ŞEFKAT-DER’DEN ZORUNLU AÇIKLAMA!
ŞEFKAT-DER: BİZ HER KADIN SİLAHLANSIN DEMEDİK, HAYATİ YÖNDEN TEHDİT ALTINDA OLUP TA DEVLET TARAFINDAN 24 SAAT KORUNMAYAN RİSK ALTINDAKİ KADINLAR SİLAHLANSIN, SİLAH KULLANMA EĞİTİMİ ALSIN DEDİK. Bunun yanında savunma sporu eğitiminiyse her kadın alsın ve her kadın biber gazını yanında bulundursun. Şefkat-Der olarak, eşiyle bir arada yaşayan kadınların silah bulundurmasını da çok özel bir gerekçe hariç tavsiye etmiyoruz. Biz eşinden ayrılmış, eşinden ayrı yaşayan yada her hangi bir başkası tarafından tehdit edilen koruma altında olmayan vb. risk altındaki kadınlar için güvenlik tedbirlerinin olmadığı zamanlarda meşru savunması için silah bulundursun diyoruz. Öldürmek isteyene karşı meşru savunma hakkını kullanmayı, şiddeti şiddetle savunmak olarak gösterilemez. Genç kızların çeyizlerinde silah bulundursun çağrımızın anlamıysa şuydu: Türkiye’de kadına şiddet kadın cinayetleri göz göre göre öyle yoğun şekilde devam ediyor ki, günün birinde kendilerini koruma mecburiyetinde olabilirler, daha evlenmeden silah kullanma eğitimi de alıp eğitim sertifikasını çeyizlerine koysunlar ve bunun ilerde kendi canına kastetmeyi düşünecek kişiye karşı sembolik bir anlamı olsun caydırıcı olsun diyeydi. Bu amaçla ailelere de çağrı da bulunduk kızınızın nasıl okuyup diploma almasını, sürücü belgesini almasını istiyorsanız, atış poligonlarında silah kullanma eğitimi de almasını sağlayın, silah kullanma eğitimi sertifikasını da çeyizine koyun bunun sembolik anlamı da olsun diyoruz. Savunma sporları, biber gazı, elektro şok aleti kullanma önerimiz herkes tarafından kabul edildi ama silah kullanma önerimize ikna olanlar çok olduğu gibi yanlış anlaşılmadan kaynaklanan itirazlar da devam etmektedir. Bununla birlikte, Hayati yönden tehdit altında olana kadınların silah kullanma eğitimi alması ve silah bulundurması önerimiz, risk altındaki kadınların tamamı tarafından olumlu karşılandı. Şefkat -Der olarak biz de savunma sporları eğitiminin yanında silah kullanma eğitimlerinden önce öfke kontrolü eğitimleri de vereceğiz. Biz devlet hiç bire şey yapmasın, zihniyet kökten değişmesin, idari adli her türlü tedbirler en iyi şekilde alınmasın da şiddet yönünden risk altındaki kadın silahlansın mı diyoruz?!Biz ,kadın durduk yerde daha önce kendisine şiddet uygulayan erkeği bulsun üzerine gitsin de onu vursun demiyoruz ki, potansiyel katil, kadına sığındığı aile fertlerine yönelik öldürmeye teşebbüs ettiklerinde yanlarında güvenlik görevlileri yoksa canlarını korumak amacıyla meşru savunma hakkını kullansın diyoruz. Kadın göz göre göre katledileceğine, kendisine saldıran potansiyel katile karşı meşru savunma hakkını kullanması yasalara da vicdana da uygun. TCK nın 25.-26.-27.-28.maddelerine göre yapılacak meşru savunmada her hangi bir ceza verilemez. Şefkat-Der olarak risk altındaki kadınlara devletin korumadığı zamanda hayatlarını kurtarmak için gerektiğinde silah bulundurun, kullanma eğitimini alın çağrımızın amacı; Devletin yürütme yargı yasama organları, kadına karşı şiddet ve cinayet olaylarının ivedilikle önlenmesi için her türlü tedbiri ciddiyetle alması, Potansiyel katilleri fikrinden vazgeçirmeye teşvik, Savcılık, emniyet ve valiliklere” beni koruyun, hayatım tehlikede, sonum Ayşe Paşalı gibi olmasın “dediği halde korunmayan risk altındaki kadınlara bir umut olsun diye bu önerilerimizi yaptık. Şefkat-Der olarak şimdiden bunların faydasını gözlemlediğimizi söyleyebiliriz ve zamanla bu herkes tarafından da anlaşılacaktır. Risk altındaki kadınları silahlandırma aşamasına getiren Şefkat-Der değil, kadınları korumayıp göz göre göre ölümlere terk eden devlet organlarının görev ihmalleridir.81 ildeki görevini ihmal eden cumhuriyet savcılarıdır, emniyet yetkilileridir, valilerdir. Kadın cinayetlerini abartmamak lazım bunlar münferit olaylar diye insan canını basite alan devlet yetkilileridir. Katillerin ,”erkekliğime laf dokundurdu öldürdüm, namusumu temizledim”, sözlerine karşı, tahrik indirimi yapan, vahşice işlenen planlı cinayetlere rağmen mahkemede hâkime savcıya saygılı davrandı diye iyi hal indirimi yapan, âdeta potansiyel katillere erkekliğine laf söylerse öldürürsen indirim yaparım der gibi adeta katillere yol gösteren cezaları caydırıcılıktan uzaklaştıran yargının zihniyetidir. Risk altındaki kadınları silahlanma aşamasına getiren, Risk altındaki kadınları kastederek” her kadının başına polis dikemeyiz “diyen yetkililerdir. Devlet yetkilikleri, böyle diyeceklerine, “biz devlet olarak kadınların hiç birini potansiyel katillerin öldürmesine terk edemeyiz, her türlü idari adli tedbirleri alırız gerekirse bütün risk altındaki kadınların başına polis te dikeriz farklı şekillerde de koruma altına alırız, kadınların korunması ile ilgili binlerce yeni polis alıp, özel güvenlik birimleri de oluştururuz” deselerdi. Birçok cinayeti önlemiş olurlardı. Potansiyel katiller Sn. Cumhurbaşkanımız Sn. Başbakanımız gibi devlet büyüklerini ölümle tehdit ettiği zaman tutuksuz mu yargılanırdı, İdari adli birimler her türlü tedbiri almaz mıydı? Hayatım tehlikede denen kadınlar savcılıklara polislere defalarca başvurduğu halde neden öldürülmekten kurtarılmadı? Milletvekillerinin, zenginlerin iş adamlarının kuyumcuların mallarını korumak için silahlanmasını normal karşılayanlar, hayati yönden tehdit altında olan kadınların canlarına kast edilmeye çalışıldığında, polisin olmadığı zamanlarda meşru savunma olarak kullanmak üzere silahlanmasını neden tuhaf karşılıyor? Devlet yetkililerinin, milletvekillerinin canı zenginlerin malı değerli de kadınların canı değersiz mi, kadınlar devletin korumadığı zamanlarda ölsün mü? Tamam, toplum eğitilsin, ailelerde herkeste sevgi şefkat olsun şiddet hiç olmasın ama bunlar sağlanasıya kadar kadınların hayatları tehlikeye düştüğünde yanlarında polis yoksa kendilerini korumasın mı? Şefkat-Der olarak, risk altındaki kadınlar için devlet yetkilileri idari ve adli her türlü tedbiri ivedilikle almadığı müddetçe, kadınların silah kullanma eğitimi ve ruhsatlı silah almalarına teşvik ve rehberlik konusunda kesinlikle kararlı olduğumuzun bilinmesini isteriz. Emniyet müdürleri demiyor mu, ”potansiyel katil karşınıza çıktığında evinize geldiğinde polisi arayın! Böyle bir durumda risk altındaki kadın korkudan heyecandan hemen polisi arayabilir mi, arasa bile polis gelesiye kadar kadın çoktan katledilmiş olmaz mı? Bu durumda olan kadınlar için ölüm fermanı imzalanmış olunmuyor mu? Şefkat-Der’ in önerisi şiddet mağduru, risk altındaki kadınlar tarafından yüzde yüz destek almıştır. Önerimiz hayati yönden risk altındaki kadınlar için büyük moral olarak kurtuluş olarak umutlu olmalarına yol açmıştır. Ölüm korkusunu hissetmeyen kadınlar arasında yanlış anlaşılmalardan kaynaklanan itirazlar da vardır ama gerekçelerimizi söylediğimiz zaman karşı görüşte olanların çoğunun fikri de değişmektedir. Şefkat-Der olarak, Risk altındaki kadınların potansiyel katiller tarafından bulunmaması için nelere dikkat etmesi gerektiğine dair eğitimler, Savunma sporları, koşma sporu, fiziksel güçlendirme sporları, biber gazı, göz yaşartıcı sprey, elektro şok aleti kullanımı dersleri, öfke kontrolü eğitimi, Meşru savunma kapsamında hukuki danışmanlık derslerimiz olacaktır.(Bu eğitimlerin bir kısmı internet üzerinden de olacak. Bir kısmı da gruplar halinde yüz yüze olacak) Şefkat-Der Bilgi tel.0212 244 85 97-0535 733 77 13
Hayrettin Bulan
Şefkat-Der Genel Başkanı
15 Ocak 2012
Türk Ceza Kanunu: MEŞRU SAVUNMA VE ZORUNLULUK HÂLİ Madde 25 - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile. Orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bil... Erek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. HAKKIN KULLANILMASI VE İLGİLİNİN RIZASI Madde 26 - (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez. SINIRIN AŞILMASI: Madde 27 - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez. CEBİR VE ŞİDDET, KORKUTMA VE TEHDİT Madde 28 - (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.