..daha önce de bu konuyla ilgili bir şeyler yazmıştım…)

 

*   *   *

18.11.2007

 

Öldürülmüş kadınları simgeleyen,ruj,çanta,ayakkabı,yazma eşarp,gözlük,tarak,gül,karanfil,peruk,gibi..şeyler sergilemeler..

Küçük tabutlar yapılabilir…

*   *   *

Aklını kaybetmiş kızlar,kadınlar,sokaklarda …deli deniyor..akıl hastası deniyor…

*   *   *

Bir çağrıdır…

Şehirlerin (ilçelerin vb) belli yerlerinde noktalarında,binalar,evler tutalım…kadınlara,erkeklere,çocuklara,ailelere…

Yemek,banyo,yatak,kıyafet…..

Gelin güzelleştirelim şu şehirlerimi,ilçelerimizi..herkesin imkanı ölçüsünde maddi manevi yardımları olsun….

*   *   *

Bursa’dan Nuray Akkaş aradı..bursa sosyal Hizmetler Sığınma evinde kalıyormuş 3 ay süren doldu diye çıkması için baskı yapılıyormuş..ağlıyor.gidecek kalacak yeri yokmuş...beni”Şefkat-der e alır mısınız beni çıkartıyorlar “diyor…

*  *  * 

 

Belediyelerin kadın sığınma evleri açmaya ,kanuni mecburiyete rağmen hala açmaya pek yanaşmıyorlar vb..bununla ilgili başbakanlığa,bakanlığa idari yönden suç duyuruları ve adli yönden de suç duyurularında tekrar bulunalım…

*   *  *

Genelevleri,kadına tecavüzün devlet eliyle resmileştirildiği yerlerdir!bunu iyice teşhir etmeliyiz..

*  *  *

1987 deki uluslar arası anlaşmalarda her 10 bin kişiye,bir sığınma evi…1998 de her 7500 kişiye sığınma evinde 1 kişilik yatak ..ölçüsüne göre sığınma evi açma mecburiyeti…

*  *  *

Projelerden çok kıyafetleri gündeme gelen bakan…

Sn. Bakanım kıyafetlerinizle değil lütfen projelerinizle gündeme gelin..buna gerçekten çok üzülüyorum..bu kadar önemli sorumlulukları olan bir bakanın .bu kadar çok şiddetin,cinayetlerin,yoksulluğun,vb…yaşandığı zamanda kıyafetleriyle,şıklığı ile gündeme gelmese çok üzücü..hele hele bundan çok rahatsızlığını belli etmemesi insanı daha da üzüyor..(evet Kadın Aile ve Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet Bakanı Sn. Nimet Çubukçu hakkında.Buradan Nimet hanım bakanlığı ile ilgili pek faaliyet yapmıyor demeyi kastetmiyorum.İyi niyetli,belle oranlarda da başarılı icraatları olabilir ama yetersi.hele hele ülkenin bulunduğu durum ortada çok daha fazla çalışmak..sosyal konularla ilgili projelerin daha çok olması gerek…)

*  *  *

19.11.2007 Saat 22:30

Vicdanımdan gelen sese kulak vermek…Ermeniler…

 

Vicdanımdan gelen sese kulak verip,bazı şeyleri okuyup,araştırıp(farklı kaynaklardan)şöyle bir düşündüğüm zaman………………………

İçimde müthiş bir üzüntü beliriyor..

Çok büyük bir haksızlık,adaletsizlik olduğu ortada…

İnsanlardan acı gerçekler bu kadar gizlenmemeliydi…

Olanlardan benim sorumluluğum olmamasına rağmen ,o kadar çok üzülüyor,acı çekiyorum ki anlatamam …

Başlı başına her şey bir facia..

50 bin insan katletmekle 500 bin,bir buçuk milyon  insan katletmekle(sivil)hiçbir fark yok………

Bizim hiç suçumuz yok..hep onlar yaptı.onlar yıktı..şu bu ..diye …güya tarih öğretilmek ..çok büyük insafsızlıktır…

İnsanları yalan yanlış iftiralarla dolu ,taa çocukluğundan beri ..öğretirseniz ..bazı şeyleri gerçek te olsa kabullenmek çok zor olur….

Zulümvari haksızlıkları kabul etmemek ,hataları görmemek çok büyü insafsızlık,utanmazlık…

İşte bizler bu haksızlıkları kabul etmezsek o zaman o suçlara birçeşit ortak olmuş oluruz…

Hataları karşı görüşün de kendi hatalarını kabul etmesi şartıyla değil tek taraflı kabul etmek gerek…

Hep onlar masumları öldürdü..Masumlara tecavüz etti vç..bebek katili şu bu diye öğretmek,tek taraflı,supjektif ve abartılarda bulunmak son derece utanç verici bir dirimdir..

Maalesef türk Tari Kurumu Başkanı sn.Yusuf Hallaçoğlunun kitabında  belirttiği,o Türkler tarafından yapıldığı belirtilen,kırım,katliam vb.şeyleri bile insanlarımız bilmiyor..bilenlerse onları dahi kabul etmek istemiyor..Üniversite öğrencileri dahi bilmiyor..Bırakın öğrencileri belli kariyer yapmış çok kültürlü sayılanlar bile aynı durumda…

Selçuk üniversitesi eğitim fakültesi Prof.Dr.Erol Güngör Konferans Salonunda, Emeni Sorunu ile ilgili ,Türk Tarih Kurumu Başkanı Sn.Yusuf Hallaçoğlu Hocanın ,üslubuna kızmakta çok haklıydım..Hele hele konuşmasının bir bölümünde Biz o zaman o kadar çok Ermeniyi öldürmüş olsaydık o kadar çok insan nasıl gömülecekti vb.. o zaman dozer falan da yoktu demesi ve buna salonda hiç te azımsanmayacak kadar çoklukta öğrencilerin gülmesi ,kahkaha seslerinin duyulması  ..beni gerçekten çok üzüp kahretmişti..bu iğrençliği asla unutamıyorum..Daha kanları bile tam kurumamış bu mazlum insanların öldürülmesini bu kadar basite alınabilir mi….Çok utanç verici bir durum..(ilave not ,Bu konuyla ilgili detaylı yazım var..onu buraya aktarabilirim)

 

Konferans sonunda izleyicilerden soru sormak isteyenlere mikrofon uzatıldığında ben de söz hakkı aldım ve,Hocam bunlar böyle anlatılmaz.Daha bu insanların kanı bile kurumamış..İnsanlar öldürür eliyle de gömer,kürekle de gömer bu zor bir şey değil…50 bin insanla 500 bin insan öldürmek arasında hiçbir fark yok…Ermeniler bizim atalarımızı öldürmüş şu bu tamam aa şunları da bilmemiz gerek:.Açlıktan ölümleri de söylüyorsunuz..O zaman çok merhametliydik Göç ettirilen Ermenilere  yiyecek,su verseydik ya çok şeydik te bunlar yarın niye açlıktan da ölmesine göz yumduk..Sizin kitabınızda da bazı sivil ermeni kafilelerine saldırıldığını,kırımlara,uğradığını söylüyorsunuz. Vb.10 bin kişilik.2 bin kişilik vb.bazı kafilelere saldırılmış…burada kadın ve çocuklar da öldürülmüş.Bu nasıl bir kin ki masum insanlar da katledilmiş...tecavüz olayları vb.var..daha sona bu suçlardan yargılanan kaymakam,asker vb.olmuş..Ayrıca birçok ermeni çocuğu katledilmesin diye,bölgedeki Müslüman halk Ermeni çocuklarını evlat edinmiş vb..bazı kaynaklarda bu çocukların sayısının 100 bin olduğu söyleniyor… …(Tabi ben bunları söylerken salonda büyük hareketlenmeler oldu..küfürlere maruz kaldım.bir grup öğrenci oturduğum yere doğru gelip çevremi kuşatmaya çalışırken de küfür hakaretlerde bulundular..ben konuşmama devam etmeye çalıştım..Görüyorsunuz şu öğrencileri değil mi,işte bunlar böyle..döndüm küfür tehditlerde bulunanlara korkmuyorum sizin hiç birinizden dedim..salona öz eleştirilerde bulunmamız gerektiğini,atalarımızın yanlışlarını da kabul edip,ibret almamızı vb. söyledim..tekrar böyle şeylerin yaşanmaması için bunları düşünmenin önemli olduğunu falan…Atalarımızın hatalarını kabul etmek zorundayız.Bu insanlarımıza yapılanlardan dolayı en azından yas tutmamız lazım utanmamız lazım..(Diğer bilgisayarda olan yazı da buraya konabilir..)Bir zamanlar bu topraklarda çoğunlukta olan Ermeni,Rum vb. toplulukların bu topraklarda tekrar kendi devletlerini falan kurmaya çalışması vb..o insanların kendisi açısından bir kahramanlık meselesi vb..görmeleri gayet normal..kendimizi onları yerine koymalıyız..

 

 

 

Şimdi Ermeni Kelimesini ne zaman duysam,aklıma gelse içim öyle bir burkuluyor öyle bir acı çekiyorum ki anlatamam..Hemen gözlerim yaşarıyor..gözyaşlarıma hakim olamıyorum.

Hani bir söz vardır ya “Hatice ‘ye değil neticeye bak”..Netice ortada..

O kadar Ermeniden vb. kala kala ne kadar kalmış..Bu bile başlı başına trajedi..bu arada göç ettirilen bölgedeki Ermenilerin özellikle yetim,öksüz Ermeni çocuklarının trajik hali unutulmamalı..Halide Edip Adıvar gii insanların da bu üzücü durumlarla ilgili tespitleri var ve yardım amaçlı ….

Yok soykırım mıydı yok soykırım değil miydi…bırakın kelimelere takılmayı…bu vahşetleri bu acıları görmüyor musunuz..bunlar zaten yeter…iki tarafta da gerçekleri gizlemeye çalışan çok kişi var…bunları göz önüne almayanlara gerçekten çok yazık..iki kesimde de midemi bulandıran çok şey var…

 

Hele hele bir de Hrant Dink’in katledilmesi yok mu…insanı kahrediyor…(ilave not:Bu konuyu yazmıştım.bulup aktarılsa iyi olur)

 

Bazı kişiler hepiz Ermeni sloganlarına,afişlerine kafayı takmış..Bunun anlamını kavramaktan oldukça uzaklar…

Ey Millet biz bu insanların ayaklarını bile öpsek yine de ALLAH’A karşı kendimizi affettiremeyiz..Utancı kapatamayız…

 

Bu arada Agos gazetesi okumaktan hoşlanıyorum,duygulanıyorum..o kadar içten güzel yazılar var ki…hele hele cemaat haberleri,okul haberleri,..çocukların vb. başarılı şeyleri.,çeşitli aktiviteleri, o kadar samimi ve güzel ki…sanki kendimi de onlardanmış gibi hissediyorum..üzüntülerini ve sevinçlerinin en içtenliğimle paylaşıyorum..hissediyorum…

ALLAH’ıma yemin ediyorum bir gün çok güçlü olduğumda vb.bir yerlere geldiğimde neler neler yapacam….Herkese insanlığın ne olduğunu gösterecem..O okullarına,ibadet yerlerine ,yetimhanelerine,hastanelerine vb..elimizden gelen her şeyi yapmalıyız..aklımda çok şey var..İnşaAllah hepsi gerçekleşir..

Hrant ağabeyin katledilmesinde ,en yakınlarının hissettiği acıyı…benim kalbim da ağladı..ben bile ne biçim acı çektim kim bilir onlar ne kadar acı çekti…

içim çok yanıyor…

İçim çok yanıyor……

 

*   *   *

21.12.2007

 

İnsanların azılarının aklı çook geçmişteki bazı şeylerde de kalmış olabilir…Mesele bunlardan bir tanesi de ..lise çağlarındayken  hep özel birini aramıştır,…bulsa bile kavuşamamıştır…yaş ilerlese de aklı o tarihlerdedir(belki yaşanamamış bir özlemde)öyle  birini arar,..belki o zaman bulamamıştı yada yaşayamamıştı.ama yıllar sonra 1-15-20…yıl sonra bulur belki öyle birini  ama belki bazı şeyler için çook geçtir…çok zordur olayları yerli yerinde değerlendirmek..bakış açıları da farklı arklıdır…

Hatta bazen karşınızdaki kişi hala o zamanlardadır da sizin için zaman farklıdır…

 

*     *   *.

21.11.2007- 22 ye bağlayan gece saat 00:40

 

Çoğu zaman İstanbul’a falan yola çıkarken,annemin,ablamın bile elini öpmeden yola çıkmışımdır…

Bazen içime batar..yolda falan kaza olur veya başka bir şey olur da diğer tarafa

göç edersem annemgil daha çok mu üzmüş olurum diye…..bir öpüp kucaklayamadık ta diyebilirler…..

Karda kışta yorgun,hasta vb. de olsam,İstanbul’a vb.gelip gitmemin ne kadar önemli olduğunun bilincindeyim..

Kimsenin arkamdan duygulanıp üzülmesini istemem..

Zaten bazılarında hissedilmeyen duyguların bana da hissedilmesini esle istemem..

Tamamen kimsesizleri vb.kim düşünür ki,arkalarından merek eden aileleri vb.var mıdır?..

Beni de düşünmesinler gerçekten istemiyorum…

Yaklaşık İstanbul’a (en son bu geldiğim)geleli 17 gün oldu.Bu geldiğimde de annemlerin elini öpüp vedalaşamamıştım..hayırlısı..

 

*   *   *

En azından en mütevazı mezar..gariplerin kimsesizlerin mezarı gibi ..tabi ki gizli kimsenin gelip gitmeyeceği bir yer olsa farkına varılmayan bilinmeyen vb..daha makbul..

*   *  *

 

 

 

 

5 Kasım 2007 de Asra Ceyhan’ın proğramına katıldım.(Kanal D)9 Kasımda Petek Dinçöz’ün programı(Show tv sabah)12 Kasımda tekrar Esra Ceyhan’ın programına katıldım.

Çok önemli konuları konuşmaya çalıştık.İnşaAllah hayırlara vesile olur..

Birçok kişiye umut ışığı yaktığımızı,(vesile)düşünüyorum..Özellikle çözüme yönelik konuşmalar çok önemliydi..Maalesef tabiî ki programlarda istediğimiz gibi pek konuşamadık konuşamıyoruz da..yayın akışında lüzumsuz tartışmalar,lüzumsuz konuşmalar vb..olabiliyor…herkes bizim düşündüğümüz cepheden bakmıyor..17 Kasım 20077de Beyoğlu’ndaki dernek merkezi büromuzda Ayşe abla ve diğer 2 hayatsız kadın ablamızın basın toplantısını organize ettik..Gündem biraz yoğundu.İHA,Hürriyet,Akşam,Cumhuriyet gazeteleri ve NTV   televizyonundan haberciler geldi..18 kasım 2007 Akşam gazetesinde (Pazar günü)5.sayfada Vesikalarımızı iptal edin..başlıklı geniş bir haber çıktı..İnşaAllah hayırlara vesile olur..

Gündemimizde çok konu var..Bunların çözümlenmesi için ülke gündemine sokmamız gerekiyor..Bu da pek kolay olmuyor..Herkes bizim .aktığımız cepheden bakmıyor…

*  *  *

 

 

 

26.11.2007

 

Emanet bırakılan çocuklar,kadınlar……yetimler,öksüzler,dullar,anneler,babalar,….

Kimi vefat,kimi askere,kimi yurtdışına,kimi cezaevine,kimi hastalık……gözleri,akılları arkada bıraktıklarında ….

 

Babası ,annesi vb. olmayan çocukları büyütmek,sevmek,iyi yetiştirmek,öz çocuğundan daha çok ilgi sevgi vb..parçalanmış aile çocuklarını da aynı şekilde vb……….

 

*   *  *

 06.2006 saat 22:37

 

Gece gündüz 24 saat en güzel en insani şekilde hizmet veren bir yardım kuruluşu

 

İnsanların hiçbir şekilde en küçük dahi rencide olmasına gerek kalmadan yapılacak bir organizasyon…bunun yardımseverlere çok iyi anlatılması..

 

Bir tesisin sadece bir kişinin yaptırmasından ziyade,birçok kişiye mal etmek,katkısının olması,birçok kişinin heyecan hissetmesi çok önemli…

Gerçekten ihtiyaç sahibi insanların ihtiyaçlarının karşılanmasında çok azami derece gayret gösterilmeli.Aslında azami derecede gayret gösterilmeli derken ,normali bu…

 

O kadar insandan kaçı yardım kuruluşlarına devamlı ve belli aralıklarda katkıda bulunuyor ki…

*  *  *

Kendi kapılarımızın sonuna kadar açık olduğunu göstermenin yanında  o mazlum kardeşlerimize, ve o mazlumları tanıyanlara,..görebileceklere..yol göstermek lazım…(Tv,Gazete,Radyo,dergi,kitap,internet vb..)

En sorunlu insanları da unutmamak gerek..Fatih Gün mola gibi,Havva inci gibi,bahriye bülbül gibi vb..dahil…Bu insanlarımız için daha özel daha farlı bir çalışma-bazı kurallarda yumuşatma vb..de olmalı..

* *  *

Özellikle Çocuk Yuvaları Yetiştirme Yurtlarına İlgi..

 

Özellikle çocuk yuvaları yetiştirme yurtlarındaki çocuklarımıza yönelik özel bir şefkat hareketi başlatmalıyız..İnce ince en ayrıntısına kadar açıklamalarda bulunmalıyız..

Onlar kim,çocuk yuvalarına ,yetiştirme yurtlarına nasıl geliyorlar,onlara nasıl yaklaşmalıyız,nelere dikkat etmeliyiz,ne yapmalıyız,…

İlgide devamlılık..ailelerinin durumları-okul eğitim durumları iş,meslek,evlik vb..askere uğurlamak,harçlıklar,hastalık refakatçi vb..mektuplar,telefonlar açmak,koruyucu gönüllü faaliyetler,evlatlık vb…

Oradaki müthiş manevi zevk var ve bunu başkalarının da daha çok kişinin de hissetmesini sağlamak vb..Eski Kona Sosyal Hizmetler il Müdürü Sn. Ahmet Kalabas’ın o anlattığı duygusal çok özel şey(birgün gece çocuk yuvasında,çocukların odalarını dolaşıyormuş.üstü açık çocukların üstünü örtmek vb. amacıyla odaları dolaşırken çocuğun birinin üstü açıkken elini yorganını çocuğun üstüne örterken çocuk gözünü açmadan Ahmet Kalabas’ın elini tutmuş..çocuk gözünü açmadan Ahmet beyin(müdür baba) eline tutmuş ve hiç bırakmamış,yaklaşık yarım saat Ahmet bey öylece durmuş..çocuğu başından ayrılmamış..gözleri yaşarmış…vb..

 

 

Yaşı dolan çocukların çektiği sonunlar..

Askere giderken,askerdeyken yaşadıkları..

İş ve evlilik sorunları..

Tatillerini nasıl geçirdikleri..

İstismar..Evlatlık,koruyucu ailenin azlığı..

…….

                     

 

12.07.2007  01:00

 

Bugün her zaman ki gibi yine çok yoğunduk…bugün gece karşılaştığım bir olay olmasaydı belki yazı yazacak durumum da yoktu..

 

Kendimi zorladım ille ki not düşüyüm dedim…

İstiklal caddesinde yürürken bir genç kız gördüm…üstü başı perişan,ayakkabısı yok,terlikli..iyice delinmiş çoraplar…

Yavaş yürümeler…

Öyle masum,öyle güzel bir yüzü vardı ki…anlatamam..zaten masumların hep güzel yüzü vardır…

 

 

 

 

 

 

(yukardan aşağı doru sayfanın yarısını kaplayacak şekildi z ye benzer bir çizgi çekmişim defterime)

Burayı bilerek öyle çizdim….

Canım o kadar kızgın ki duygularımı dökemiyorum…..

Hepimiz suçluyuz..

Çok şey yazmak isterdim ama yazamıyorum..

(Yürüdüm,takip ettim,uzaktan yakınan baktım,konuşmaya fırsat aradım…fırsatı buldum..ikna etmeye çalıştım..kabul ettiremedim..Sığınma evi,hastane,yurt vb..

Bir haftada çok iyi olursun falan dedim…birçok şey söyledim…

 

Öyle onurlu,öyle garip bir tavrı vardı ki anlatamam….

Konya’da olsaydı çok daha fazlasını yapacağımıza eminim…

Orda zorla da olsa psikiyatriye götürebiliyoruz.Polis,ambulans vb..Ama maalesef İstanbul’da alt yapı oluşturamadık…

 

Hükümet,belediyeler.valilikler,kaymakamlıklar,duyarsız imkan sahipleri vb. midemi öyle bir bulandırıyor ki…kızgınlıklarımı kelimelerle ifade edeme….

 

Türkiye’de Akıl ruh sinir hastalıları hastaneleri ful dolu…maalesef yeteri kadar yer de yok…olimpiyat stadı,Formula pisti,golf sahaları vb..konserler..süsler uvu zuvur…her şeye para var..ama bu insanlarımız için bir şey yok…

 

Gerekirse zorla toplanmalı….

Bahçeli tedavi merkezleri…

Tek kişilik risksiz odalar..(Kendine asma zarar veremeyeceği şekilde yalıtımlı vb…

 

Doktorlar,hemşireler,sağlık görevlileri,bakıcılar,gönüllüler…

 

Öyle bir güzel duygu olur ki anlatamam…

 

Polislere,zabıtalara,sağlık görevlilere talimat..8bunların toplanması,tedavi imkanları,bakım imkanları sunulması gibi..

 

 

26.08.2007

 

Her zaman her zaman bunları anlatmaya fırsatımız olmayabilir..

O kadar anlattık …niye harekete geçmiyorsunuz….

Sevdiklerimden ayrı gibiyim kavuşmayı bekliyorum..

 

* *

Eşinize,çoluk çocuğunuza zulüm etmeyin..

Zararın neresinden dönülürse kardır..

 

Kapımız size hep açık olacak….

Unutmayın zararın neresinden dönülürse kardır…

 

183 hattını-157 hattını derneğimizin telefonlarını 0212 244 85 97-98-0332 351 27 65

Not alın…

* *

Şiddet cinayetlerini önleme genelgesi

Görevlerini yapmayanlar cinayetleri ortaktır..

Küçük çocuklara dahi tecavüz edildiği,öldürüldüğü vb.bir ülke….

 

Kim bilir aklını niye kaybetti..

 

Bugün git bebeğinle,yavrucağınla,oyuncağınla uyu…sinemaya,tiyatroya,pikniğe,yürüyüşe gidin vb..(hayatsız kadınlar için--)

 

Resmen 1995 ten beri faaliyet yapıyoruz..4500 kadın çocuk,2 000 civarında erkek,…

 

Bir kadın sokakta kalıyor..hele hele yanında bir de çocuğu varsa…

Haydi ilk gün tüm zorluğa rağmen çocuğunu kanırdı ,sokakta kalmayı farklı göstermeyi beşerdi ..peki ya diğer günler….

 

Onu canından çok sevdiğin anacağın vb. yerine koysan..

Bir gecesini korkusuz geçirmiş mi acaba…..

 

Peyleşmek istediğim o kadar çok şey var ki…

Biliyor musun Hayrettin Abi ben 12 yaşında kötü yola düşürüldüm diyen…

 

O sorunları yaşamış mağdur çok dertli olan insan telefon açıp daha konuşmaya başlamadan,nefes alışı bile nefes sesi bile,duraksaması vb..insanı acayip yapıyor..

.daha ilk kelimeyle acı acı ağlayan vb..

* *

Daha fazla mağdur kardeşimize ulaşabilir miyiz diye vb..daha fazla insanımıza yardım edebilir miyiz diye kendimi zorluyorum..Bazı şeylere katlanıyorum…

* *

buradan yine söz veriyorum.

Kapımız sürekli açık olacak..

 

Ah diğer her şehirde,her ilçede ,mahallelerde gönüllülerimiz olmuş olsa…

*  *  *

Şartlar bizi parti kurmaya zorluyor..Hükümete,yerel yönetimlere istediğinizi yaptıramıyorsanız….

 

*  *

Gözünüz yukarılarda,başkalarında olmasın….

Huzur için 1 tas çorba,bir göz oda yeter…

 

Şefkat-Der uzun zamandır yardım alamıyor….

Kiralarda çok zorlanıyoruz..Elektrik-su ödemelerinde çok zorlanıyoruz…Bu mağdurları vb.canınızdan çok sevdiğiniz insanlar yerine koyun…

*  *

Torunu için her türlü meddi manevi seferberliği yapmaya hazır o zengin iş adamının başka çocuklar için vb.öyle düşünmemesi ve o yeptığı davranışlar çok ağrıma gitti…

 

Akıl ruh sinir hastalıkları hastaneleri dolu..çok acil yenileri gerek..

 

Program olmasına dahi gerek kalmadan bu durumdakilere kapımız açık,diğer programları da izleyin…Radyoda,gazetede,tv.de,kimli okursanız,görürseniz,duyarsanız vb..bize yönlendirebilirsiniz bize gönderebilirsiniz…

 

Toplu bakabiliyoruz..kira,elektrik,su yardımı gibi talepleri olanlara  da yol gösteriyoruz vb..

 

Başınıza bazı …sorunlar gelmeden,tedbirinizi aylın,şefkatli olun vb….değer verin vb..

Onun cezası ölüm olmasın…

 

28.11.2007 saat 13:23

 

Çocuklar,çocuklar……

Dünyadaki en güzel şey çocuk olsa gerek….

En masum,en değerli,en üstün,…….

 

Geçen iki küçük kız çocuğu,biri babasının bir kolundan,diğer çocuk ta babasının diğer kolundan tutmuş yürüyorlardı bir alışveriş merkezinde…arkada da anneleri ve ablaları kol kolaydı..

O kadar çok şey aklımdan geçti ki…doğrusu duygulanmamak eldi değil….

 

Duygularımı yazıya dökemiyorum…

 

*   *   *

……

 

*   *   *

21.12.2007

 

İnsanların azılarının aklı çook geçmişteki bazı şeylerde de kalmış olabilir…Mesele bunlardan bir tanesi de ..lise çağlarındayken  hep özel birini aramıştır,…bulsa bile kavuşamamıştır…yaş ilerlese de aklı o tarihlerdedir(belki yaşanamamış bir özlemde)öyle  birini arar,..belki o zaman bulamamıştı yada yaşayamamıştı.ama yıllar sonra 1-15-20…yıl sonra bulur belki öyle birini  ama belki bazı şeyler için çook geçtir…çok zordur olayları yerli yerinde değerlendirmek..bakış açıları da farklı arklıdır…

Hatta bazen karşınızdaki kişi hala o zamanlardadır da sizin için zaman farklıdır…

 

*     *   *.

21.11.2007 22 ye bağlayan gece saat 00:40

 

Çoğu zaman İstanbul’a falan yola çıkarken,annemin,ablamın bile elini öpmeden yola çıkmışımdır…

Bazen içime batar..yolda falan kaza olur veya başka bir şey olur da diğer tarafa

göç edersem annemgil daha çok mu üzmüş olurum diye…..bir öpüp kucaklayamadık ta diyebilirler…..

Karda kışta yorgun,hasta vb. de olsam,İstanbul’a vb.gelip gitmeminne kadar önemli olduğunun bilincindeyim..

Kimsenin arkamdan duygulanıp üzülmesini istemem..

Zaten bazılarında hissedilmeyen duyguların bana da hissedilmesini esle istemem..

Tamamen kimsesizleri vb.kim düşünür ki,arkalarından merek eden aileleri vb.var mıdır?..

Beni de düşünmesinler gerçekten istemiyorum…

Yaklaşık İstanbul’a (en son bu geldiğim)geleli 17 gün oldu.Bu geldiğimde de annemlerin elini öpüp vedalaşamamıştım..hayırlısı..

 

*   *   *

En azından en mütevazı mezar..gariplerin kimsesizlerin mezarı gibi ..tabi ki gizli kimsenin gelip gitmeyeceği bir yer olsa farkına varılmayan bilinmeyen vb..daha makbul..

*   *  *

 

5 Kasım 2007 de Asra Ceyhan’ın programına katıldım

.(Kanal D)9 Kasımda Petek Dinçöz’ün programı(Show tv sabah)12 Kasımda tekrar Esra Ceyhan’ın programına katıldım.

Çok önemli konuları konuşmaya çalıştık.İnşaAllah hayırlara vesile olur..

Birçok kişiye umut ışığı yaktığımızı,(vesile)düşünüyorum..Özellikle çözüme yönelik konuşmalar çok önemliydi..Maalesef tabiî ki programlarda istediğimiz gibi pek konuşamadık konuşamıyoruz da..yayın akışında lüzumsuz tartışmalar,lüzumsuz konuşmalar vb..olabiliyor…herkes bizim düşündüğümüz cephededen bakmıyor..17 Kasım 20077de Beyoğlu’ndaki dernek merkezi büromuzda Ayşe abla ve diğer 2 hayatsız kadın ablamızın basın toplantısını organize ettik..Gündem biraz yoğundu.İHA,hürriyet,Akşam,Cumhuriyet gazeteleri ve NTv   televizyonundan haberciler geldi..18 kasım 2007 Akşam gazetesinde (Pazar günü)5.sayfada Vesikalarımızı iptal edin..başlıklı geniş bir haber çıktı..İnşaAllah hayırlara vesile olur..

Gündemimizde çok konu var..Bunların çözümlenmesi için ülke gündemine sokmamız gerekiyor..Bu da pek kolay olmuyor..Herkes bizim .aktığımız cepheden bakmıyor…

*  *  *

 

26.11.2007

 

Emanet bırakılan çocuklar,kadınlar……yetimler,öksüzler,dullar,anneler,babalar,….

Kimi vefat,kimi askere,kimi yurtdışına,kimi cezaevine,kimi hastalık……gözleri,akılları arkada bıraktıklarında ….

 

Babası ,annesi vb. olmayan çocukları büyütmek,sevmek,iyi yetiştirmek,öz çocuğundan daha çok ilgi sevgi vb..parçalanmış aile çocuklarını da aynı şekilde vb……….

 

*   *  *

 06.2006 saat 22:37

 

Gece gündüz 24 saat en güzel en insani şekilde hizmet veren bir yardım kuruluşu

 

İnsanların hiçbir şekilde en küçük dahi rencide olmasına gerek kalmadan yapılacak bir organizasyon…bunun yardımseverlere çok iyi anlatılması..

 

Bir tesisin sadece bir kişinin yaptırmasından ziyade,birçok kişiye mal etmek,katkısının olması,birçok kişinin heyecan hissetmesi çok önemli…

Gerçekten ihtiyaç sahibi insanların ihtiyaçlarının karşılanmasında çok azami derece gayret gösterilmeli.Aslında azami derecede gayret gösterilmeli derken ,normali bu…

 

O kadar insandan kaçı yardım kuruluşlarına devamlı ve belli aralıklarda katkıda bulunuyor ki…

*  *  *

Kendi kapılarımızın sonuna kadar açık olduğunu göstermenin yanında  o mazlum kardeşlerimize, ve o mazlumları tanıyanlara,..görebileceklere..yol göstermek lazım…(tv,Gazete,Radyo,dergi,kitap,internet vb..)

En sorunlu insanları da unutmamak gerek..Fatih Gün mola gibi,Havva inci gibi,bahriye bülbül gibi vb..dahil…Bu insanlarımız için daha özel daha farlı bir çalışma-bazı kurallarda yumuşatma vb..de olmalı..

* *  *

Özellikle Çocuk Yuvaları Yetiştirme Yurtlarına İlgi..

 

Özellikle çocuk yuvaları yetiştirme yurtlarındaki çocuklarımıza yönelik özel bir şefkat hareketi başlatmalıyız..İnce ince en ayrıntısına kadar açıklamalarda bulunmalıyız..

Onlar kim,çocuk yuvalarına ,yetiştirme yurtlarına nasıl geliyorlar,onlara nasıl yaklaşmalıyız,nelere dikkat etmeliyiz,ne yapmalıyız,…

İlgide devamlılık..ailelerinin durumları-okul eğitim durumları iş,meslek,evlik vb..askere uğurlamak,harçlıklar,hastalık refakatçi vb..mektuplar,telefonlar açmak,koruyucu gönüllü faaliyetler,evlatlık vb…

Oradaki müthiş manevi zevk var ve bunu başkalarının da daha çok kişinin de hissetmesini sağlamak vb..Eski Kona Sosyal Hizmetler il Müdürü Sn. Ahmet Kalabas’ın o anlattığı duygusal çok özel şey(birgün gece çocuk yuvasında,çocukların odalarını dolaşıyormuş.üstü açık çocukların üstünü örtmek vb. amacıyla odaları dolaşırken çocuğun birinin üstü açıkken elini yorganını çocuğun üstüne örterken çocuk gözünü açmadan Ahmet Kalabas’ın elini tutmuş..çocuk gözünü açmadan Ahmet beyin(müdür baba) eline tutmuş ve hiç bırakmamış,yaklaşık yarım saat Ahmet bey öylece durmuş..çocuğu başından ayrılmamış..gözleri yaşarmış…vb..

 

 

Yaşı dolan çocukların çektiği sonunlar..

Askere giderken,askerdeyken yaşadıkları..

İş ve evlilik sorunları..

Tatillerini nasıl geçirdikleri..

İstismar..Evlatlık,koruyucu ailenin azlığı..

…….

 

 

20.02.2007 Saat:15:15

O çocukların duruşu..korkması..bakışları..

 

Yoksul bir kız çocuğunun duruşu….

 

Evinde  her gün dayak korkusu yaşayan annesine yapılan şiddeti gören çocuğun duruşu….

‘hele  hele bir de babası …. (okunamayan kelime)bir adamsa…

 

O gözleri,o hisleri…

Kaleme dökemiyorum ki…

 

O,gecenin dördüne doğru gözü morarmış annesiyle kendilerini sokağa atmış6-7 yaşındaki kız çocuğunu hiç unutamıyorum..

Şu anda bile içim çok acıyor…

İçimdeki yara adeta hiç iyileşmedi…

Kim bilir birilerine faydası olur…

Yavrularıyla sokakta geceleyenle…

Yavrusuna hasret kalanlar..hasret bırakılanlar…

Anacıklarına hasret kalanlar,bırakılanlar…

 

Merak etme geçecek bir gün bunlar…öyle yada böyle…. geçecek…

 

Zulüm görmeden bir günleri geçse ya..

 

Nerden nasıl başlasam ki….

Duygularım o kadar yoğun ki,

Adeta koca bir okyanus büyüklüğünde bir yeri anında doldurup taşıracak kadar yoğun….

*  *

Ayfer hanımla beraber o geç saatte gördüğümüz,travestinin gözleri bakışları….

 

*     *   *

-Bir uyarı daha

 

Şiddete uğrayan vb. kadınlar evlerini terk etmek zoruna kalınca …eşleri yada birlikte yaşadıkları kişiler tarafından,hırsızlık yaptı diyerek savcılığa başvuruyor veya hayatından endişeleniyorum diye…Savcılar ve emniyet görevlileri yanıltılabiliyor…

Daha sonra bulunan bu kadınları ölüm dahil çeşitli risklere karşı karşıya kalabiliyorlar…

        ….

 

*   *   *

 

16.12.2004 00:28

Rüyalarımda  da projeler…

 

Doğrusu beynim sanki hiç boş durmuyor…

Aklıma o kadar çok şey geliyor ki…Bunları pratiğe sokmak için çok çaba sarf etmem gerektiğinin farkındayım.

Hani bir tabir vardır…boş boş durmak,boş boş düşünmek..işte benim için durumum bunun tam tersi.Nerdeyse  bir saniye bile düşünmeden duramıyorum.Rüyalarımda bile bir şeyler yapıyorum…

Aklım hep bu çalışmalarda..

Çok kutsal hizmetler çok az sayıda insanın omuzlarında,..

Yeni katılımcıları dört gözle bekliyorum..

 

Biliyorum ki ben bile endi kapasitemi kat kat artırabilirim..Herkes yada çoğunluk beni çok yeterli görüyor çok çalışıyor görebilir ama ben kendim katılmıyorum.yaptığım çalışmalar beni tatmin etmiyor..

Doğrusu bu konuda mevcut olan örnekleri almıyorum…Ne yaparsam yapıyım,ne kadar koşturursam koşturuyum tatmin olmuyorum…

Yaptıklarımdan ziyade yapamadıklarımı ,yapmak istediklerimi daha çok düşünüyorum…

 

Yaa bir tarafta kim ne düşünüyor..öbür tarafta kimler ne yapıyor…(Haa bu arada yeni dilekçeleri de unutmayım ihmal edilmeye gelmez..)

 

Şu İstanbul’un,şu Türkiye’nin,Şu Dünya’nın vb..halinden,insanlardan memnun olmayanlar bile çözüm noktasında pratik bir şeyler yapsa çok şey değişir….

Hergün onlarca yüzlerce insan gözlemliyorum..Herkes kendi derdinde..Herkesin ayrı bir dünyası var..Genelde bir bencillik var…

*  *

 

Geçenlerde bir filmin afişinde okudum-“İnsanlar neden hep sahip olmadıkları şeyleri isterler”…diyordu…güzel düşündürücü bir söz..

*  *

İnsan hakları yazılı metinlerde kalmamalı!...

Bazı işler dostlar alışverişte görsün diye yapılmamalı..

*  *

Yine unutmadan not almalıyım..Şu dernek işleri biran önce yoluna konmalı ve biran önce inşa Allah şehir şehir,ilçe ilçe,köy köy dolaşmalıyız…herkesin ayaklarına gitmeliyiz…

Ah şu küçük otobüs fikrimiz pratiğe geçmiş olsaydı…ama maalesef maddi imkansızlıklardan olmadı…İnşaAllah olacak…

*    *

Çok özel bir zamandan geçiyoruz..Çok özel çok önemli (Şefkat-der misyonu açısından kastediyorum.Gerçi her zaman her an çok önemlidir….)

*  *

Bir taraftan bu notları yazarken ,bulunduğum simit sarayında,kısık sesle radyo yayını devam ediyor..Malum konu,karşı cinsle aşk sevgi vb..

Bu sorunlardan bizim sorunlara kolay kolay sıra gelmez!..Aynı hikayeler devam ediyor..İnsanlar hiç sıkılmıyor…………..

*  *

Bu arada son zamanlarda daha fazla sinemaya gitmeye başladım..Yeni bir şeyler daha öğreniyorum.Farklı dünya kültürlerini kısmen de olsa görüyorum,gözlemliyorum.. kim bilir bir gün çok önemli bir filme imza atarız diye de düşünüyorum..(Boş  vakit değerlendirmek için değil,bu amaç için,emin olabilirsiniz…

*   *

(Not.bir defterde barınma evlerimize vb. gelenler duygularını yazsınlar….. )

 

Hiç kimse itiraz etmemeli,ülkemizdeki hakları en fazla çiğnenen,en fazla dışlanan,hor görülen insanlarımızın başında roman,Çingen diye anılan insanlarımız gelir….

Ev yok,iş yok,evlilik yok,…….yok..Bunlar arasında cinsel istismara uğrayanları bile insan gözüyle görmeyen vicdansızlar var….Ah esmer çocuğum ah Saat 01:05 olmuş..

     *   *

 

     Buna benzer 20-30 tane deftere bir şeyler karalamışımdır…artık fazla zaman geçirmeden derleyip,toplayıp bir kitap(kitaplar)haline getirmeliyiz..

Çıkardığımız kral çıplak gazetesinde ki yazılardan da alıntılardan faydalanmalıyız…

Daha iyisi daha faydalısı olsun derken zaman geçiyor..Nerdeyse 15 yıl oldu hala kitap çıkarmadım-çıkaramadım…

Bismillah deyip başlamalıyım…

Biliyorum şimdiden,biraz karışık olacak ama olsun.Bu arada belli mi olur belki ben Kitaplaştırmaya ömrüm etmeyebilir…Eh o zaman geride kalan bir sevdiğim ,bir anlayan…bir gönderilen belki kitaplaştırır…olduğu kadarıyla olsun .

.Unutulmayan notlar,acı gerçekler-Sokağa bırakılan bebekler-Cinsel Sömürülenler-

Evsizler-Çocuk yuvaları-ölüm-Mutluluk-Sevgi Aşk,--(gazete kupürleri-diğer konular baya çok …)

Not:Sanatçılar vb.de unutulur.Şu anda yapın şimdi.

*  * 

O kadar zor mu?Bir bina tutun,bir ev tutun,otel odası kiralayın,evinizde yetirin………..

 

Acil Şefkat hareketi Çözüm..

İnsanlar iyice alışmadan,sorunları normal görüp,üzülme,duyarlılık duygusunu iyice kaybetmeden vbb..,kalıcı çözümler,pratikler—kan vermek,kermes,devamlı yardım,dilekçeler,yazılar,telefon açmalar,yönlendirmeler dahil ..karşıdan karşıya engelliyi geçirmek,yerine göre polisin jandarmanın vb aranması,yol göstermek,ilgili yere götürmek,refakatçi kalmak,gönüllülük vb…

*   *  *

Bazı şiddet nedenleri! 

Bir çorba yüzünden bile tuz yüzünden,geç kapı açmaktan,

sobayı zamanında yakmamaktan,

kazandığı parayı tam vermemekten…

Çocuğun ağlaması kesilmeyence…

Anasına  vb.gitmek isteyince..

-izinsiz evdeki aynayı komşusuna veren kadının kolunu kocası kesmiş..kadın al o zaman bu kolumu da kes demiş..adam o kolunu da kesmiş!!(Aman Allah’ım..(Kanal 7 de Uğur Arslan’ın sunduğu Deniz  Feneri programında izlemiştim..Elleri hemen hemen koluna kadar kesikti.dağlardan odun falan topluyordu…)

Boşanma isteğinden dolayı öldürülenler…

Cesetleri bulunmayanlar…

İntihar süsü verilenler..

Kulağı kesilenler..(İlave not:kadıncağızı eşi satmaya kalkıyor vb.kadın kabul etmiyor.adam kadıncağızın burnunu kesim wc ye atıyor,şifonu çekiyor!!!

Çocuğunun yanında,gözü,yüzü her yeri morartılasıya kadar dayak yiyen kadıncağız..6-7 yaşında kızı ile birlikte sokağa kendini zor atıp,canının kurtarmaya çalışması..(gecenin dördünde falan..lazım olur diya bir taksiciya derneğimizin kartını vermiştim.daha sonra bu taksici gecenin dördünde bu kadınla çocuğuna dek gelmiş.bize ulaştırmıştı..

Kocası kovunca apartmanın bodrumuna sığınan kadın..(aynı şekilde çatısına vb. sığınan var..

Ağaçların arasında gizlenerek yaşayan kadın..(tacizden falan korktuğu için..yanında çocukları olanda var..Tuvaletlerde,cami avlularında kalan rahmetli Ayla…okuyun yüreğiniz dayanıyorsa okuyun..

Hele hele o İstanbul Fatih sayki yedim camiinin civarındaki köpekli evsiz kadının hikayesi…..

Çocukken ablalarımın önünde yürümem..kedimce koruma kollama durumu..

Sigara içen o küçük oğlan çocuğu,ablalarının cinsel sömürüye maruz kalması vb..

Savcılar,hakiler,polisler vb…kendi evlatları gibi kendi anneleri gibi görmeli…

Sanki iki eşit güç te,ki eşit şartarda insanın kavgası gibi adeta ölümüne kadına şiddet uygulayan utanmazlar….gibi vuranlar ah..

Ağzına silah dayayıp korkutanlar…

Hala içim acıyor,titriyor,kahroluyorum…sanki ilk defa hissediyormuşum gibi sancım devam ediyor…

Cenazesini bile taşımaya insan bulunamayanlar-bulmakta zorlanılanlar…

İnsan tuhaf oluyor bee…tuhaf…

 

Kadın sığınma evlerine niye düşman oluyorlar vb..

* *

Al sana 100 Euro,100 milyon..

Bugün sinemaya git..bu gün o gün o işi yapma..yalnız başına uyu.çocuğun varsa çocuğunla,oyuncağınla ,ayıcığınla,oyuncak bebeğinle uyu,çocuğunu lunaparka,sinemaya,tiyatroya götür,yoksa yalnız git ..piknik vb…saat 01:40 olmuş..

 

Erkek kılığına girip çalışanlar..

ZDF den gelmişlerdi..

Dilencilere ruhsat önerisini niye yaptım…

 

*    *     *

 17.10.2004 saat:14:48 İstanbul’dan dönüş…Otobüsümüz bolu dağı Doruk Tesisinden(mola yerinden)Ankara’ya doğru hareket etti.İnşaAllah derneğimizin dernek merkezi,isim tüzük değişikliklerinden sonra tekrar İstanbul7a döneceğim(inşaAllah)

Şefkat-Der’imizin Genel Merkezinin İstanbul’a taşınması ve ismindeki yeni düzenlememizin hayırlı olacağını düşünüyorum..

Semra hanım,elif hanı,Ayfer hanım,Türkan hanım da bu görüşüme katıldılar…

Dün 14:00 -16.30 arası Türkan hanımla da bu konuları konuştuk..İstanbul’da yapılması gereken birçok faaliyetten de bahsettik..

Dün akşam 19:00-22:20 arası da Adem Özköse kardeşle ve (diğer gazeteci arkadaşıyla birlikte)

Hem röportaj hem de genel sohbetimiz oldu.Röportajdan sonra taksimde simit dünyasında Adem Kardeşle yaklaşık 1 saatlik görüşmemiz de oldu.adem kardeş te merkezin İstanbul’a taşınmasının çok yerinde olduğunu söyledi..İstanbul’a bu çalışmaların çok gerekli olduğu na o da katıldı..

Adem kardeş te İHH dan Osman beyden övgüyle bahsetti.(çok duyarlı,merhametli  biri ,onunla falan da konuşun vb..dedi..)Müsiad ın yeni genel başkanı Ömer Bolat’ın da çok iyi olduğunu söyledi..Engellilere yönelik kendi faaliyetinden,darülaceze ve huzurevi ziyaretlerinden …hatta Prof Dr Burhan kuzu hocanın duyarlılığından,(Burhan hoca uzun yıllardır Çocuk yuvalarındaki yetim,öksüz vb çocuklarla çok samimi duygularla falan ilgileniyormuş vb..)bu bayramda çocuk yuvasında karşılaşmışlar…burhan hoca da zamanın da çok zorluklar yaşamış..her bayramda çocuk yuvasına muhakkak gidermiş,oyuncaklar falan götürürmüş….Nevşehir’deki başbakanlık insan hakları danışma kurulu üyeleri olarak katıldığımız sempozyumda burhan hoca da vardı.kendisiyle tanışmıştım.kendisi esprili olduğu kadar,bazı konularda hassasiyetini de gözlemlemiş,mütevazı vb. görmüştüm.saygılı vb davranışlarını hareketlerini de ben beğenmiştim…Adem kardeşten bu yuvadaki çocuklarla ilgilendiğini de duyunca daha da hoşuma gitti…

Kim bilir bu tanışıklıklar ve bu tevafuklar ilerde nelere vesile olacak…

Adem kardeş bir de evinde ölüm orucu tutan bir genç kızı ziyaretini ve bu ziyaretti yaşadıklarını anlattı bu beni de çok etkiledi…Kız daha sonra rahmetli oluş..(kızın yüzü,masumiyeti,samimiyeti,davasına bağlılığı,canını feda edecek kadar yaptığı şeyler,açlık grevi..ölüm orucu…adem kardeşi de behi de çok etkiledi…ben gazetelerden görmüştüm.çok duygulanmıştım…birgün uzunca bu konuları ele almak istiyorum..Adem kardeşin ok gözel öz eleştirileri de oldu..(Adem kardeş hem ilahiyat hem iletişim okumuş bir arkadaş..kendisiyle Konya da tanışmıştık..o zaman da çok samimi bulmuştum…

 

İstanbul’da İnşaAllah yapmayı planladığımız bazı faaliyetlerden aklıma gelen yeri biraz not alıyım..

-Evsiz,kimsesiz,güçsüz,yokslu,cinsel kurban köle,şiddet mağdurları,vb…..için hazırlanacak yeni dilekçeler,imza kampanyaları,afişler,panel konferans,yürüyüş,miting,tiyatro,sinema,belgesel,vb..faaliyetler…

Valilik,belediye,kaymakamlık vb..yetkililere ziyaretler,projeler sunulması,..

Ayrıca bu yetkililerle bir toplantı organize etmek,bazı sivil toplum kuruluşlarını da davet organize vb…-Ev ve bina kiralama çalışmaları(…Barınmasız,kimsesiz,şiddet mağdurları,cinsel kurbanlar içi)

Evsiz insanlarımızı getirene …şu kadar para ödülü verilecek demek…

-Evsiz insanlarımızı toplayarak,toplu olarak,başbakanlığa,bakanlıklara,valilikere,kakmakamlıklara,belediyelere vb..götürülecek alışması duyurusu organizesi vb..

 

-şiddet şehitleri sergisi

Evsiz,kimsesizler için gıyabi cenaze namazı …

Cesidine bile sahip çıkılmayanlara sahip çıkmak…

-sokakta geceleme eylemi..Yetkililere sokakta yaşama kampı Duyurusu daveti…ünlerle de vb.

Fuhuş kurbanlarına yönelik sokak çalışmaları,ikna çalışmaları,-bu ve benzer konularla ilgili raporlar hazırlanması..(içişleri bakanlığı,valilik,vb..bilgi edinme yasasına göre bilgi de alınabilir …

-sosyal devlet-anayasa vb..bir konferans panel burhan hoca da davet edilebilir..

-Klip çalışması..bazı sanatçılarla konuşulabilir..

-En şefkatli belediye,sanatçı vb..yarışması..

-Sivil toplum kuruluşlarına bol ziyaret

-boğaz köprüsünde intiharlara karşı tedbirlerle ilgili…

Suç duyurusu

Kapkaç gibi sorunlara arşı çalışma

Yas günü-(evsizler için vb

*  *  *

13 Şubat 2005 saat 19:05

Bunu tekrar bir yere not alsam iyi olur.

Son zamanlarda misyonerlik faaliyetleri ile ilgili birçok haber okudum,tv de programlara şahit oldum…

İnsanların,yoksulluğundan,açlığından vb.zor durumluğundan faydalanıp din değiştirtmeye yönelik çalışmaların pek insani olduğunu düşünmüyorum..Bu ayıptır,istismardır diye düşünüyorum..İnsanların hiç tanımadığı,yerine göre çok riskli,bölgelere gidip,çok zor şartlarda,inancının gerektirdiği bazı mücadeleleri faaliyetleri yapması taktir edilecek bir şeydir..

Ama her şey adaletlice olmalı…(Afrika’daki vb..açlara,çeşitli hasta AİDS,Verem,veba,vb…savaş bölgeleri,deprem,sel bölgeleri,mülteciler,sığınmacılar kampları vb..bu bölgelere kutsal bir amaç için gitmek çok güzel hoş bir davranış…ama açlıklarından,yoksulluklarından,zor durumlarından faydalanılmamalı…(ilave not:misyonerlere saldırı asla kabul edilemez utanç verici bir şeydir..bu konuyu ilerde daha detaylı yazmaya çalışacam.bu arada bazı misyonerlerin en riskli doğru düzgün insanların bile gitmeye cesaret edemeyeceği vb..yerlere gitmesi  çok taktire şayandır…)

* *

Hz.Musa, Hz.İsa, Hz.Muhammed

 

Museviler,Hz. İsa’yı,Hz. Muhammed’i (S.A.S)kabul etmiyor..Hıristiyanlar Peygamber efendimizi kabul etmiyor…

Ama Müslümanlar Hz. Musa’yı da Hz. İsa’yı da Hz. Meryem’i de kabul ediyor..Hak Peygamberler olduğuna inanıyor…

İnsanın Musevi olması Hz. İsa’yı ve Peygamberimizi kabul etmemesi yada Hıristiyan olup,

Hz. Muhammed’i(S.A.S.)kabul etmemesi bir çeşit eksiklik olarak değerlendirilebilir….Müslüman olmak otomatikman,mantıken,bir avantaj sağlıyor…

Hak olan doğru olan bir şeyi kaul etmemek bir eksikliktir…Zaten bütün din mensupları ALLAH’A inanıyor..Günah,haram,sevap,cennet,cehennem,iyi,kötü,ahiret,vb…kavramlar emirler hemen hemen aynı…Hepsinin ibadet anlayışı var..Müslüman olmak insan bir şey kaybettirmiyor..Ama Musevi olmak Hz. İsa’yı,Hıristiyanlığı,Hz. Meryem( vb. Müslümanlığı,Hz. Muhammed’i,İncil’i Kuran ı  yok sayıyor,Hıristiyan olmak ta Müslümanlığı,Kuran-,

Hz. Muhammed’i..yok sayıyor…Bunlar kayıptır…

 

     26.1.2005 saat  01:21

 

Konya’dan 23:00 otobüsüyle İstanbul’a doğru yola çıktık..9 Ocakta olağanüstü genel kurul toplantımızı yaptık..Derneğimizin merkezinin Konya’dan İstanbul(a taşınması dernek ismimizin de Evsizlere Güçsüzlere Açlara Cinsel Kurbanlara Şiddet Mağdurlarına Şefkat Kapısı Yoksullukla Mücadele ve Ötekilere De İnsan Hakları Derneği olmasını karara bağladık..

İnşallah hayırlı olsun..

Bu arada yanımda Abdullah ağbi ve bugün akşamüzeri derneğimize sokakta kaldığı için gelen bir ağbi var(40 yaşında)

   Minik bir çocuk…

İnşallah yarın öğlen TGRT de Tülühan’la He rgün programına katılacağız..Yolculuk esnasında küçük emine zaman zaman ağlıyor..Molada babası yemeğini yedirdi..İnsan çok duygulanıyor..Anlatması zor..Hüngür hüngür ağlayasım var…

 

Aslında bu yolculuk için kafam pek rahat değildi..aklım Konya’da barınma evlerimizde..dernek işlemlerinde..

Fakat gitmemin daha hayırlı olacağına kanaat getirdim…İnşaAllah çok önemli mesajlar verip hayırlara vesile olunabilir..diye düşünüyorum…

Evsizlerle ilgili,ailelerle ilgili,ortada kalanlarla ilgili,yoksullarla ilgili,,hor görülmeyle ilgili,sahip çıkmayla ilgili, n yapılması gerektiğine vb..dair anlatılması gereken önemli şeyler var….

her şeyi Cenab-ı ALLAH’a havale ediyorum..Bugün ailemle bile doğru düzgün vedalaşamadım..Annemin ablamın elini öpmeye fırsatım olmadı..Ne yapalım kısmet…Yollar da biraz karlı,don olayı  da varmış,haberlerde izledim ama hayırlısı gitmem gerekiyor…

ALLAH’ım yardımcımız olsun..Belki söylenecek 3-5 cümle bile çok hayırlara vesile olabilir…

Bir baba,iki yaşında kızı kucağında,sokakta kalmış…Eşi annesigile gitmiş..daha önce de hanımı bir adama kaçmış..şu anda minik yavru kucağında uyutmaya çalışıyor..(kucağına almış,elleriyle güzelce kavramış….dün geceyi sokakta geçirmişler..Adamcağız çok garip görünümünde,mazlumluğu belki yüzüne vurmuş…

Bu arada İnşaAllah programda neler söyleyebilirim….Şefkat-der in yaptıkları,Sığınma Evleri,barınmasızlar,şiddet mağdurları vb..kadınlara ,çocuklara,erkeklere vb..faaliyetler..din dil ırk cinsiyet ayrımı yapmamak vb…

*  *  *

26.1.2005 00:27

 

Bugün gündüz TGRT’de Tülühan’la Hergün programına katıldık.

İnşaAllah hayırlara vesile olmuşuzdur.

Birkaç önemli mesajı vermeye çalıştık..

İrkeklerin yannıda kadınlara yönelik faaliyetlerimizin daha fazla yen tuttuğunu,her türlü sokakta kalanın,kalacak yeri olmayanın,kovulanın,dışlananın,vesikalı kurbanını,cezaevine girip çıkanın,ben ne yapacam diye endişelenenin,derneğimize başvurabileceklerini vb..kapımızın açık olduğunu vb.söyledim..Eğer çözüm bulunamazsa bizimle temasa geçilebileceğini…

İnsanların duyarsız olduğunu vb.

Gönüllülerin desteği ile başka şehirlerde de evler açabileceğimizi söyledim..

Bina verilebileceğini,birkaç evin kiralarının üstlenecek kişilerin (gönüllü yardımsever vb..

 

Abdullah abi ve Şükrü abi de önemli şeyler söyledi..

 

.(İlave not.Programın kaydı var.bu program kaydından söylediklerimizle ilgili aktarım da yapsam iyi olur).

 

 

24-25 Nisan 2005- Pazarı pazartesiye bağlayan gece saat:00:40

Vay be yaş oldu 33…

 

Vay be yaş oldu 33

Nerden nereye….

Ömür çabuk geçiyor

3-4 ,….    6-7, ……   11-12………………     15-16  

18-20………..      25  ……     28,29  ……...    

33

 

18 yaşımdan bugüne 15 yıl daha geçmiş…                   

20 yaşında askere çağrılıyor….

(Doğumum 16 Mayıs 1972)

.(köy de doğduğum için günde birkaç günlük farklılık olma durumu olabilir)

Tabi ki insanın hayatında unutamadığı çok şey oluyor…...

 

Hemen ilk etapta aklıma gelenler:

Küçükken daha köydeyken hatırladığım(dört yaşına kadar köydeydim)

Okulun duvarları,sazlık,tek katlı küçük ev,at arabası,bakkala buğdayın götürülmesi, bir düğün, çocuklara köye canavar iner diye verilen korku,kafama ,kaşa tırmanırken taşların düşmesi,ebem rahmetlinin kafamda kanayan bölgeye bastırması  ve elime bir sürü demir para vermesi…Latife,üçler,İsmail,Zübeyir,Cengiz abi….sütle kahvaltı….Köyden göç etmemiz….

Bir akşam vakti 4-5 yaşlarında Konya’ya Uğurludaki evimize gelmemiz…..(Herhalde daha elektrik açılmadığı için akşam ışık yoktu ev o gece karanlıktı……)

Apartman boşluklarında oynanan oyunlar….

Suat abla…

Okula ilk yazılmaya gittiğimde(dedem rahmetliyle)okula alınmamam(% yaşında falandım)Ertesi yıl Tekrar gittiğimde8herhalde bu sefer babam rahmetliyle gitmiştim)Babam rahmetli müdüre benim kaydedilmem için biraz ricada bulundu.müdür yaşamın daha dolmadığını söyledi.Müdür benimle biraz konuşmaya çalıştı.bana adımı sordu.Ben de Reis dedim..Nüfus cüzdanımdaysa Hayrettin yazıyordu!Belki adımı Hayrettin olarak deseydim okula kaydımı kabul edebilirdi.Tabi müdür nerden bilsin bana ailemin,akrabalarımın,arkadaşlarımın hep göbek adım olan Reis ismini kullandığını1Bizim köyün belediye reisinin adı hayretinmiş..Belediye reisini dedemgil falan severmiş..belediye reisi vefat edenci..Benim adılı Hayrettin koymuşlar..Göbek adı olarak ta hep Reis ismi kullanıldı…İlk hayrettin ismini ilkokulda öğretmenim olan Ayten Dilişen kullanmıştır herhalde..daha sonra okulda beni iyi tanıyan arkadaşlarım hariç öğretmenlerim falan Hayrettin,mahallemde,evde,akraba çevremde Reis ismi kullanılmıştır..Ailem,Akrabalarım,Yeğenlerim, samimi arkadaşlarımın  hemen hemen hepsi hala Reis ismimi kullanır…Resmi işlerimde,Dernek çalışmalarımda falan da Hayrettin ismim kullanılır..)

Kemal Bilir….Kemalin abisi..Fatih...

Nazmiye Teyzegil,Eyüp amca,Hasan Başçavuş amca,Neriman teyze,Avanoslu Ayşe teyzeler, Karamıstıklar,Firdes Ablalar,Mıstık,Huriye,.İmdat,Ümit.Almanyalı Mehmet…karşıdaki mühendis komşularımız,Aşağıdaki manav konuşmalarımız,..

İlkokulla ilgili günlerim,Okulun kapısındaki satıcı amca,

Öğrenciler,

Babam rahmetlin Almanya’dan izne gelmesi,Bisiklet getirmesi ,gecenin o saatinde evin içinde o bisikletin kurulması,futbol tutkusu,12 Eylül darbesinden önceki yansıyan bazı olaylar,üniversite öğrencileri,kavgaları silah seslerine,patlayan bombaya şahit olmamız …1980 darbesi Askerlerin Uğurlunun etrafını çevirmesi,,Apartman altlarında,tarlalarda oynanan oyunlar,Gazoz kapakları,billa,para oyunları..Ebrunun yaş gününe gitmemiz,(Hayatımda yanılmıyorsam iki kez yaş gününe katıldım).Bisiklet gezileri,futbol hastalığı vb..Erdal,erkan,muharrem,Erol,Faruk,Anadolu Murat,Gözlüklü Erdal,Şükrü,Ahmetler,Coşkun Sinan,Selçuk abi,Sadık,Karslı Faruk,Almanyalı Nihat ve Necdet,kemalini Almanya’ya gidip izne gelmeleri,daha sonra kalıcı ,Hollandalı Murat ,Selçuk,

Almanya’dan Ayhan ın gelmesi,Apartman içlerinde,merdivenlerde ,kalorifer kazanında,tarlada vb. oynanan oyunlar..(bu arada o mahalledeki tüm çocuklarla birlikte oyun oynatan çocukları olmayan o karı kocayı unutayım..)4.5.blok savaşları,Amcamgilin arsaya gitmeler,bir defasında kaçırılma riskiyle karşı karşıya kalmam..Pantolon yırtmaca oyunları,Japon kalesi,tiftik..(Almanya’da Ayhan’ın getirdiği bir oyunu biz Erdal la ,erkanla birlikte,geliştirmemiz ilk Konya ya bu oyunun yayılması Betli tüm Türkiye ye de böylelikle yayılmış olabilir…

Kartopu,boru oyunları,tenis oyunları,stop,kiremit,çelik çomak oyunu,yakar top,buz patinajı,kayma yarışmaları,3.bloktaki Abdullah abinin bizleri yarıştırıp puanlar vermeleri,askercilik oyunu.(Abdullah abi sonra subay okulunu kazandı),Halil Ergün ün yiğeni olduğunu söyleyen Ahmet,kız kaçıran,fıs fıs,ramazan davulcusu,mahalledekilerin halayları,

Babamın vefatı,

Ortaokula ilk kaydım..izcilik kolu..

Etbalıkspor,Niyazi hoca  ve arkadaşlar,Ali Uyar,Hüseyin Ekinci,Mehmet Yıldırım,Bilal Yavaş,Ortaokul futbol takımı,masa tenisi oyunları,..

Sinemaya gitmeler,….

Gazi Lisesine kayıt..Atila abi kayıt ettirmişti..

Sokaktaki yaşlanınca partesü,otel vb..ilgi..O kişi,(Be)Latif Hoca,Ayhanla futbola yetişme telaşlarımız..Okul çıkışı bazen pastane ve o dönerci..bilgisayar atari …

 

okul bahçesindeki oyunlar…latif hoca,Rıza hoca,Mustafa hoca,o öğretmenlerimiz…..

Lise 3 te Selçuklu lisesine geçmem..kayıtta bana çıkarılan zorluklar..

O acayip manevi şeyler…sınıf arkadaşlarımız…Atilla Şimşek”in ve Burhanın vb.da yaşadıkları…Edebiyat sınavına yazdığım cevap..O kızın isyanvari yazısına üzülmem tepki vb..ağlayarak sınıftan çıkmam.öğrenciliği bırakıyorum demem..etajerlerin ve öğretmenimin ikna etmeye çalışması ve ikna etmesi..O saç traşım,..o okulun camındaki yansıma,mescit,terlik,öğretmenin birinin tepkisine güzelce şefkatlice cevap vermeye çalışırken birden korkup tamam tamam diye ..acayip hareket yapması…(neyse bunun detaylarını başka bir zaman yazmaya çalışırım…)

Atilla,burhan,Mehmet ali,rıza,kemal,..okul içi turnuva,gol krallığı,(saat 01:08)

 

İnşallah devamını ve detaylarını ileriki bir zamanda yazmaya çalışacağım..

 

*     *   *

Şefkat-Der Hayatsız Kadınlara Yeni  Hayat Hakkı Komisyonu Basın toplantısı ve ..

Konya’dan İstanbul’a doğru yolculuğumuz başlayalı yaklaşık 20 dakika oldu…

Yanımda kadın Sığınma Evimizde kalan,Ebru Kardeş,Hatice Kardeş ve serpil kardeş var..Bir de iki melek yavrucak var..Yusuf ile melek..Melek on aylık,Yusuf,3-5 aylık,..Ebru hanımla Serpil hanımın çocukları..

Doğrusu söylemek gerekirse insan bir tuhaf oluyor,duygulanıyor…ikisinin de babası ortada yok…

Bebeklerini,çocukların hepsi melek hepsi tertemiz…ama bu yavrucaklar daha bir acayip…

Kim bilir zamanla neler neler olacak…

Dün gece mübarek kadir gecesinde yine hayırlı bir hizmeti tekrar kamuoyuna duyurma kararı aldık ve geceyi takiben gündüz Cuma saat 12:00 da Şefkat-Der’imizin Konya bürosunda ŞEFKAT-DER HAYATSIZ KADINLARA YENİ HAAT HAKKI KOMİSYONUMUZUN kurulmasını ve faaliyetlerine başladığını duyurduk.İşte bu kardeşlerimiz,bu hayırlı hizmetin yürütülmesinde derneğimiz bünyesinde yer alacaklar….

Dünkü basın toplantımızla ilgili haberler bugün,,Sabah ve Takvim gazetelerinde,yerel olarak ta  merhaba,Konya postası,hakimiyet,Anadolu manşet gazetelerinde vb..yazılı olarak çıktı…

Özellikle Sabah ve takvim gazetelerinde çıkmasıyla çok geniş her kesim ve kitlelere ulaşmış olduk,

Bugün öğlene doğru İstanbul Flash tv den Arzu hanım aradı,gazete haberini okumuş,flash tv de yalçın beyen yapım ve sunuculuğunda yeni bir program başlayacakmış..bizim derneğimizden de faydalanmak istedikleri vb..İlk programlarının hemen bayramdan sonra olacağını ..Salı günü bat yayını Cuma günleri de canlı yayın olacağını vb.söyledi..Özellikle ilk programa bu kadınlarla birlikte katılmamızı vb istedi..daha fazla mazlum biçare,şefkat eli uzanmasını bekleyen kardeşlerimize,bu vesileyle ulaşabiliriz diye ,Konya’daki yoğunluğa rağmen bayram arifesinde İstanbul a gitmemizin çok hayırlı olacağını düşündüm…

Biran önce o kardeşlerimize ulaşmayı,onların yavrularına,ailelerine kavuşmalarını,,zulümden kurtulmaları……artık huzurlu,güvenli mutlu bir yaşamalarını vb..o kadar çok istiyorum ki….

Daha önce hayırlarına vesile olduğumuz kardeşlerimizin yanında yenilerini hayal ediyorum da…içim içime sığmıyor….

ALLAH’ım yardımcımız olsun..

Bu kutsal plan taktir içerisinde mücadelemiz devam ediyor…ALLAH’ın izni ile hiç bitmeyecek..21.10.2006 cumartesiyi pazara bağlayan gece,saat 00:38

 

*   *  *

Düzce Belediyesi Kadın Merkezinin Kadın Sığınma Evi açılması ile ilgili daveti…

İnşaAllah Konya’dan Düzce’ye doğru yolculuğumuz başladı…

 

02:00 otobüsüyle önce Ankara’ya oradan da Düzce’ye geçeceğim..Düzce’ye ok önemli ,çok kutsal bir iş için gidiyorum…

 

Geçenlerdeki tv programlarından sora Düzce Belediyesi Kadın komisyonundan da (vb.) derneğimizi aramışlar..düzce belediyesi kadın sığınma evi açma girişimindeymiş..Hemen hemen her şey tamamlanmış bizim de tecrübelerimizden tavsiyelerimizden vb. faydalanmak istiyorlarmış..notlar arasında en çok sevindiğim not buydu..O kadar çok sevindim ki anlatamam..

Keşke diğer belediyelerimiz de böyle olsaydı..

Verilen telefon numarasından aradığımda karşımdaki kişinin ses tonundan çok temiz kalpli,şefkatli biri olduğunu,çok güzel duygular beslediği her halinden belliydi.

Bu samimi konuşma beni ayrıca mutlu etti.Hem biz onları onlar da bizi davet etti..

İnşallah ben biran önce,bu önemli hizmetin,faaliyete geçirilmesi için ziyaretimizin önemli olduğu bilinciyle yola çıktım….

İnşaAllah elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışacağım..Hayırlara esile olsun…

Bu arada son zamanlarda oldukça yoğun bir tempoda olduğumuzdan dolayı doğru düzgün notlar bile almaya vaktim olmuyor..(Yazmaktan vb. çok pratik faaliyetlerle falan uğraşıyoruz)..

Acayip şeyler yaşıyoruz..bunları sıcağı sıcağına kağıda dökemiyorum ama bu Düzce’yle ilgili çok önemli bir hizmet olduğu için..bunları not düşmek istedim…

Çok özlediğim,çok sevdiğim bir kişinin vb. yanına gitme duygusundan çok daha güzel bir duygu içerisindeyim…

Düzce’mizde de böyle alışmanın başlaması öyle güzel bir duygu ki anlatamam..İnşaAllah Düzce deki

Kardeşlerimiz de bizim yaşadığımız unutulmaz duyguları yaşayacaklardır.

Son zamanlarda o kadar çok mağdur zor durumda insanımız müracaat etti ki …durum gerçekten çok içler acısı.. o gelen kardeşlerimizi, o telefonları,o mesaj çekeleri,o şeyleri aynen herkesin görmesini,hissetmesini çok sterdim……

…………………………

Sokakta kalmış bir insana ,sığınacak bir yer arayan mazlumlara,………o insanlarımıza...

Onlara asla ve asla yer yok demeyeceğiz.sizi kabul etmeyeceğiz demeyeceğiz.asla…asla…

ALLAH yardım edecektir…11.2006.02:54

*   *   *

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
  Bugün 54 ziyaretçi (149 klik) kişi burdaydı! Şefkat-Der'le İlgili Güncel Bilgilere Ulaşmak İçin Lütfen Facebook Hesabımızı Takip Edin.(Facebook Adresimiz Şefkat Der)  
 
Sizde Şefkat Gönüllüsü Olun!! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol