Şefkat-Der'le İlgili Güncel Bilgilere Ulaşmak İçin Lütfen Facebook Hesabımızı Takip Edin.(Şefkat Der)
   
  sefkat-der
  "RİSK ALTINDAKİ KADINLARIN SİLAHLANMASI" ÇAĞRIMIZIN GEREKÇELERİ
 
ŞEFKAT-DER’DEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA!
16 Yıldır kadına şiddetin çözümlenmesine yönelik gerek kadın sığınma evleri gerek diğer faaliyetler tecrübesi de olan 10 binden fazla şiddet mağduru kadınla ilgilenen alanda kendini ispatlamış bir sivil toplum örgütü olarak ,devlet yetkililerinin -Tehdit altındaki öldürülme riskiyle karşı karşıya olan kadınlara “ne yapalım hepsinin başına polis dikemeyiz” demesi, cinayetlerin göz göre göre devam etmesi dolayısı ile, ,her risk altındaki kadının acil zorunlu durumlarda “Türk Ceza Kanunundaki Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali”ne (TCK madde 25-26-27)uygun olarak, kendini ve ailesini koruyabilmesi için gerekli silah kullanma eğitimi , ücretsiz ruhsatlı silah vermesi şarttır ve Şefkat- Der olarak da bu eğitimlerde aktif olarak ta yer alacağız “şeklindeki açıklamalarımız gerek Türkiye’de gerek Avrupa’da büyük ses getirdi. Önerilerimiz şiddet yönünden risk altındaki kadınlar tarafından da zorunlu hallerde kullanılmak üzere, son bir umut olarak büyük destek gördü. Çoğunluğu hayati yönden risk altında olan, bir kısmı da bir gün bana da lazım olabilir diyen 3 bin (üç bin) civarında kadın, atış poligonlarında silah kullanma eğitimi ve bulundurma, taşıma ruhsatlı silahı nasıl temin edebileceği ile ilgili derneğimizle bağlantıya geçti ve müracaat sayı gittikçe artıyor. Bununla birlikte derneğimizle bağlantıya geçmeden de binlerce kadının kendiliğinden atış poligonlarında silah kullanma eğitimi ve ruhsatlı silah almak için girişimlerde bulunacağını tahmin ediyoruz... Kamuoyunda önerilerimizi destekleyenlerin yanında, amacımızın ve hangi şartlardan dolayı böyle önerileri getirmek zorunda kaldığımızı bilmeden, önerilerimize karşı çıkanlar da olmuştur. Fakat aşağıda belirttiğimiz gerekçelerimiz anlaşıldıktan sonra, önerilerimize önce karşı görüş bildirenlerin de çoğunluğu bize hak verecektir. Şefkat-Der olarak gönlümüzden geçen, devletin adli ve idari mercilerin tam olarak görevlerini yapıp kadın cinayetlerinin önlemesi, potansiyel katillerin cinayet fikrinden vazgeçmesidir. Fakat adımız Şefkat-Der diye cinayet işleme fikrinden vazgeçmeyen potansiyel katillere karşı da şefkat gösterecek değiliz. Potansiyel katile şefkat göstermek demek masum insanların öldürülmelerini seyretmek demektir.. Biz devlet hiç bire şey yapmasın ,zihniyet kökten değişmesin, idari adli her türlü tedbirler en iyi şekilde alınmasın da şiddet yönünden risk altındaki kadın silahlansın mı diyoruz?! Biz, kadın durduk yerde daha önce kendisine şiddet uygulayan erkeği bulsun üzerine gitsin de onu vursun demiyoruz ki, potansiyel katil, kadına sığındığı aile fertlerine yönelik öldürmeye teşebbüs ettiklerinde yanlarında güvenlik görevlileri yoksa canlarını korumak amacıyla meşru savunma hakkını kullansın diyoruz. Kadın göz göre göre katledileceğine, kendisine saldıran potansiyel katile karşı meşru savunma hakkını kullanması yasalara da vicdana da uygun... Mahkemeler kesinlikle TCK’deki meşru savunma ve zorunluluk hali maddesini işletecektir. Potansiyel katil kadının karşısına dikildiği zaman, yanında polis yoksa ki yok, kadın kurşunlanmayı bıçaklanmayı mı beklesin?!böyle durumlarda kadının sığındığı yerlerde potansiyel katil kadının annesini babasını önüne geçenleri de vuruyor bıçaklıyor, katliamın devam etmesi mi beklenecek?!Ne yapsın kadınlar evleri tekmelenerek silahla tüfekle basıldığında, işine giderken, çocuğunu okula götürürken, bıçakla silahla saldırıya geçen potansiyel katil karşısında ne yapsın, potansiyel katil arkasından silahla kendini kovalarken ,en azından bir yere gizlenip kendini savunmaya çalışması güvenlik görevlilerinin gelmesi için zaman kazanmasına neden olmaz mı?! Hayati yönden her kadının yanına polis dikemeyiz diyen devletin bakanları savcıları kadınları tamamen ölüme terk etmiş olmuyor mu?! Kadınlar defalarca savcılığa polise başvurduğu halde yine katledilmiyor mu?!Kadınları daha önce yaralayanlar bile tutuksuz yargılanmıyor mu, bunlar tekrar gelip kadını öldürmüyor mu?!     Kadınları katledenlere tahrik indirimi iyi hal indirimi yaparak ,cinayetleri caydırıcı hale getirmeyen, yargı organlarıyla mı önlenecek cinayetler?!Kadın koruma programı dedikleri şeyde 24 saat fiziki koruma tedbiri var mı?! Acil durumlarda polisi arayın polis 3 beş dakikada gelir diyen yetkililer ve herkes o zamana kadar kadının çoktan katledileceğini bilmiyor mu?!ve zaten acil durumlarda kadına şiddette polisin ne kadar geç davrandığını bilmeyen var mı?! Ve daha bir kaç gün önce bile polislerin yanında dahi bir genç kızı katletmediler mi?!Sonum Ayşe Paşalı gibi olacak diye endişeyle devletin korumasını bekleyen kadınlar katledilmiyor mu?!Kadını korumadığından dolayı görev ihmalinden hapse giren savcı hakim, vali, kaymakam, polis ,jandarma var mı, bunun da ötesinde doğru düzgün ceza alan bir yetkili var mı?!Kadın ve Aile Bireylerini Koruma Yasası taslak halde dururken, potansiyel katiller durmuyor, yerine göre eşini tehdit eden hatta saldırıya geçip yaralayan kişilerin tutuksuz yargılanması gibi durumlardan dolayı ve üstelik mahkemelerin katillere tahrik indirimi iyi hal indirimi uygulaması adeta potansiyel katilleri caydırmaktan çok cinayet işlemeye devam etmeye teşvik ediyor.. 81 ilde poliste ve savcılıkta beni koruyun eşim yada eski eşim yada teklifini reddettiğim erkek beni ölümle tehdit ediyor, beni koruyun diye başvuran kadınların isimleri ve tehdit eden potansiyel katillerin isimleri  tek tek belli olduğu halde, Potansiyel katiller tasarlayarak kadınları öldürmeye devam ederken, cinayetler göz göre göre gelirken, Devlet kurumları hala kanunu tasarlamakla cek cak demekle vaktini geçiriyor, hele hele risk altındaki kadınlara sizi ölümle tehdit eden kişi karşınıza çıkarsa polisi arayın polis yanınıza 3 beş dakikada gelir demekse tam bir kandırmaca hareketidir. Ve bu asla gerçekçi bir çözüm değildir. Polisin gelmesi 15 dakikayı bulabilir. Hatta maalesef çok daha uzun da sürebiliyor. Bu süre içerisinde maalesef kadın çoktan ölmüş olur. Maalesef yetkililer bu gerçeği ihmal ediyor… Bu sisteme tam koruma denemez! Maalesef görülecek ki, yakın bir zamanda yeni çıkacak yasaya rağmen hala devletin ilgili birimlerin ihmalkârlığı ile kadın cinayetleri göz göre göre devam edince önerimize karşı durmakta ısrar edenlerin hemen hemen hepsi isyan edecek ve akıllarına bizim önerilerimiz gelecek. Keşke böyle olmasa ama maalesef şartlar bunu zorunlu kılacak..-Kadınları öldürmekte kararlı olan potansiyel katiller, kadınları öldürmek için harekete geçiyor, bıçaklamaya başlıyor, silahla nişan alıyor, ateş etmeye başlıyor, bu durumda olan kadınlar kendini korumasın mı, yanında polis yok koruma yok, kadının bu durumlarda kendi canını kurtarmak için önceden silah kullanmayı atış poligonunda öğrensin dememizin neresi yanlış?!.... Türk Ceza Kanunu: MEŞRU SAVUNMA VE ZORUNLULUK HÂLİ Madde 25 - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. HAKKIN KULLANILMASI VE İLGİLİNİN RIZASI Madde 26 - (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez. SINIRIN AŞILMASI Madde 27 - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez. CEBİR VE ŞİDDET, KORKUTMA VE TEHDİT Madde 28 - (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır. HAKSIZ TAHRİK Madde 29 - (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir..                                            8 Ocak 2012                                                                                          Hayrettin Bulan                                                                                      Şefkat-Der Genel Başkanı Bilgi tel:0212 244 85 97-0535 733 77 13
 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı! Şefkat-Der'le İlgili Güncel Bilgilere Ulaşmak İçin Lütfen Facebook Hesabımızı Takip Edin.(Facebook Adresimiz Şefkat Der)  
 
Sizde Şefkat Gönüllüsü Olun!! Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol